Gözlerimi açtığım bugün, benim belki de son günümdü. Pek belli etmemeye çalışsam da içimde büyük bir panik vardı. Bugün Batu'nun doğum günümde bana aldığı prenses yazılı sweat i giymiştim. Altına da beyaz, kumaş bir şort. Doktor saat 11 de uçaktan ineceği için ameliyat saat 14 de olacaktı. Şu son saatlerimi sevdiklerim ile geçirmeye karar verdim.
"Sevgilim! Biz geldik"
"Hoş geldiniz!"
Koşarak kapının önünde duran abime sarıldım. Gözlerim dolu doluydu ama mutluydum. Hani hem ağlarım hem gülerim derler ya hah işte tam o şekildeydim. İçimde kopan fırtınalara rağmen gülüyordum.
"Küçüğüm"
Diyerek kucakladı beni abim. Gözleri dolmuştu, biz bu zamana kadar iki kişi olarak aile kurmuştuk. Abi kardeş ailesi. Ardından bir diğer biyolojik abim olan Dinçer abime sarıldım. Her ne kadar anne tarafları sorun çıkarsa da sonuçta o da abimdi.
"Abi! İyi ki geldiniz"
"Kızıl ejderha'm"
Bana sarıldığında burnunu çektiğini işittim. Hepsi ile teker teker sarıldım. Son günümde onlar ile beraber vakit geçirmek istiyordum. Saat 6.39 du henüz. Hepsi benim için bu vakitte uyanmış buralara kadar gelmişti. Hastaneden çıkamazdık belki, yine de bahçede vakit geçirebilirdik. Elimizde bir tane soda şişesi ve UNO kartları ile aşağı indik. Yerlere koyduğumuz minderleri oturup UNO oynamaya başladık. Kartları eşit bir şekilde dağıttıktan sonra oyuna başladık.
"Yok artık ya! Hiç mi düzgün kart çıkmaz insana"
dedi yarkın, şansıma kart değiştirme kartı ve birkaç özel kart bana çıkmıştı
Batu'dan sarı 6 gelmişti bende ise ne altı numaralı kart ne de sarı kart vardı. Liva gülerek bana fazladan kartlardan verirken elini ittirip renk seçimi kartlarından birini atıp kırmızı 3 kartını attım. Benden hemen sonra gelen Liva mızmızlanmaya başladı
"Hay böyle işi siksinler ama ya! Yarkın ver şuradan bir kart"
Oyun bu şekilde ilerlerken en az kartı kalan Liva idi. Ben el değiştirme kartını kullanıp Liva'nın kartlarını almıştım. Zaten bir süre içinde de oyun bitmişti. Kazanan ben olmuştum
"Hayır ya! Kabul etmiyorum! Benim kartlarımı aldı Aleda!"
"Mızmızlanma Liva oyun böyle"
***
Şişe oyununa geçmiş oynamaya başlamıştık. Soru soran yarkın cevaplayan Batu
"Doğruluk mu cesaret mi?"
"Cesaret"
"Emin misin?"
"Eminim"
"Aleda'yı herkesin içinde öp!"
"Ne?"
"Emin misin dedim sana brom"
"Tamam"
Batu gelip yanağımı öptüğünde yarkın kızmaya başladı.
"Batu ne yapıyorsun abi ya! Yanağından demedim, duduşundan duduşundan "
"Görev yapıldı mı yapıldı sen yer belirlememiştin yarkın"
"Ya birşey söyleyin şuna"
"Yarkın haklı Batu görevini düzgün yap"
Batu'nun gözleri abim ile benim aramda mekik dokuyordu. Abimin gülmesi ile Batu izni almış oldu. Yan yana oturduğumuz için sadece yan dönüp üzerime eğilmesi yeterliydi. Yaklaştığında dudaklarımı hafifçe araladım alt dudağımı emmeye başladı bende üst dudağını emiyordum ben bırakmasını beklerken bu defa üst dudağımı öpmeye başladı ona ayak uydurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Mücadelesi
Teen FictionBatu ile Aleda'nın yanlış anlaşılma ile zora giren dostluğu ile aşk acısının getirdiği bir depresyon havası , nisa'nın ortaya sürdüğü bir plan ile düzelecek mi? Peki Batu'nun Aleda'yı yanlış anlama sebebi neydi? Hikayede ne gibi gelişmeler olacak ge...