eylül,2022
kerem, altay ile beraber hazırladığı kahvaltıyı yedikten sonra ilaçlarını koyduğu dolaba ilerleyip içti.
şu son iki haftadır çok dikkatliydi. doktorunun verdiği hormon ilacını aksatmadan içiyor, düzenli besleniyor, vitaminlerine ve her şeyine çok dikkat ediyordu.
doktorunun dediğine göre düşük riski, progesteron hormonunu az olduğundan dolayı ortaya çıkmıştı. testlerini olup daha sonra hap ile takviyeye başlatmıştı onu.
önündeki bir-bir buçuk ayın zorlu geçeceğini biliyordu fakat kerem, savaşmaya hazırdı.
bebeği için hazırdı.
altayla beraber, daha çok altay, mutfağı toplarken sohbet ediyorlardı.
"antrenmanlarda her zaman şebeklik yapıyor, hoca en çok ona kızıyor." altay gülerek söylediğinde kerem'de güldü.
o da özlemişti sahasında, stadında takımı için savaşmayı fakat son haftalarda öncelikleri değişmişti.
artık hayatında futboldan daha önemli bir şey vardı, bu yüzden kayıp zamanlarına üzülmüyordu.
"kerem bırak diyorum, ben hallederim az zaten." altay son kez daha onu azarladığında kerem 'of'layarak mutfaktan çıktı.
"yardımımı da beğenmiyor beyefendi."
dişlerini fırçalıyıp salona döndüğünde önce yastıkları, sonra yorganı odasına götürdü.
sabah uyandığında altay çoktan uyanmış, onu rahatsız etmemek için kıpırdamadan telefonuyla oynuyordu.
kerem anlık utandıktan sonra, hamilelik sağolsun direk tuvalete gitmişti ve döndüğünde bu sefer altay'ın göğsüne değil, dibine uzanıp tekrar uykuya dalmıştı.
altay'ın öğlen antrenmanı olduğundan hazırlanırken kerem salonda oturmuş karşısına çıkan animasyonu izliyordu.
altay, telefonla konuşarak içeri geldiğinde kerem merakla ona baktı.
"bu iyi olmadı, o zaman sorayım kerem'e isterde senin yanına gelsin ya da benimle gelsin."
altay, telefonu kulağından çekip, "yunus'la antrenman saatlerimiz çakıştı. benimle samandıra'ya gelmek ister misin?"
kerem kaşlarını çatıp düşünürken içindeki galatasaraylı olan tarafı 'ne işin var senin orada?' diyordu.
fakat biliyordu ki florya'ya gitse başından sorular eksik olmazdı ve herkes sakatlanmadığını, aslında hamile olduğunu anlardı. sonu belli olmayan bir hamilelikte erkenden kimseye haber vermek istemiyordu.
"gelmek zorunda mıyım?"
"hava almış olursun. hem yorulursan benim kullandığım odada takılırsın gene rahat olursun, kimse de rahatsız etmez."
kerem onaylarcasına kafasını salladığında altay gülümseyip tekrar içeri doğru geçti.
kerem, üst kata odasına gidip eşofmanla uzun kollu giyip, üstune galatasaraylı hırkasını giydi.
şimdi vicdanı az da olsa rahattı.
odadan çıktığında altay onu görüp güldü, kolunu omzuna atıp kapıya doğru ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i'm pregnant¡, alker
Fanfiction-kerem aktürkoğlu, altay bayındır sorumsuzluklar, ardından büyük sorumluluklar getirir. mpreg, fluff ve azıcık angst.