0.1

8.7K 305 171
                                    

"Anlatıcakmısın artık, çatlıcam şimdi meraktan." demişti yoldan gözlerini çekerek bana bakmıştı.

"Stajım bitti, Esra Hoca hazır olduğumu söyledi." demiştim durgun sesle. Eylül gülümseyerek elini omzuma koymuştu "Başaracağını biliyordum." demişti.

"Hadi ama neden yüzün asık mutlu olman lazım." demişti sorar bakışlarıyla bana bakarak.
"Sen gelmeden önce bir çocukla tartıştım ondandır." demiştim.

Kırmızı ışığın yanmasıyla tekrardan bana bakmıştı "Kim o çocuk, her şeyi baştan anlatsana sen." demişti.

Boğazımı temizleyerek "Seni beklemek için bir banka geçecektim boş bir bank ararken karşıma bakmadım o sırada bana sert çarpan kıvırcık saçlı çocuğa çarptım yere düştüm, çocuğun adı sanırım Barıştı yanlış hatırlamıyorsam, bu çocukta bana kızdı bencilce konuşuyordu bende cevabını verdim." demiştim tek solukta anlatarak.

Eylül hayretle dediklerimi dinlerken "30 dakika boyunca böyle bir şey mi yaşadın, tebrikler." demişti. Gülerek bana bakan Eylüle gözlerimi devirmiştim. Yeşil ışığın yanmasıyla tekrardan gözlerini yola çevirmişti.

"Çocuğun ismi neydi." demişti sorar bakışlarla. "Barış." demiştim. "Neden sordun." demiştim cümlemin ardından. "Sosyal medyadan bakarız." demişti gülümseyerek göz kırpmıştı.

"Bir daha görüşmek istemiyorum ki onunla ne gerek var Eylül." demiştim kaşlarımı çatarak kollarımı birbirine dolamıştım.

"Çok büyük konuşmamak lazım Nazcım." demişti gülerek. Eylülün koluna acıtmayacak şekilde vurmuştum. "Acıttın be." demişti kolunu tutarak. "Arabayı sür çok konuşuyorsun." demiştim.

~~~~~~

Eve vardığımda ilk işim Barışın instagramına bakmaktı. Yani bulamaya bilirdim sonuçta sadece adını biliyordum soyadını değil.

Eve vardığımızda kendimi koltuğa atarak, telefonumu çıkarmıştım. Eylülde dolaptan limonatayı çıkartıp bardaklara doldurarak yanıma gelmişti.

"Hadi bakalım operosyon başlasın." demişti gülerek limonata dolu bardağı bana uzatarak. Limonata bardağını masaya koyarak, telefonumdan instagrama girmiştim.

Arama kısmına Barış yazdığımda bir şey çıkmamıştı.
Çıkmayacağını biliyordum ama yinede şansımı denemek istemiştim.

"Yanında arkadaşı falan varmıydı bu Barışın." demişti sorar bakışlarla bana bakarak. Başımı evet anlamında sallamıştım. "Adını hatırlıyormusun." demişti.

"Sanırım Yunustu." demiştim. Eylül şaşırmış şekilde bana bakarak "Aklıma bi isim geliyor onun olma olasılığı çok yüksek ama sanmıyorum münkün değil." demişti.

"Meraktan çatlıcam şimdi kimden bahsediyorsun." demiştim. "Senin şu kıvırcık futbolcu sanırım." demişti. İlk başta duraksayarak ne dediğini anlamaya çalışmıştım daha sonra gülerek "Değildir." demiştim.

Aynen değildir kesin.

"Ya kızım bak inanmıyorsan." demişti.
Eylül telofonundan Barışın profilini göstermişti.

Barış Alper Yılmaz.

Barışın profiline tekrardan girerek futbolcu olduğunu görmüştüm. Emin olmak için fotoğraflarına baktığımda bu kişinin Barış olduğundan tamamen emin olmuştum.

"Siktir inanmam." demiştim şaşırmış tavrımla ekrana bakarak. Eylül gülmemek için kendini zorlayarak "Emin ol çok komik bi olay." demişti.

"Bu çocuğun Galatasarayda futbolcu olması ve tuttuğum takımın futbolcusu seninle konuşması, şaka gibi bi olay." demişti. Omuz silkerek "Abartmasan mı." demiştim.

Abartmak mı?

Barıştan söz ediyoruz tabii ki abartıcaz.

"İyi tamam sustum." demişti ağzına fermuar çeker gibi yaparak. Kendi telefonumdan Barışın hesabına bir kez daha girmiştim.

Stalk yapmayı severim kesinlikle.

Barışı unutmamak için takibe almıştım. Eylüle bakışlarımı çevirdiğimde telefonuma baktığını görmüştüm bana bakarak 32 diş sırıtıyordu.

Al bakalım beni Barışa aşık sanıcak kesin.

"İlk görüşte aşk mı yoksa." demişti gülerek. Derin bir iç çekerek sabır dilemiştim. "Ben gidip dinlenicem." demiştim gözlerimi devirerek Eylüle bakmıştım.

"Peki o zaman dinlen sen, bu arada akşam evde olmayabilirim." demişti. "Neden." demiştim sorar bakışlarla Eylüle bakarak.

"Mertle akşam yemeğine çıkacaz." demişti. Şaşırmış tavrımla "Ne kadar hızlısınız." demiştim. Eylül gülerek "Emin ol hızlı değiliz." demişti.

"İyi tamam ben odamdayım size iyi eğlenceler." demiştim ayağa kalkarak. Eylüle öpücük atarak odama çıkmıştım.

Kendimi yatağıma atarak derin bir iç çekmiştim. Telefonumu tekrardan açarak Barışın instagramına girmiştim.

Fotoğraflarını yaklaştırarak bakmıştım.

Bencil olabilirdi ama yakışıklıydı.

"Gerçektende yakışıklıymış." demiştim Barışın fotoğrafına bakarak.

-Bölüm sonu-

bencil ; barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin