ekim, 2022
kerem, bir çok kez geldiği hastane odasında gene karnı açık bir şekilde uzanırken ultrasondan gözüken noktaya bakıyordu.
güzel bebeği oradaydı, sağlıklı olmasını umduğu bir şekilde büyüyordu. kerem, hormonlarının onu etkilemesine izin vermeyip gözlerini sıkıca yumduğundaz doktorunun konuşması ile açıp ona baktı.
"evet kerem, artık tekme atabiliyor ama geçende dediğim gibi sen bunu hissedemezsin henüz." kerem memnun olmadığı cevapla dudaklarını büzerken, doktor konuşmaya devam etti.
"diğer çok istediğin cevap ise üreme organları evet şuan gelişiyor ama daha net bir cevap vermez bize, bunun için en az bir ay daha beklemeliyiz."
kerem 'anladım' dercesine kafasını salladığında, "şimdi boyutu ne kadar?" dedi.
iki hafta arayla gittiği randevusunda gene aynı soruyu sorarken doktor olan güldü.
"şuan bir ceviz boyutlarında."
kerem, şaşkınca "vaovv" dediğinde altay onun bu haline kıkırdadı. bu halleri o kadar tatlıydı ki ısırıp öpesi geliyordu altay'ın.
"bu anı çok beklediğini biliyorum o yüzden gözün aydın, artık sabah bulantıların azalmaya başlayacak. önümüzde haftadan itibaren ise tamamen bitmesini beklemek doğru olur."
"nihayet, içim dışıma çıkacaktı artık." kerem sitemle konuştuğun geldiklerinden beri elini tutan altay, baş parmağıyla elini okşamaya devam etti.
"bu sebeple öncelere göre daha yoğun açlık hissedebilirsin, bu normal fakat sağlıklı beslenmeye devam et."
kapı çalınıp içeri giren hemşire ile doktor, son diyeceklerini de söyleyip kerem'e peçete uzattı ve bitirdikleri ultrason kontrolünün ardından masasına oturdu.
kerem nazik hareketlerle karnını silip oturduğu yerde dikleştiğinde, altay sedyeden inmesine yardım etti.
masanın önünde oturduklarında, elindeki kağıtları inceleyen kadını beklerkerken, kerem stresten ayağını sürekli yere vuruyordu.
altay, kerem'i sakinleştirmek için elini bacağına koyup yavaşça sıktı. bakışları kendisini bulduğunda gülümsedi ve kerem'in iç çekmesine sebep oldu.
"test sonuçlarına göre gayet iyi gidiyorsun kerem, şuan düşük riskin yok denecek kadar az. buradan sonra daha herhangi bir risk oluşacağını sanmıyorum, üstelik ilk üç aylık dönemini de tamamlamak üzeresin, bu da bizim için bir artı. genede tedbirli olacağız tabii ki de ama artık endişelenmene gerek yok."
kerem derin bir nefes alıp tavana bakarken gözlerinin dolmasını engellemeye çalıştı. yanındaki altay onu kendine doğru çekip sarıldığında, yavaşça göz yaşlarını akıttı.
altay, göğsüne yaslanan kerem'in saçlarını okşarken yavaşça ayağa kalktılar. kerem bir şey demezken altay doktorla son kez konuştu ve dışarı çıktılar.
altay, kendini tutmaya çalışırken sürekli gülümsüyordu. şuan o bile ağlama noktasına gelmişti, kerem nasıl gelmesin ki?
bebekleri risk altında değildi, tüm zorlu süreci atlatmışlardı. uzun geceler boyu bunun hayalini kurmuşlardı.
arabaya binene kadar kerem, altay'ın yanından ayrılmazken sarılmaya devam etti ve kafasını bir an olsun yasladığı göğüsten kaldırmadı.
"kerem, bir şey demeyecek misin?"
kerem, dolu gözleriyle altay'a baktı. dudağı titrerken, "başarmışız." dedi ve tekrar ağlamaya başladı.
elleriyle yüzünü kapatıp eğildi ve kafasını bacaklarına koydu. altay, duygu patlaması yaşayan çocuğun saçlarıyla oynarken arabayı çalıştırmadı ve bekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i'm pregnant¡, alker
Fanfiction-kerem aktürkoğlu, altay bayındır sorumsuzluklar, ardından büyük sorumluluklar getirir. mpreg, fluff ve azıcık angst.