2

333 65 224
                                    

Ben Nezuko'nun başında beklerken Tanjiro sepet almaya gitmişti. Nezuko'yu güneşten koruyacaktı sepet. Bir süre Nezuko'nun başını okşadım ama sonra yanımdan ayrılıp tünel kazmaya başladı.

Kız kardeşim şimdi de bir köstebek oldu. Çok sevimli...

"Hana."

"Ah, Tanjiro."

"Nezuko...nerde?"

Gözlerim ile gösterdim. Nezuko kazdığı tünelden kafasını çıkarıp Tanjiro'ya baktı. Tatlıydı.

"Biraz bekle."

Tanjiro sepeti halledip yanımıza geldi.

"Nezuko. Buna girebilir misin? Gün ışığında da olsa ilerlemek istiyorum. Ben seni taşırım."

Tanjiro birkaç kelimeyi heceledi.

"Haydi. Giriver, se-pe-tin i-çi-ne."

Nezuko ilerleyip sepete girmeye çalıştı ama bedeni buna izin vermedi. Aklıma bedeninin büyüdüğü gelince konuştum.

"Nezuko. Hani yetişkin bir kadın gibi büyümüştün. Tam tersi küçülemez misin? Daha küçük Nezuko. Daha, küçük."

Sepetin içine girip minnacık olmuştu. Tanjiro başını okşayıp onu tebrik ederken dışarı çıktım. Yerde gözüme kestirdiğim kalın bir odunu elime aldım.

"Oldu. Hadi gidelim ve şu ihtiyarı bulalım."

Yolda giderken birkaç kişiye dağı sorduk.

"Sagiri Dağı. Şurdaki dağı arşınlamanız gerekecek. Akşam oldu isterseniz kalın."

"Teşekkürler ama yolumuz uzun. Bir an önce gitmemiz gerek. Görüşürüz."

"Görüşürüz küçük hanım. Dikkatli olun son zamanlarda insanlar kayboluyor."

Giderken el salladım ve ilerlemeye devam ettik. Karanlık çökmüştü. Nezuko'yu sepetten çıkarmıştık. Elinden tutup yola öyle devam ettim.

"Hana iyi misin? Yoruldun mu?'

"İyiyim. Asıl sen yorgun musun? Yol boyu Nezuko'yu taşıdın. Ver diyorum vermiyorsun da."

"(Kıkırdar) Ben iyiyim. Ah, bakın tapınak. Işıklar açık, gidip bakalım."

Tanjiro bir an duraksadı. Neden duraksadığını anlamak için kokladım. Keskin kan kokusu buraya kadar geliyordu.

"Kan kokusu, dağ yolları tehlikeli. Biri yaralanmış olabilir."

Nezuko'nun elini bırakıp önden koştum. Tapınağın kapısına varınca beklemeden kapıyı açtım. Tanjiro ve Nezuko arkama gelmiş içeri bakarken duyduğum ses ile sol tarafıma döndüm. İblisin biri besleniyordu.

"İyi misiniz?"

Tanjiro içeri baktı ve sırtındaki sepeti düşürdü. İblis bize döndüğünde konuştu.

"Ne oluyor lan. Burası benim mıntıkam. Beslendiğim bölgeye girerseniz gözünüzün yaşına bakmam!"

"Sizde garip şeyler hissediyorum. Siz... İnsan mısınız?"

Bir anda mum söndü ve iblis bana ve Tanjiro'ya tekme savurdu. Dışarı fırladığımda ağacın kovuğuna çarpıp durmuştum. Kafamı kaldırdığımda iblisin boynunun kanadığını gördüm. Ayağa kalkıp iblise doğru koştum. İblis Tanjiro'nun üzerine çıkmış boğuyordu onu.

Elimdeki sopa ile tam kafasına vuracakken bana baktı. Durmadım ve suratına bir yumruk attım. Güldü. Bakışları tekrar beni buldu ve karnımın üstüne bir yumruk geçirdi. Ağaç ile tekrar buluştuğumda bilincim kapanmıştı.

İnosuke Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin