NO MORAL - [NOVEL TÜRKÇE ÇEVİRİ] bxb (BL)

Ön Koşul (6)

Bölüm 6

Yoonshin'in kız kardeşi, tabii ki de kardeşinin ne kadar dürüst ve disiplinli olduğunu bilmemesine imkan yoktu. Bu açıdan bakıldığında Sehun, Yoonshin için ne iyi bir öğretmendi ne de dadıydı. "Hayatta nasıl kalacak...sadece bu durumdan dolayı mı?"

"Bir şey daha--senin altında çalışması durumunda, büyük bir şirkette çalışmaya alışana kadar gelecek bir kaç ay boyunca ona pro bono¹ davaları vermeni istiyor. Onun burada aldığımız davalara alışık olmadığını söyledi."

"Sahiden de kardeşini iyi tanıyor. Bu beni neden onu bana gönderdiği hakkında daha da şüphelendiriyor."

"Yeteneğini biliyor olmalı. Her ortağın belirli bir gönüllü saat sayısını tamamlaması gerekiyor. Sen daha bir saati bile doldurmadın, o yüzden senin için iyi olur bu. Ücretsiz hukuki danışmanlık ve pro bono dosyalarına odaklanacağına, yeni çocuğa bırakabilirsin. Avukat Do'nun kazanma oranı yeterli, adın kayıtta yer alabilir, Do ayak işlerini ve duruşma için hukuki danışmanlık yapabilir."

"Her yıl para bağışlayabilirim. Neden gönüllülük işi ile uğraşayım ki?"

Mihee omuz silkti. "Maalesef, bu firmanın esas kuralları böyle. Qualis rex, talis grex.² Bilmiyor musun?"

"Kuralları değiştir."

"Eğer kurallar değişseydi bile yine de hala yapman gerekecekti. Sadece başkalarına iyilik yapacaksın. Senin şu son yeniden yapılandırma davanda, beklediğimizden daha çok işçi yerinden edildi bu yüzden de basının baskısı çok fazlaydı. Halka Doguk'un pişman olduğunu yansıtma imajını vermen gerekiyor."

Sehun, Yoonshin Do'yu sırf işe almak için bu kadar ileri gitmemiz gerek mi diye sormak istedi. Ee tabii ki de bu Mihee'nin bakış açısından makul şekilde yeterliydi. Doğrusunu söylersek Sehun, Doguk için pek de bir bağlılık hissetmiyordu. Başka bir firmada da iyi sonuçlar elde edebilirdi. Yapmak istemediği bir şey varsa istifa edebilirdi.

Ama bir şey onu durdurdu. Sehun, ona eğitim hayatı boyunca finansal sponsor olan Mihee'ye borçluydu.

Sehun, başkalarının başını derde sokan sadakat, arkadaşlık ve borçluluk gibi şeylerden tiksinirdi. Duygular zayıflığın bedene bürünmüş haliydi. Eğer ki onun talebini yerine getirirse, sanki geçmişteki borcunu halledebileceğini ve ilişkilerini sıfıra geri döndürebileceğini hissetti.

"Benim iş tanımımda genç efendiye hizmet edileceği yok. Bana bir uzlaşma teklif et ve ben de dinleyeyim." dedi Sehun.

"Kâr payını arttırmaya ne dersin? Hayal kırıklığına uğramayacaksın." diye teklif etti Mihee.

"Bunu parayla çözeceksin demek ha? Bir çocuğa göz kulak olmanın ne kadar zor olduğunu bilmiyorsun."

Mihee öfkesine kapıldı. "Bu firmada en çok kazanan sensin. Çoğu şey zaten senin yararına. Senin kâr hisseni arttırmaya ikna etmek için babamla sıkı pazarlığa girdim. Ortak unvanı beleşe değil, sen de biliyorsun. Bu firmaya yatırım yapması karşılığında verilen bir unvan.

"Başkalarını soymaya çalışmıyorum. Paramla ilgili benimle anlaşma yapmaya utanmıyor musun? Kâr hissesini unut. Firmanın da işletmesi ve iş ortaklarına maaşlarını vermesi gerekiyor."

"O zaman ne istiyorsun?"

"Şirketin karışması olmadan bütün işlerimde istediğimi yapma özgürlüğü."

Mihee irkildi sonra kuru tekrar tekrar ellerini kavradı ve bıraktı. Elleri sonunda terlemeye başladı. Mihee, Sehun'un bu durumu nasıl kullanacağını bilmiyordu ama derinlerde bir yerde, bu gücü etkili bir şekilde kullanacağını diğer herkesten daha iyi biliyordu. "Eğer buna tamam dersem, senin ellerinde oyuncak olacağım, değil mi?"