"Tss."
Omzumdaki şey uzanıp yüzüme bakınca korkup sıçradım ama bana bakıp dilini çıkarınca ilgiyle ona baktım.
"Merhaba küçük tatlı şey."
"Tss."
"Ne dediğini anlamadım ama ben Hanako. Hana desen de yeter."
Gülümsedim ve onu elime aldım. Aldığım gibi koluma sarılıp burnuma kafasını dokundurdu.
"Sevdi seni."
Ağaçtan duyduğum ses ile kafamı kaldırdım. Obanai bana bakıyordu. Yere inince yılanı ona gidip boynuna sarıldı.
"Adı Kaburamaru."
"Çok tatlı isim, Kaburamaru."
"Tss."
"Sende tatlıymışsın."
Gülümsedim ve parmağımla başını okşadım.
"Nasılsınız Obanai-san?"
"İyiyim, sen?"
"Yani Sanemi-san beni hırpaladıktan sonra iyiyim diyemem."
Biraz bana doğru yaklaştı.
"Güneş Nefesi kullanıyormuşsun. Bunu nasıl yaptın?"
Kaburamaru bana bakıp tıslayınca tekrar gülümsedim.
"Sevdiğim kişinin hayatı tehlikedeydi. Ölmek üzereydi ve ben pes etmiştim. Babamın sesini ve nefesin formları kulağıma fısıldandı."
"İlginçmiş."
"Biraz öyle. Herneyse iyi geceler Obanai-san. Biraz yorgunumda."
"İyi geceler."
Kakushi'yi görünce beni odama yönlendirdi. Yemeğide getirdi ve afiyetle yedim.
---
Sıcacık suya girdiğimde rahatlamıştım. İlaçlı ve sıcak olduğu için bedene iyi geliyormuş.
Bir süre suda durunca çıktım ve kenardaki kimonoyu üzerime geçirip belimden bağladım. Yapılan yemeklerden yedim ve ücreti ödeyip konağa geri döndüm.
"Nerede kaldın sen?!"
"Sizede merhaba Sanemi-san."
Bıkkınlıkla söylediğim şeye karşı yanıma gelip kolumdan tuttu ve beni sürüklemeye başladı.
"Hey! Bırak beni."
"Kapa çeneni! Antreman yapmamız gerek."
Kolumu bırakınca etrafa baktım. Konaktan farklıydı ve etrafta güzel kokan birşey vardı.
"Odağını topla. Seni bu sefer ezeceğim."
Gülümsedim ve kılıcımı kınından çıkardım.
"O zaman benimde ciddileşmem lazım."
Birbirimizle dövüşmeye başladık.
Aradan beş saat geçti ve ben yorulmaya başlamıştım. Gücü ve bedeni uyum içinde çalışıp rüzgar ile anlaşıyordu. Esen rüzgarda beni zorluyordu ama hayatta her şey zordu.
"Bugünlük bu kadar. Güçlenmişsin."
Bunu arkası dönük söyledi ve gözden kayboldu. Kılıcımı kınına koyup gülümsedim ve konağa geri döndüm. Mutfağa doğru ilerlerken birşey dikkatimi çekti.
Giyuu yaralı olmasına rağmen antreman yapıyordu. Yanımdaki Kakushi'ler beni görünce önümde eğildi ve yalvarmaya başladı.
"Yalvarırız Hanako-sama. Yaralı olduğunu söylememize rağmen durmuyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnosuke
FanfictionEvden çıktığımızda Zenitsu'nun, Nezuko'nun olduğu kutuya sarıldığını gördüm. Yüzü gözü şişmişti. Kafası kanıyordu. Ona vuran kişiye doğru koştum ve yumruk salladım. Kafasındaki domuz maskesi çıkınca gördüğüm yüz ile donup kaldım. İyi okumalar <3