Bilinmeyen numara: Annen bir yandan, mahalledeki teyzeler bir yandan devamlı evlenmen için baskı yapıyor
Bilinmeyen Numara: E aynısı bana da yapılıyor tabii
Bilinmeyen Numara: Yani demem o ki
Asude: Dinliyorum
Bilinmeyen Numara: Evlensek mi?
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
...
Gözlerini açtı kocaman ve üzerimi süzdü. Tek kaşı havaya kalkarken ona masum masum bakıyordum. Elindeki valizi bırakıp üzerime doğru yürüyünce ben de arka arkaya yürümüştüm. Hızla belimden kavrayıp beni duvara yapıştırdı. Kolunu duvara yaslayıp kapkara gözleriyle baktı bana. Yüzümü kaldırıp gözleriyle buluşturdum gözlerimi. Ellerim omuzlarındaydı. Yüzünü bana yaklaştırınca başımı duvara yasladım. Boynuma sokulup derin bir nefes çekti içine. Gözlerimi kapattım bu hareketiyle. Fısıldayarak "Çok özledim." dedi.
Dudağımı ısırıp gözlerimi araladım. Yüzünü boynumdan uzaklaştırınca yüzümü tekrar yukarı kaldırdım. Elini yüzüme götürdü. Saçlarımı gözümün önünden alıp kulağımın arkasına sıkıştırdı. Sonra baş parmağıyla okşadı tenimi. Sımsıcaktı elleri. Dışarıdan gelmesine rağmen.
Yaklaştırdı yüzünü yüzüme. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Burnu burnuma sürtündü. Gözlerini kapatıp "Elbiseyi giymişsin." dedi yine fısıldayarak. Başımı salladım. Ben de fısıldadım. "Senin için." Gözlerini anında açtı. Gülümsedim. Gözlerini dudaklarıma çevirip "Görelim bakalım nasıl öpüyorum." dedi ve hızla dudaklarıma kapandı. Önce ne yapacağımı bilemedim tabii. Ellerimi omuzlarından ensesine çıkardım. Anında karşılık vermemle alt dudağımı emdi. Belimdeki eli rahat durmuyor olduğu yeri okşuyordu. Diğer eli de sırtımdan aşağı doğru iniyordu. Üst dudağını emip nefes nefese geri çekildim. Tam konuşacakken "Ben istediğimde öperim." dedim. Sonra kızaran dudaklarına kapandı yine dudaklarım.
Hoyratça ve tutkuyla öpüyorduk birbirimizi. Ensesindeki tutamları çekiştiriyordum bir yandan. Belimdeki elini kalçama doğru indirip sıktığında inledim ama geri çekilmedim. Bi elini bacağıma indirip okşadı ve bir anda bacağımı beline sardı. Kalçalarımdan tutup beni kucakladı ve duvara yapıştırdı tekrar. Dudaklarımı ayırıp "Dağhan!" diye kızdığımda beni dinlemeyip çeneme bastırdı dudaklarını. Çenemden boynuma doğru öpmeye başladığında dudağımı dişleyerek başımı arkaya attım. Emerek bazen ısırarak köprücük kemiğime kadar geldi ve sonra gözlerime baktı. Kıvranıyordum ama hiç umurumda değildi. Ben kucağındayken kapının ardında kalan valizi içeri aldı ve kapıyı kapattı. Gözleri tekrar gözlerimi bulduğunda gülümsedim.
"Yaramaz bir kızsın." dedi üzerimdekini göstererek. Kucağında olduğumdan dar olan elbise daha da daralmış göğüslerim daha çok ortaya çıkmıştı. "Öyle miyim?" dedim yine cilve yaparak. "Kızım bak." dedi ve gözlerini kapattı. "Şöyle şeyler yapma bak. Durmam."
Dudaklarına bakıyordum aynı zamanda. "Durmayayım mı?" diye sorduğunda kollarımı boynuna iyice dolayıp dudaklarına baktım tekrar. "Şimdilik durmalıyız bence." dedim. Dağhan burnunu burnuma sürtüp "Gözlerin öyle demiyor ama." dediğinde sırıtıp "Ne diyorlar?" dedim.
Salona doğru yürürken dudaklarıma yaklaşıp fısıldadı. "Beni öp." Yutkunma sırası bendeydi. Beni etkilemesi hiç uzun sürmüyordu zaten.
Salona geçtiğimizde beni kucağından indirdi ve tekli koltuğun üzerine oturup bacaklarını iki yana açtı. Bacağına vurup oturmamı istediğini belli edince elbisemi düzeltip bacağına oturdum. Bir elini belime dolayıp boynumdan öptü.
