11

14 5 0
                                    

                         GÜNÜMÜZ


   "Baba, saçlarıma bak!" Liya, kirden birbirine yapışmış kumral saçlarını Lumpus'a gösterdi. Bitlenmişti ve aralarda başka böcekler de geziyordu.

   "Kesme zamanı gelmiş." zaten çok da uzun değildi. Gözlerinin altına kadar iniyordu.

   Lumpus, Liya'nın saçını uzatmasına hiç izin vermezdi. Onu birinin -ya da bir şeyin- saçından tutmasından korkuyordu.

   "Makas lazım bize." Lumpus, şu anda bulundukları mahallede -genelde ölülerden arınmış- bir kuaför olduğunu hatırlamıştı. Gerçi normal evlerde de sıklıkla bulunabilir bir şeydi ama çok da fazla aramak istemediği için direkt yerinden almak daha mantıklı gelmişti.

   Kuaföre doğru yürüdüler ve içeri girdiler. Lumpus, direkt çekmeceleri karıştırdı ve makas buldu. Liya'nın saçlarını bir güzel kesti.

   "Keşke elektrik olsaydı da makineyi de çalıştırsaydık. İyice kökünden keserdik." dalga geçiyordu.

   "Ne yani senin gibi kel mi olayım?" Liya, önünde eğilen Lumpus'un keline bir şaplak attı.

   Lumpus, onu havaya kaldırdı ve birkaç kez etrafında döndürdü. "Seninle ne yapacağım ben!" Liya da kıkırdadı.

--------------

   Anya ve Reha kamptan beri Lumpus ve Liya'yı arıyorlardı. Hep peşlerinden gittiler. Anya küçük kızını, Reha ise Lumpus'un kendisini istiyordu çünkü ona göre Lumpus kızını öldüren bir katildi.

   Reha -yaşlılıktan- damar damar olan ellerini sevgilisi Anya'nın -kısmen- beyazlamış saçlarından geçirdi.

   "Çok yaklaştık biliyorsun değil mi?" ellerini saçlarından çekti.

   "Bu sefer işimi şansa bırakmam bilesin!" Anya biraz sert çıkmıştı.

   "O da ne demek oluyor." Reha bu tepkinin üzerine afalladı.

   "Yani demek oluyor ki bir dahaki sefere o adamı nişan aldığımda beni durdurma." Anya iyice sinirlenmişti.

   "Biz başından beri o katil ve çocuk hırsızı öylece ölsün diye mi uğraşıyoruz? Onu direkt acısız ve hızlıca öldürmek istesem yedi yıl bekler miydim? Tam yedi yıl ulan!" Reha da Anya'ya sert çıkmıştı.

   İkisinin ilişkisi çok farklıydı. Hem birbirlerinden nefret ediyor hem de seviyorlardı. Ama birinden birinin menfaati olmadığı sürece öbürü bu konuda hiçbir şey yapmazdı. Umursamazdı.

   Ormanda öylece etrafı izlerken birkaç ölünün aynı tarafa doğru gittiğini gördüler.

   "Hey, şunlara baksana." Anya, Reha'yı dürttü.

   "Neyin peşinden gidiyorlar?"

   "Avımızın."

   Apar topar kamplarını topladılar. İkisi de taşıyabilecekleri kadar malzemeyi alıp ölülerin peşinden sessizce ilerlemeye başladılar. Onları bir süre izledikten sonra Reha, yanlışlıkla bir dalı çıtırdattı ve hepsi aynı anda onlara döndü. "Kahretsin!" 

   Anya, bıçağını çıkardı önce birinin gözünden sonra birinin şakağından en son ölünün de çene altından soktu. Nefes nefese dönüp Reha'ya baktı. "Senin neyin var böyle? Kedinin ciğere baktığı gibi bakıyorsun."

   "Seni böyle görmek çok hoşuma gidiyor." Reha, Anya'yı baştan aşağı süzdü.

   "Nasıl görmek?" dedi cilve yaparak.

ISIRIK İZİ (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin