Selamm nasılsınız?
Bölüme geçmeden önce oy ve bol bol yorum yapmayı unutmayın.
Bölüm sonunda da hatırlatacağım:) Uyarı:
Bu bölümde kan ve vahşet bulunmaktadır!
Şimdi ise keyifli okumalar diliyorum;)=Melis'in ağzından =
Gözlerimi açtığımda Arslan'ın mavi gözleri ile karşılaştım. Arslan hızlıca geri çekilip ayağa kalktı. "Aç mısın?" diye sordu.
Olumsuz anlamda başımı sallayıp yatakta dikelmeye çalıştım. Ancak sol bacağımda ki acı ile hareket etmeyi kesip yüzümü buruşturdum.
"Ne oldu?" diye sorarken endişeli görünüyordu.
"Biraz acıyor. Ama hareket etmediğimde iyiyim." dedim. Arslan yanıma oturdu. Sol bacağımda ki eşortmanı yukarı doğru katlayarak sarılı yarayı açığa çıkardı. Sargının kimi yeri kırmızı kimi yeri ise beyazdı.
Arslan kısa bir süreliğine gitti. Geldiğinde ise elinde tertemiz sargı bezi vardı. Sargımı değiştirdikten sonra dolabından temiz eşortman ve tişörttü kenar koyup "Üstünü değiştir." diyip çıktı.
Kıyafetleri elime alıp bedenine baktığımda aslında kız kıyafeti olduğunu anladım. Zaten kıyafetler Arslan'a olmak için fazla küçüktü.
Kıyafetleri giydiğimde, kanlı ve ter kokulu kıyafetleri top haline getirip kenara koydum.
Ayağımın acısına artık alışmaya başlamıştım. Ayağa kalkıp kapıyı açtım. Karşımda ise Ateş Bey duruyordu.
Ateş Bey "Melis, koruma istemediğini anlıyorum. Ancak şimdilik benimle gelir misin?"
"Peki." dediğimde ise Ateş Bey önde ben arkada yürüyorduk.
Önce uzun bir süre merdivenlerden indik daha sonra ise bir odaya girdik. Oda da bir sürü kapı vardı. Hafifte olsa kan kokuyordu.
Ortada bulunan bir kapıdan geçtik yaklaşık on dakika yürdükten sonra ise durduk. Durduğumuz yerde ise kan kokusu fazlasıyla ağırdı.
Ateş "Melis istersen gözlerini kapat burada görmek isteyeceğini şeyler yok." dedi.
Merak insanı öldürür diye boşuna dememişler merakla baktığımda ise cidden hiç hoş bir manzara ile karşılaşmadım. Hatta yemek yemiş olsaydım kusacağıma adım kadar eminim.
Kahverengi saçlı adam sandalyeye bağlanmış, ağızı yüzü ise kan ve morluklar içindeydi. Hatta dikkatli bakılınca tırnaklarının söküldüğünü ve bazı yerlerinde yanık izleri olduğunu fark ettim.
Ateş adamın tam önüne geçti. "Konuş." sesi o kadar soğuk çıkmıştı ki olduğum yerde ürpermiştim.
Adam kafasını kaldırdığında doğrudan bana baktı. Gözleri aralandı ve hafifçe güldü. "Melis Karaca, ne kadarda büyümüş. Ne yazık." kaşlarını çatarak konuşmaya devam etti. "Annenin seni koruması yakında tamamen boşa olacak! O gün nereye saklandığını bulamamış olsakta şimdi avcumuzun içindesin." gülümseyerek "Ölecek-" yüzüne inen yumruk darbesi ile adam ağzından kan akarak sustu.
Gözlerimi kapattım. Bir süre yumruk sesi geldi. Kan kokusu arttı. Midem bulanmaya başladı. Ne yani beni bunları duymam için mi buraya getirmişti? Amacı ne bu adamın?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lapis Özü
Romance"Lapis Özü", sıradan bir hayat süren Melis'in, beklenmedik bir şekilde girdiği dünyanın karmaşık olaylarına şahitlik ettiği bir roman. Melis, sevgiye hasret, yaralı bir kalple yaşarken, Leo adında gizemli bir misafir hayatına girer ve hayatını değiş...