GÜNÜMÜZ
"Bunlarla oynayacak yaşı çoktan geçmedin mi?" Lumpus, elindeki abaküsü çekip aldı.
"Bilmiyorum, sanırım hoşuma gidiyor. Bazen eksik sayıyorum... Bazen de fazla. Sence bu neden olur?" sesinde merak vardı.
"Sanırım sana saymayı tekrar öğretmeliyiz. Bak şimdi, bende on elma var ve senin hiç elman yok..."
"Neden tüm elmaları sen aldın?"
Lumpus, iç çekti: "Tatlım, soruya odaklan lütfen. Ben sana üç tane elma verirsem ne olmuş olur?"
"Karnım doyar. Ve uzun zamandır elma yemediğimiz için de hoşuma gider. Hiç elma ağacı bulur muyuz babacığım?"
Lumpus, baş parmağı ve işaret parmağıyla kaşlarını düzeltip biraz alnını sıktı. "Bendeki elmalar eksilmiş olur. Şimdi sana üç elma verdiğime göre bende geriye kaç tane kalır?"
"On, sekiz, dokuz, altı... Bilmiyorum, beş?"
Lumpus, on parmağını da açıp Liya'ya gösterdi ve sayıları sayarken teker teker parmaklarını indirdi. "Dokuz, sekiz, yedi."
"Onu niye saymadın?"
"Çünkü zaten on parmağımı gösteriyorum. Ah, unut gitsin. Biraz da okuma yapalım mı? İleride ihtiyacın olabilir. Belki yaşadığın şeyleri not etmek istersin."
Liya, elini çenesine koyup çocukça hareketlerle düşünüyormuş gibi yaptı. "Tamam ama kitabı ben seçerim." kitapların arasından kapağını en çok beğendiği kitabı aldı ve giriş kısımlarını geçip birinci bölüme geldi.
"K-kaaarlı bür..." Lumpus, onu yarıda böldü.
"Karlı bir..."
"Karlı bir geçete..."
"Gecede..."
"Karlı bir gecede sogakta..."
"Sokakta..."
"Karlı bir gecede sokakta yalnız paşina..."
"Başına..."
"Karlı bir gecede sokakta yalnız başına ottturuyordu."
Önlerindeki birkaç saati böyle geçirdiler.
ALTI YIL ÖNCE
Lumpus, çapaklarla beraber henüz araladığı gözleriyle etrafına baktı. Delfin ona gece uyuması gerektiğini ve arabayı onun kullanacağını söylemişti. Lumpus, kollarını arkaya doğru uzattı -bu hareketi koltuğu da oldukça ezmişti- ve olabildiğince esnedi. Uzun zamandır böyle uyumuyordu. Ormanda bir kampta yaşarken nasıl rahat uyku uyuyacaktı ki?
"Kaç saattir sürüyorsun canı... Delfin?" utanmıştı.
Delfin, Lumpus'tan tarafa bakmayarak ufak bir tebessüm etti ve yanaklarını kızarttı. "Emin ol ben de bilmiyorum. Yedi, sekiz hatta dokuz!" Sonrasında dönüp Lumpus'a sevgiyle baktı. "Yoldaki araçlardan benzin alırken seni uyandırmak istemedim. Çok yorgundun üzgünüm."
"Liya iyi mi? Dün çok şey atlattık. Belki anlamasa da hissetmiştir."
"Eminim iyidir. Mir onu epey şımartıyor doğrusu."
Lumpus, kemerini çözüp vücudunun yarısını arka tarafa doğru kıvırdı. Mir, Liya'yı zıplatıyormuş gibi bir indirip bir kaldırıyordu. Liya da bu oynadıkları oyuna kahkahalar ve kıkırtılarla cevap veriyor arada da ağzının suyu akıyordu. Lumpus, gördüğü manzaradan sonra kendini daha da rahatlamış hissetti. Ve vücudunu tekrar önüne doğru düzeltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISIRIK İZİ (tamamlandı)
HorrorYorgundu ama bunu ondan başka yapıcak kimse yoktu. Nefes nefese diğer ölüleri de iterek ya da tutarak bir şekilde kendinden uzaklaştıra uzaklaştıra öldürmüştü -yani tamamen- ancak dördüncü ölüde bıçağı takılı kalmıştı ve ne kadar uğraştıysa da geri...