9.Bölüm

415 18 8
                                    

=Arslan'ın ağzından=

~2 gün sonra~

2 gündür Melis den herhangi bir haber alamıyorduk. Ona ne olduğunu merak ettiğim için eve dönüp babamdan yardım istediğimde daha önemli işleri olduğunu söyleyip beni odasından attı.

Okula gelmemişti. Kaldığı otele girdim. Aslı o gece geldiğini ama sabah yüksek ihtimalle okula gittiğini söyledi. Ama yoktu işte Leo'da Dia'da sürekli olarak beni sıkıştırıyordu.

Hatta Leo bir ara "Kardeşimden önce Melis'i bul." dedi.

Yine babamın odasına girdim. Ateş "Ne dedin? Bu şimdi mi söylenir? Hemen geliyorum!" yine işi vardı. Fazlasıyla sinirli gözüküyordu.

"Baba-"

"Benimle gel!" diyip hızlıca odadan çıktı. Anlaşılan o ki kendi işini yaptırmadan bana hiçbir şekilde yardım etmeyecekti. Mecburen peşinden ofisi terk ettim.

Onun arabasına binmiştik. Hızlı bir şekilde sürüyordu. Zehirin içeriğini öğrenmek istiyenlerin tutulduğu gerekir ise öldürüldüğü depoya geldik. Babamın ardından araçtan indim.

Genelde zehirlenip yere yattırılan kişileri görmeye alışıktım ama zehirlenen kişiyi tanımaya alışık değilim.

"Melis!" koşarak yanına gittim. Ateşi vardı.

Ateş "Kızı iyileştiremezseniz hepiniz ölürsünüz. Anladınız mı?"

"EVET EFENDİM." diye bağırdı içeride bulunana tüm adamlar.

Doktor babama dönüp "Zehirlenmiş. Lapis ile." dediğinde bende babamda şaşkınca doktora bakıyorduk.

Araştırmacılara sadece Leyla abla panzehiri bulmuştu. Diğerlerine söylememişti. En azından biz öyle biliyorduk. Leyla abla kızına herşeyi anlatmıştı. Ama kızı ise şimdi önümde baygındı.

Şuanda Melis'i kurtarabilecek kimse yok. En azından babam öyle düşünüyor olmalı.

'Saf Lapis Özü' demişti o gün. zihnim açık olduğu için ne yaptığını ve söylediğini az çok hatırlıyorum.

"Ateş, saf lapis özü Melis o gün panzehirin bu olduğunu söylemişti."

"Doğru ancak uygulandığını sadece Leyla biliyordu ve de kızı biliyormuş."

Cevabını tahmin ediyorum ama yine de sormak istedim.

"O zaman kı-"

"O zaten karşında Arslan. Leyla'nın kızı Melis. Yani şuanda hiç kimse panzehirin uygulanışını bilmiyor."

Melis'e baktım. Şimdi ölecek miydi? Bana panzehiri uygularken 'başarısız oldum' diye ağlamıştı. Hatırladıklarımı uygulamakta kararsızdım. Ama acı içinde ölmesinden ise denemek daha mantıklı geliyor.

"Melis'in kolyesi nerede? " dediğim an adamlardan biri kolyeyi bana uzattı. Kolyedeki minik şişenin tıpasını açtım. Doktora dönüp "İki temiz sargı bezi getir." dediğimde hızlıca sargı bezi getirmeye gitmişti.

Bacağındaki sargıyı çözüp yarısına baktım. Eminim canı çok yanmıştır. Yarasının kenarı masmavi olmuştu.

"Biliyor muydun?" diye sordum.

"Yeni öğrendim." diye cevapladı Ateş.

"Sorumluları?"

"Normalde karışmazdım ama mecburen karışmak zorunda kaldım. Sorumlular şuanda ölü." diyip adamlara dışarı çıkın işareti yaptı. Kenardaki bir kutudan bir kağıt parçası çıkardı.

Lapis ÖzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin