önceki bölümü okumayı unutmayın.
ekim,2022
kerem, temiz hava ile kendine geldiğini hissederken oturduğu balkonda battaniyesine daha çok sarıldı.
bugün doktor randevusu vardı ve hastaneden ayrılıp altay onu eve bıraktığından beri kıvırcık olanı görmemişti.
"değerlerinin olduğu test sonucu geldi. ilerlediğimiz yolda ilaçlarının işe yaradığını görüyoruz, bu bizim için iyi haber. fakat az dozla başladığımız vitamin takviyesi yetmemiş gibi gözüküyor, onu yükseltmemiz gerekecek."
ardından bir kaç şey daha konuştuktan sonra, iki hafta sonrası için tekrar sözleşip hastaneden çıkmışlardı. açıkçası bugün kerem'e iyi gelmişti çünkü başardığını artık yavaştan anlıyordu. içtiği ilaçlar, dikkat ettikleri tonlarca durum onları sonuca götürüyordu.
bir elini yavaşça karnında gezdirirken bebeğinin şuan üzüm tanesi kadar olması kerem'i aynı zamanda güldürüyordu.
balkonun kapısı açıldığında, elindeki yorganla içeriye giren yunus, aynı zamanda diğer elindeki sweati giymeye çalışıyordu.
"hava bugün buz gibi, neden inat ediyorsun geçsene içeri."
"temiz hava alıyorum."
yunus, elindeki battaniyeyi yanına oturduğu arkadaşıyla beraber üzerine attığında önündeki manzarayı izlemeye başladı.
"ne zaman gelecek altay? akşam antrenmanımız var." yunus konuştuğunda kerem 'bilmiyorum' dercesine omuzlarını silkti.
"bizim takımdakiler ne alemde?"
"merak ediyorlar. antrenmanda sakatlanmadın ve bir aydır yoksun. seni de göremeyince çok şüpheciler. biz sana bir şey demesinler diye elimizden geldiğince oyalamaya çalışıyoruz."
kerem yavaşça kafasını sallayıp, "şu düşük riski geçsin, tesisi ziyaret ederim."
sakince balkonda oturdukları bir saatin ardından, çalan dış kapı ile ikili içeri geçti.
yunus kapıyı açarken, karşısında gördüğü altay ile selamlaşıp montunu giymeye başladı.
"gidiyor musun?"
"akşama antrenman var valla enişte, el mecbur gidiyoruz."
altay gülüp kafa salladığında, az ileride olan kerem'in yanına gidip kolunu omzuna attı.
"nasılsın?"
"uykulu." kerem kafasını altay'ın göğsüne yaslayıp konuştuğunda yunus ayakkabılarını giyip, ikiliye el salladı.
"kendinize iyi bakın genç babalar, hadi ben kaçtım." ardından kapattığı kapı ile altay ona yaslanan kerem'i odasına götürdü.
"sen uyu biraz, ben ilacını içeceğin zaman seni uyandıracağım." altay sakin bir sesle konuşup kerem'in saçlarına öpücük kondurduğunda yatan çocuk gözlerini kapattı.
bu aralar hormonlarıyla baş edemediği gibi aynı zamanda çok da uykusu geliyordu.
altay, salona geçtiğinde düşünceli bir şekilde oturmaya başladı. aklındaki planı kerem'e söylediğinde hamile olanın ne düşüneceğini kestiremiyordu, aynı zamanda rahatsız olmasını da istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i'm pregnant¡, alker
Fanfiction-kerem aktürkoğlu, altay bayındır sorumsuzluklar, ardından büyük sorumluluklar getirir. mpreg, fluff ve azıcık angst.