Yeterlilik Testi (12)

26 4 0
                                    

Bölüm 12

İkili sakin Sehun'a ve hayrete düşmüş Yoonshin'e ayrılışlarını işaret etmeden önce kocaman kağıt yığınlarını dosya arabasından kahve sehpasına düzgünce yığdı.

Kapı bir klik sesiyle kapandıktan sonra, çok fazla kağıdın olmasına şok olmuş olan Yoonshin, Sehun'a hançer gibi ters ters baktı. "Kıdemli Avukat, bunlar nedir merak ediyorum? İfadenize bakılırsa, biliyor gibi görünüyorsunuz."

"Bunlar, üçüncü ve dördüncü yıl civarındaki astların halledebileceği büyüklükte iki dava dosyası. Biri sivil, diğeriyse ceza."

Bir ortak avukatın temel sorumluluklarından biri de dava almaktı. Bazen uzmanlık alanlarındaki davaları veya büyük paralar getiren davaları alırlardı, ama daha küçük dosyalar sık sık bağımsız olarak halletmeleri için çalışanlara devredilirdi. Karar vermeden, temsilci olarak tutulmaya kadar, bir çok firmanın tepeden aşağıya doğru bir yaklaşımı vardı. O yüzden, bir ortak avukatın sözleri bir çalışana göre yasa gibiydi. Doguk'ta da farklı değildi.

Yoonshin gözlerinin önündeki bu evrakların Sehun'un elde ettiği davalarla alakalı olduğunu kolaylıkla söyleyebilirdi.

"Bu evraklar dosyalar için olmalı. Bu dosyaların birini mi bana vereceksiniz? Yoksa ikisini de mi?

Sehun inanamayarak boş bir kahkaha patlattı. "Hukuk davası mı istiyorsun? Dava grubunda mı olduğunu zannediyorsun? Bunun için daha uygun gibisin, seni oraya göndermemi ister misin?"

Yoonshin köşeye sıkışmış gibi hissetti, bu yüzden dudaklarını mühürlemeye karar verdi. Ondan sonra Sehun ekledi "Aptal değilsin orası kesin, geçtiğimiz ay şirketin atmosferini görmüş olmalısın. Seni tutmaya değer mi diye bu benim ilk test edişim."

"Test mi? Tamam. Ne yapmam gerekiyor?"

"Sana iki gün veriyorum. Bir kelimesini bile atlamadan bütün bunları oku. Sonra bu dava hakkında hiçbir şey bilmeyen takım kıdemlilerine özetini geç. Senin özetinden davayı tümüyle anlamak zorundalar ve soru sorduklarında cevaplarında ara ve hata olamaz. Bunu yapabilir misin?"

Yoonshin bütün bunların kısa zamanda ne kadar etkili şekilde çalışabildiğine karar vermek için olduğunu düşündü. Yine de bu iki günde bu genişlikteki bir yığın evrağı işlemek için yeterli zaman yoktu. "Bütün bunların hepsi iki günde mi? Ayrıca ilgilenmem gereken pro bono evraklarım da var. Bana acil olarak transfer edildiğinden, birkaçı daha duruşmanın ortasında."

Sehun kayıtsız şartsız kabul edilmeye alışık olduğundan kaşları seğirdi. Ayağa kalktı ve Yoonshin'e doğru yürüdü. İki kolunu da uzattı, omuz genişliğinde ayırıp masaya koydu ve ileriye Yoonshin'le göz göze gelecek şekilde eğildi.

Yüzleri epey yakındı. Sehun, pürüzsüz yüzüne simetrik olarak yerleştirilmiş dikkatli gözlerini yavaşça kırptı. Bir şekilde kötü niyetli gözüküyordu. Yoonshin ürküp elindeki bardağı biraz daha sıkı kavramıştı.

"Hey, dördüncü yıl. Ben hatırlamada epey iyiyimdir." dedi Sehun.

"Aşağı yukarı biliyorum."

"Ve hakimi ikna etmenin en önemli anahtarı, başlangıçtan sona kadar aynı pozisyonu korumaktır."

"Bunu da iyi biliyorum."

"Madem ikisini de biliyorsun o zaman neden böyle davranıyorsun? Elinden geleni yapacağını söylemiştin. Mükemmel bir hafızaya sahip biri olarak eğer kendinle çelişiyorsan ne dediğimi hatırla: Son derece üzgün hissedeceğim. Sence de öyle değil mi, Dördüncü Yıl?"

"Kız kardeşimin içi rahat olsun diye iyi yapmalıyım bu yüzden elimden geleni yapacağım." Yoonshin kendi dediği sözleri hatırladı o yüzden de bahane uyduramadı veya protesto etme şansı yoktu. "Özür dilerim. Yapacağım."

Sehun çok memnun kalmışa benzemiyordu ama her halükarda bu kabul edebileceği bir cevaptı. Yavaşça sırtını doğrulttu ve göz korkutucu tarzda aşağı baktı. Yüzünde fark edilebilir bir duygu ifadesi yoktu. Ancak Yoonshin, kibire eğiliminin altındaki yatan özgüveni görebiliyordu. Ortağın yöntemi nasıl olursa olsun zorla alınan zaferlerle süslenen hayatı, onu bugünkü kişi yapmıştı.

Fiziksel olarak daha aşağıda bir pozisyonda olmasından dolayı yukarı bakan Yoonshin, bir anlığına Sehun Kang'ın muhtemelen bu dünyadaki başkalarına tepeden bakan en uygun kişi olduğunu düşündü. Sehun ölüp geri dirilse bile yalnızlığın veya aşağılanmanın nasıl hissettirdiğini bilmezdi gibi hissetti.

O anda her nedense, Sehun'un yüzünün en azından bir kereliğine yenilginin acısını görmek istedi. Yoonshin daha önce kimsenin acı içindeki yüz ifadesini hayal etmemişti. Bunun garip olduğunu düşündü bu nedenle başından bu düşünceleri atmayı denedi.

Sehun hemen Yoonshin'in konuşmalarına konsantre olmadığını fark etti, kendi dünyasında kaybolmuştu bu yüzden Yoonshin'in suratına parmağını şaklattı. "Bugünden itibaren iki gün, bu saatte sabah. Ana konferans salonunda. Başka eklemek istediğin soru?"

"Ah, sadece size dava özeti geçmeme gerek var mı? Ve diğer kıdemli avukatlardan da soru alacak mısınız?"

"Bu davayı diğer takımlara pasladım yani ilgilenmiyorum. Gelmeyeceğim. Cevaplama oranın %100'e yaklaşmalı ve bir soruya cevap vermen iki saniyeden fazla uzun olmamalı. Sonunda, kıdemli avukatlar sana puan verip değerini ölçecekler. Eğer yeterliyse, aylık maaşını ortalama dört yıllık bir çalışanınkine göre yeniden ayarlayacağım."
 

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ç/N: ♥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
NO MORAL - [NOVEL TÜRKÇE ÇEVİRİ] bxb (BL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin