eylül,2022
kerem, altay'ın sabahın erken saatlerinde evden çıkıp tesise gitmesi ile uykusundan uyandı. sarı lacivertli takım yapacakları maç nedeniyle bugün son kez antrenman yapıp şehir dışına gideceklerdi ve kerem altay'ın isteği üzerine bu süre içinde yunus'la olacaktı.
altay gittikten yarım saat kadar sonra yunus'un gelmesi ile tekrar uykusundan uyanırken sinirli bir şekilde yataktan kalktı. en nefret ettiği şeydi uykusunun bölünmesi.
"ağaç oldum açsana kapıyı." yunus içeri girip ceketini çıkardığında kerem hiç umursamadan sıcak yatağına geri döndü.
yunus, son günlerde kerem'in huysuzluğunu ve uykusuna olan düşkünlüğünü bildiğinden onu rahatsız etmeyip salona geçti.
sessizce sabah programlarından birini izlerken öğlen olduğunu fark edince acıkan karnı ile mutfağa geçti, nasıl olsa kerem'de birazdan uyanırdı.
şu sıralar yavaştan yavaştan kerem yemek kokularından da oldukça tiksinmeye başlamıştı ve ne yapacağını bilmiyordu. aklına gelenleri düşünürken çalan telefonu ile salona geri döndüğünde altay'ın aradığını gördü.
"alo?"
"kerem uyandı mı?"
yunus sırıtıp, "daha bir kaç saat oldu, hemen özledin mi?" diye sordu.
telefonun diğer ucunda altay'ın güldüğünü duyunca telefonunu hoparlöre alıp mutfağa geri döndü.
"uyanmadıysa birazdan uyanır. sakın tereyağlı bir şey yapmayın tavada yumurta, omlet gibi falan direk kusar. süzme peynir var dolapta ondan tost yap istersen. kerem istemiyorum demez seviyor zaten."
yunus, telefondaki çocuğun düşünceli haline bir kez daha şaşırırken güzelce gülümsedi. kerem kendi için en iyisini bulmuştu cidden, kardeşi için içi çok rahattı.
"bende tam bunu düşünüyordum, söylediğin iyi oldu enişte."
altay, yunus'un hitabı ile şaşırırken istemsizce hoşuna gitmişti. kendisine şaşırırken kafasını hafifçe iki yana sallayıp konuşmaya devam etti.
"kerem uyanınca beni arasın. eğer olurda geç uyanırsa ve ben telefonu açmazsam uçaktayımdır."
"tamamdır, görüşürüz."
"görüşürüz."
yunus, salata ve domates çıkarıp doğrarken saçı başı dağılmış gözünü ovalayarak gelen kerem ile güldü.
"ne bu halin, savaş mı verdin yatakta?"
"sus ya."
kerem, saçlarını düzeltmeye çalışıp başaramayınca tezgaha doğru ilerledi ve su içti.
mutfaktan çıkıp lavaboya gittiğinde yüzünü yıkayıp dişlerini fırçalamaya başladı. diş macunu nedensiz bir şekilde iğrendirici geldiğinde sabır istermiş gibi derin bir nefes aldı ve ağzındakileri tükürüp dişlerini fırçalamayı yarıda bıraktı.
buzdolabından kahvaltılıkları çıkarıp yunus'a yardım ederken daha sonradan tost yaptığını gördü. yunus'un doğradığıklarını bir kaseye döküp masaya koydu ve kendiside oturdu.
yunus da ona katıldığında sakin bir şekilde yemeklerini yiyip sohbet eden ikili, doyduklarında etrafı toplayıp mutfakta oturmaya devam ettiler.
kerem, mutfak dolabından ilacını alıp içerken yunus telefonunda birisiyle mesajlaşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i'm pregnant¡, alker
Fanfiction-kerem aktürkoğlu, altay bayındır sorumsuzluklar, ardından büyük sorumluluklar getirir. mpreg, fluff ve azıcık angst.