Uyuşmazlık (15)

26 3 0
                                    

Bölüm 15

Yoonshin koridorun sonuna doğru yürürken, yedinci katın karşısındaki ayak sesleri gitgide yaklaşıyordu. Son dakika müşteri görüşmesi için saat akşam dokuz civarında binayı terk eden Sehun'a aitti.

Sehun ofisinde bir şeyini kaybettiği için geri dönmüştü ancak dönüşü sırasında Yoonshin'in ofisinin hala aydınlık olduğunu gördü ve kapısı hafif aralıklıydı. Sehun refleks olarak ışığı takip etti.

Kapıyı ardına kadar açtığında ilk gördüğü şey, cam yazı tahtasının her bir tarafındaki olayların zaman çizelgesini kargacık burgacık yazılması olmuştu. Ana olayların temel detayları altta kronolojik sırayla listelenmişti; bu düzen, mükemmel şekilde not alma alışkanlığı olan örnek bir öğrenci kadar düzenliydi. Bütün kanıtlar ve sorunlar- davacının mahkemede kullanmış olduğu belgeler, firmanın cevabı ve davacının karşı savunma belgeleri- basitçe, az ve özlü şekilde listelenmişti.

Detayları bilmeyip davanın genel hatlarını bilen Sehun için bile notlar, davanın akışını bir bakışta görülebilecek şekilde organize edilmişti. Biraz abartmak gerekirse, buna çalışıp da mahkemede savunma yapabileceğini düşündü.

Yoonshin'e yalnızca iki gün verilmişti, eğer sadece kendi başına binlerce sayfalık evraklara bakarak bile bu kadarını yapabiliyorsa Sehun gerçeği kabullenmek zorundaydı. 

"B+?" Sehun bir denetmen gibi harf notu verdi ve sonra kendini doğrulamadan önce cam yazı tahtasına sessizce baktı. "Hayır. A-"

Odanın içine salına salına yürüdü ve masanın üzerine dağılmış dosya yığınının arasından bir tanesini aldı. İlk sayfaya baktığında, Yoonshin her davanın mahkemede kullanılan her güçlü ve zayıf kanıt parçalarıyla alakalı fikirlerini yazmış gibi görünüyordu. 

"Ama düşünce yapısı hala bir çömez gibi. Onu nasıl eğitebilirim?" kendi kendine fısıldadı ve sonraki sayfaya geçmeye hazırlandı.

Tak. Tak. Şık ayakkabının sesi yaklaştı. Kişi yaklaşırken Sehun kapıya doğru döndü. Süpriz misafirini görmesinden dolayı şaşkına dönen Yoonshin, kupasını daha sıkı kavradı ve gözleri fal taşı gibi açıldı. Cildi daha solgun göründüğünden yüzünü yıkamış olmalıydı, dahası normalden daha çok bir çocuğun inci gibi yüzüne benziyordu. 

"Avukat Kang? Bu saatte burada n'apıyorsunuz. Görüşmenizden sonra direkt eve gittiğinizi zannediyordum." 

"Hey. Dördüncü Yıl. İşten çıkmış olman gerekmiyor mu?"

"Ah, evet. Bugün sabahlamam gerektiğini düşündüm. Göz kapaklarım ağırlaştı da yüzüme biraz su çaldım. Bu arada, bana daha ne kadar dördüncü yıl demeye devam edeceksiniz? Biliyorsunuz ki benim bir adım var. Bu gidişle herkes unutacak."

Sehun alaycı bir şekilde gülümsedi. "Yabancılara karşı utangaç olduğumdan kibar olmak için elimden geleni yapıyorum."

"Yani bu yüzden bana adım yerine dördüncü yıl diyorsunuz?"

"Şirketteki hiç kimse zaten seni adınla anmıyor. Torpilli çalışan diyorlar."

Yoonshin şirkete gireli bir aydan fazla olmuştu. Bu zaman boyunca kimse ona yaklaşmamıştı bu yüzden de firmanın kültürü sadece kayıtsızlık diye düşünmüştü. Ama defalarca bir gurup insanın ona göz ucuyla bakarak birbirleriyle fısıldaştıklarını görünce olayın aslının bu olmadığını idrak etti. Bir şekilde dışlanmıştı. Sehun'un da dediği gibi, araya adam koyarak işe alındığından dolayıydı. "Bu kadarını tahmin etmiştim. Sekreter Tak işe alındığım gün benim özgeçmişimin bütün binada dolaştığını söyledi. Peki odamı taşıma talebinde bulunayım mı?"

"Bu sorunu kendin hallet. Ve eğer adınla çağırılmak istiyorsan. Şaşırt beni."

"O zaman birazcık zamana ihtiyacım var."

"Bazen senin gibi bir genç efendiye özgü olmayan şekilde haddini bilmen şaşırtıcı." Konuşmasını bitirdiğinde, Sehun, Yoonshin'e doğru birkaç adım attı. Yoonshin nedenini bilmiyordu ama düşünmeden birkaç adım geriye doğru gitti. Nasıl olduysa sırtı duvarla çarpıştı. Yanındaki kapı tamamen açıktı. Sehun ondan birkaç santim önde duruyordu. Çok geçmeden kapıyı kapatan Sehun'un büyük elleri Yoonhshin'in görüşüne girmişti. 

PAT. Kapalı alanda birlikte kalmalarıyla beraber, Yoonshin, havanın garip bir biçimde gitgide ağırlaştığını hissetti. Bu, ortağın ortada hiçbir şey yokken garip davrandığı ilk an değildi ama yine de Yoonshin gerildi. Geçen seferkinin aksine, odada ne olursa olsun içeriye bakacak kimse yoktu. 

Yoonshin yukarıda tam önünde duran Sehun'a gergin şekilde baktı. Sehun, elini uzatıp da genç adamın gür kirpiklerine dokunduğunda Yoonshin'in yüz ifadesinden rahatsız olmadı. Kirpiklerinde hala nem damlacıkları vardı. Sehun, Yoonshin'in dudaklarına yüzük parmağıyla bastırarak ıslaklığı sildi.

"Ah, n'apıy-?" Yoonshin, bu ani dokunuştan dolayı öylesine şaşırmıştı ki elindeki kupanın kayıp yere düşmesine neden oldu. 

PARAMPARÇA. 

Fincan kinetik enerjisini kaybeden bir top gibi sallandı, sonra devrildi ve yan yatarak içindeki koyu kahveyi döktü. Sıvı adamın ayağına damladı. Yoonshin çömelip kahve birikintisini birkaç peçeteyle silmeye çalışmak istedi ancak Sehun ona ulaşıp da durdurdu. "Hareket etme. Daha konuşmamı bitirmedim."

"Ama bence ilk bunun temizlenmesi gerek."

"İşlerin sırasına ben karar veririm ve bir çalışan da benim talimatlarıma uyar." Kendini beğenmiş cevabıyla Sehun, Yoonshin'in pürüzsüz çenesini kavradı ve yukarı kaldırarak, hala nemli gözlerini dikkatle inceledi. Sehun'un bakışları inatçı ve yapışkandı. Yoonshin, diğeri gözleriyle neresine baksa, orasından gerginliğin yükseldiğini hissetti.

Bu adam neden bunu yapıyordu?

Yoonshin, bu adamın neden aniden belirdiğini ve böyle davrandığını hiç anlayamadı.

İfşalanmış hissetti ve Sehun ona anlamsız bir soru sorduğunda gitgide büyüyen utancını bastırmaya çalıştı. "Kan çanağına dönmüş. Neden?"

"Bilmiyorum. Belki de yorulmuşumdur." dedi Yoonshin.

"Hepsi bu mu?"

"Başka bir nedeni mi olması lazım?"

"Tam bilmiyorum. İşlerini doğru düzgün yapmalısın." Sehun gözlerini kıstı ve Yoonshin'in çenesini zor kullanarak bıraktı. Fakat, bakışları genç oğlanın temiz yüzünde sabit kalmaya devam etti.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ç/N: ♥

NO MORAL - [NOVEL TÜRKÇE ÇEVİRİ] bxb (BL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin