Bölüm 3
"Belki Doguk'la senin aranda bir şey olabilir ama benimle olamaz. Ben buna karşıydım." diye belirtti Sehun.
Yoonshin bütün yapılmış konuşmaları düşündü durdu. Durum bu değil miydi?
O, Mihee Song ve kız kardeşinin firmadaki işe alımlar konusunu hallettiğini söylemişti. Birkaç hafta önce Mihee ve Sehun'un onun duruşmasına gelmesi hafızasında hâlâ tazeydi bu yüzden de bunun hakkında hiç şüphesi olmadı ve buna bütün kalbiyle inanmıştı. Şu anda gelinen noktada çoktan şirketin rezidansına yerleşmişti ama Doguk'un yürüyen reklam panosunun ona karşı olduğunu duyunca oldukça şaşırdı.
Yoonshin bunu dışından söyleyemezdi bu yüzden de Sehun devam etti. Sesi sakindi ancak yüz ifadesi ve ses tonu belli belirsiz alaycıydı. "Duruşmadan zevk aldım. Ayrıca Charles Dickens de hoşuma gitti. Büyük Umutlar'dan alıntı çok uygundu. Argümanların az ama özdü."
Doğuştan kibar olan Yoonshin az kalsın istemsizce minnettarlığını dile getiriyordu. "Teşek..."
Ama, onun lafını hızla kesti. "Ben konuşmayı bitirene kadar teşekkürünü sakla. Ondan sonra bana teşekkür etmek istemeyebilirsin."
"..."
"Seninle kişisel olarak bir derdim yok ama benim açımdan, büyük bir firma için uygun değilsin. Hala dışarıda donarak ölmenin eşiğine getirilen çokca insan var. Bu insanlara yardım etmek senin kişisel ahkak anlayışına daha çok uyuyor, doğru değil mi?"
Yoonshin, Sehun'un tonundaki aşağılayıcı ayrıntıyı sevmedi ama söylediği şeyde yanlış yoktu bu yüzden de Yoonshin reddedemedi. Onun Doguk'ta çalışması, kişisel ahlak anlayışına ve görevleriyle çeliştiği doğruydu.
Ama dünya kişisel isteklerin etrafında dönmüyordu. Yoonshin, bu firmaya çok çaresiz olduğundan dolayı girmemişti. Sehun gibi deneyemli bir avukatın bunu bilmemesine imkan yoktu. Yoonshin'e bu şeyleri söylemesinin sadece tek bir nedeni vardı.
Bu bir çeşit uyarıydı.
"Neden bunu bana işe alımım kararlaştırıldıktan sonra söylüyorsunuz?"
"Benimle alakalı şeylerin plansız olmasından nefret ederim. Umarım ikimiz de birbirimizi profesyonelce görmek zorunda kalmayız. Apartmanın etrafında birbirimizin yanından geçmeyi en azda tutalım--sadece tesadüfen. Görünen o ki, Sehun'un söyleyecekleri bu kadardı çünkü başını sessizce aşağı yukarı salladı ve gideceğini işaret etti ardından da döndü gitti. Bunların hepsi Yoonshin düşüncelerini toplarken yaşandı. Haliyle, cevap verecek uygun zamanı bulamadı.
Yoonshin, diğer kişi tarafından sözlü saldırıda bulunulduğu için misilleme yapmak istedi ancak uzaklaşmasını izlerken sadece alt dudağını ısırmakla yetindi. Sehun birkaç adım daha attı ardından Bina A'nın koridoruna döndü. Yoonshin, koridordaki saydam cam kapının ötesindeki asansöre doğru yürüdüğünü gördü. Kısa karşılaşmalarından hemen sonra asansörün çift ağızlı kapısı açıldı ve diğeri uzaklaştı.
Sehun onun görüşünden uzaklaştıktan ve artık yapayalnız kaldığında, Yoonshin'in sakin yüzü, inanmazlıkla doldu.
"Yüz ifadeleri, tonu ve küstahlığı...Huff" Yoonshin'in tüyleri ürperdi ve Sehun'un gözden kaybolduğu aksi yöne baktı--C Binası'na, Yoonshin'in istikametine.
Sabırla asansöre tuttu ve eve geri döndü.
Yoonshin kravatını gevşetti ve kız kardeşinin sekreterini aradı. Hattın diğer ucundaki kişi neredeyse anında cevapladı. "Evet, Bay Do. Size nasıl yardımcı olabilirim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NO MORAL - [NOVEL TÜRKÇE ÇEVİRİ] bxb (BL)
Ficción GeneralNO MORAL - İLK TÜRKÇE HAYRAN ÇEVİRİSİDİR. Yoonshin, kamu yararı adına zayıf ve güçsüzleri savunan bir avukattır. Sehun, galip gelmek ve üstünlük sağlamak için el altından gizli yöntemler kullanır. Sonucunda ortak olarak çalışmaya başlarlar ama bir...