Bu bölümden sonra kitaba önümüzdeki YKS'ye kadar ara veriyorum. Çünkü sınava hazırlanmam lazım. Sınavdan sonra ise devam etmeyi düşünüyorum. Ben yokken kitaba bol bol yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın çünkü siz yorum yapıp oyladığınız zaman mutlu oluyorum. Neyse yapacak bir şey yok. Bölümü yavaş yavaş ve sindire sindire okumumanızı tavsiye ederim. Sonuç olarak uzun bir süre burada olmayacağım. Eğer sorularınız falan olursa Instagram dan yazabilirsiniz. Çok atlama oluyor bu bölümde ama aklıma yazacak birşey gelmedi.Şimdi kaldığımız yerden devam edelim:
Kapıda ki küçük çan çalınca kapıya baktım. Halit. Aynı sınıftayız. Halit'in kahverengi saçları ve gözleri, esmer teni ve ayrıca yapılı bir vücudu vardı. Gülümseyerek kasaya doğru yürüdü.
"Ah, Melis kaç gündür nerelerdesin? Okulda göremiyoruz siz hanımefendiyi."
"Bazı işlerim vardı. Ee ne istersiniz beyefendi?"
"Filtre büyük."
Hızlıca filtre kahveyi hazırlayıp uzattım. Halit sık sık geldiği için alışkanlık olarak ona ne kadar tuttuğunu söylemiyorum. Parayı kasaya koyup "Afiyet olsun." dedim.
"Sağol. Kolay gelsin sana da, ufaklık." diyip çıktı. Arslan paket filtresi uzattım o da bana parayı uzatırken "Kimdi?" diyip başı ile kapıyı gösterdi.
"Halit'i mi diyorsun?" diyip kasadaki paraları saymaya başladım. "Sınıf arkadaşım." dedim. Saate bakıp para miktarını hızlıca kağıda yazdım. Kağıdı dolaba attıp "Mesayim bitti. Hadi gidelim." diyip önlüğü çıkarttım.
"Kafeyi kim kapatacak?"
"Ha? Yukarıda müdür var. O kapatır. Hem şimdi iner."
"Anladım hadi gidelim." diyip ayağa kalktı. Önce yukarı çıkıp gideceğimi söyledim bu arada paramıda aldım. Sonra ise otele gittik.
= Sabah =
Artık alışkanlık olarak iş saatlerinde kalkıyorum. Gözlerimi açıp yatakta dikeldim. Arslan tek gözünü açıp "Uyumaya devam et. Bu gün izinlisin." dedi. Acaba hala uyuduğu için mi sesi bir tuhaf geliyordu?
"İzinli falan değilim. Gidiyorum."
"Geri yatağına yat. Müdürün ile konuştum." diyip yatakta kıpırdadı."Ne dedin?"
"İzinli olduğunu o da tamam dedi. Şimdi uyu!"
"Bence hala uyuyorsun. Kafe'ye gidiyorum ben." diyip yataktan çıktım.
Arslan komidinin üzerinde duran telefonu havaya kaldırarak "Dün akşam telefonunu önlüğünün içinde unutmuşsun. Annen aramış ve bu arada uyumaya devam et." dediğinde elindeki telefona baktım.
Ayağa kalkıp Arslan'ın elinden telefonu almaya çalıştım. Ancak Arslan beni belimden çekerek yanına yatırdı. "Uyumanı söyledim!"
"İşe gitmek istiyorum."
"İyi çırpın dur." diyip telefonu komidiye koyup beni iyice kendine yaklaştırdı. Kolunu belime sıkıca dolanmış ve gözlerini kapatmıştı. Ne yani uyuyacak mı? Hayatta uyutmam!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lapis Özü
Romance"Lapis Özü", sıradan bir hayat süren Melis'in, beklenmedik bir şekilde girdiği dünyanın karmaşık olaylarına şahitlik ettiği bir roman. Melis, sevgiye hasret, yaralı bir kalple yaşarken, Leo adında gizemli bir misafir hayatına girer ve hayatını değiş...