3.Bölüm

872 35 16
                                    

(Medya Arslan)

Arslan derin bir nefes alıp içeri girdi. İşim olduğu için mecburen gülümseyerek "Ne istersiniz?" dedim. Arslan ise beni tamamen görmezden gelerek bir masaya oturdu.

Buranın bir kafe olduğunu bilmiyor mu? Gerçi geceleri bazen restoran gibi çalıyorduk. Derin bir nefes alıp menü götürdüm. Sonra ise kasaya geri döndüm. Menü'ye dokunmadı bile!

Telefonumdan alışveriş yapmaya devam etme kararı aldım. Wow kitapların çoğu indirimdeymiş. Hadi paramızı buraya yatıralım.

"Kitaplarla mı ilgileniyorsun?" dedi. Başımı kaldığım an Arslan'in tam karşımda olduğunu fark ettim. Ne ara buraya geldi? "Evet." diyip telefonumu hızlıca kenara koydum.

"Nasıl yardımcı olabilirim?"
Arslan gülümseyerek "Filtre kahve büyük boy."
Kafveyi hazırlarken "Gece uyanık kalmak için iyi bir seçim." dediğimde kıkırdadı.

Büyük karton bardakta ki kahveyi ona uzattım. Ben ne kadar olduğunu söylemeden fazlasıyla parayı kasaya bıraktı. "Üstü kalsın." diyip gitti. Galiba iki kahve parası verdiğinin farkında değil. Neyse bu benim okul harçlığımı olsun.

~Yarım saat sonra~

Eve gelir gelmez kendimi armut koltuğuna attım. Tam uyumak üzereyken Leo ışığı açtı.

"Kapat şu ışığı!" diyip üstümde ki battaneyi kafama kadar çektim.

"Neredesin sen bu kadar saattir?" dedi. Ses tonu normalden daha sertti.

"İşim vardı. Şimdi ışığı kapatacak mısın?" dediğimde battaniyeyi üstümden aldı.

Gözlerimi hızlıca açtım. Bütün gün ayaktaydım ve tüm gece boyunca uyumadığım hesaba katılırsa sinirli olmam gayet normal olmalı değil mi?

Ayağa kalkıp "Ne yaptığını sanıyorsun sen?!" diye bağırdığı an odamın kapısını babam açtı. Uykusundan yeni uyanmış benziyordu.

Leo sanki süt dökmüş kedi gibi sessizken babam hiddetle bana bağırmaya başladı. "Ne dedin? Misafirimize ne dedin?!"

"Duymadın mı? Ne yaptığını sanıyorsun sen dedim." dediğim an yanağım da alıştığım sıcaklığı hissettim. Ağzımın içinde ise bakır tadı. Tokat sesi ise daha sonra geldi.

Gözüm hafifçe karamıştı. Ama kendime geldiğim an babama bağırmaya başladım.

"NOLDU? KIZIN'IN ODASINA KALMASI İÇİN PARA KARŞILIĞINDA ERKEK KOYUYORSUN ÜSTELİK KIZINA MI VURUYORSUN? SENDEN ADAM OLMAZ BABA HAYIR SENDEN BABA DA OLMAZ!" diyip evi terk ettim.

Buna alışmıştım artık. Kendimi en yakın parka attıp hava aldım. Sakinleştiğim zaman yanımda ki paraya baktım. Anlaşılan yanıma yeteri kadar para almamışım. Telefonumda yanımda değil.

"Off..." oturduğum yerden kalkıp eve doğru yürümeye başladım.

İyi ki giriş katta oturuyoruz. Mutfağın penceresinin açık olmasını fırsat bilerek içeri girdim. Sessizce odamdan telefonumu ve bir miktar para alarak tekrar çıktım.

Babamla tartıştığımda herzaman otelde kalıyordum. O otele gittiğimde Aslı beni karşıladı. "Yine mi seni dövdü?" dediğinde ilk yardım çantasını çıkardı.

"Yok bu kez sadece tokat attı. Bu gün için boş bir oda var mı?" dediğimde Aslı'nın bana herzaman verdiği odanın anahtarını bana uzattı.

"Gel buraya yanağına merhem süreyim."

Annem vefat etmeden önce Aslı ile tanışmıştım. Annem arada bir beni buraya getirir Aslı ile oyun oynatırdı. Aslı 15 yaşından beri burada çalışıyor. Mavi gözleri ve sarı saçları olan güzel bir kız.

Lapis ÖzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin