7.Bölüm

531 19 13
                                    

!Küfür bulunmaktadır!

Ufak bir hareketlenme hissettigimde hızlıca dikeldim. Arslan hafifçe inledi. Ne yani yaşıyor muydu? Hafifçe gözlerini aralayıp bana baktı. Hızlıca üstünden kalktım. Adamın yarası var ben tepesinde ağlıyorum.

"Arslan beni duyabiliyor musun?" derken göz yaşlarımı siliyordum. Hafifçe hareketlendi. "Sence?" diye sordu. Yerinden kalkmaya çalıştığında onu geri yatırdım. "Kalkma yaran daha iyileşmesi." dedim.

Bana bakarak konuşmaya başladı. "Ne oldu?" dedi. Ne yani zihni kapalı mıydı? Neyse en azından beni duymadı. "Kurşunda zehir varmış. Allah'tan yanımda panzehir vardı. Şimdilik bir problem yok ama dinlenmen lazım." dedim.

"Zehir olduğunu nasıl anladın?" dedi.

Derin bir nefes aldım. "Annem ben küçükken zehirler ile ilgilenirdi. Bazılarını daha doğrusu çoğunu bana da öğretmişti. Bu zehrin ayırt edici özelliği ise mavi olmasıdır. Zehir gizli bir bilgi olduğundan zehiri bulanlar ve bilenler bu zehir ile öldürülürmüş. O yüzden yanımda her zaman panzehrini taşıyorum." diye açıklamada bulundum.

Arslan hafifçe kaşlarını çattı." Seni hedef almışlardı zaten yani bildiğini biliyorlar. Melis şu anda tehlikedesin. "dedi.

"Bunu öğrendiğimden beri tehlikedeyim. Yani hemen hemen hayatımın tamamı ediyor. " dedim.

Arslan ayağa kalktı. Engel olmaya çalıştım ama başarısız oldum. "Daha güvenli bir yere gidelim." derken masanın çekmecesinden tabanca çıkarıp beline sokuşturdu.

Daha sonra ise dolabı kenara çekip tuğlalardan bir tanesini ittirdi. Sessizce bir kapı açıldı. Arslan önden ilerledi. Peşinden bende karanlığın içine girdim. Çok dar ve karanlıktı. Umarım böcek möcek yoktur.

Arslan "Biraz yürüyeceğiz. Peşimden ayrılma!" dedi. Sanki bir labirenttin içindeydik. Sürekli bir sağa bir sola dönüp durduk. En sonunda ise karşımıza çıkan duvarı üç kez tıklattı. Yaklaşık yarım dakika sonra ise duvar, kapı gibi açıldı.

Melek abla bizi kapının önünde bekliyordu. "İyi misiniz?" diye sordu. Başımla onayladığı da Arslan'ın sarsakladığını gördüm. Zehir hala etkiliyken ayağa kalkarsan böyle olur yiğidim.

Hızlıca koluna girdim. "Arslan vurulmuştu. Önce onu bi yatıralım." dedim. Leo da bana yardımcı oldu. Dia yanıma geldi. "Sargı bezi yok muydu?"dedi elbiseye bakarken. Aha şimdi bittin Melis. Dia ile tanıştığımda beri kendi eşyalarına çok değer verdiğini öğrenmiştim. "Yoktu. Elbiseni kullandım. Özür dilerim. Sana yenisini alırım. "

"No problem. Arslan'ın sağlığı daha önemli. İyi yapmışsın. Hem bu elbise bana büyük geliyordu. Ayrıca sakın yenisini alıyım deme dolabım kıyafetle dolu." dedi.

Arslan "Melis, bu zehrin yan etkisi var mı?" dediğinde acı çekiyor gibiydi. Melek abla endişe ile "Zehir mi?!" diye sordu.

Arslan "Sakin ol panzehiri aldım. Sadece yan etkisi var mi merak ediyorum." dedi sakince.

Melek abla rahatlamış görünüyordu. Arslan'a cevap vermem gerektiğini fark ettiğim de hemen konuşmaya başladım. "Ne yazık ki yan etkileri var. "dediğimde yatakta oturur hale geldi.

"Peki bu yan etkileri arasında ağrı var mı?" derken kaşlarını çatmıştı. Demek ki ağrısı vardı. Neyse en hafif etki şanslısın. "Evet. Ağrın mı var?" diye sordum.

Arslan başıyla onayladı. Burada da masanın üstünde ilk yardım çantası vardı. Ağrı kesici çıkardım. "Çok etki etmez ama yinede ağrının azaltır." diyip su ve ağrı kesiciyi uzattım.

Lapis ÖzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin