Kavuk

553 31 7
                                    

"Aşağı insem iyi olucak." dedim ayağa kalkarak.
"Şimdiden mi gidiyorsunuz?" diye sordu Draco benimle kalkarak.
Onaylayarak başımı salladım.
Bana doğru bir adım atıp içtenlikle sarıldı.
"Görüşürüz." dedi geriye çekilerek.
"Görüşürüz, dikkatli ol."
Gülümseyerek bana baktı, merdivenlere yöneldiğimde yeniden dönüp ona baktım.
El sallayarak karşılık verdi.

Aşağı indiğimde ikizler ufak bavullarıyla beni bekliyorlardı, çantam da onlardaydı.
Çantamı sırtıma taktıktan sonra bize doğru gelen Harry ile Ginny'e baktım.
Harry'i görmek ürpermeme sebep olmuştu.
Beni gördüğünde mahçupça gülümsedi.
Abimin ölümünden sonra doğru düzgün görüşmemiştik.
Ginny ortamdaki gerginliği dağıtmak için atıldı;
"Ron ile Hermione nerde kaldı?"
"Ron!" diye sinirle bağırdı Hermione.
Hepimiz aynı anda sesin geldiği yöne döndük.
Ron elinde sandviçi ile bize doğru sırıtarak yürürken Hermione zorlukla Ron ile kendi çantasını taşıyordu - en azından çalışıyordu -
Harry, Hermione'ye yardımcı olmak için hızlıca yanına giderken; Ginny, Ron'un kafasına hafifçe vurdu.
"Hödük!"
Ron başını ovarak bana baktı.
"Yn, sen de mi geliyorsun!"
"Evet!" dedim heyecanla.
Ron sıkıca beni kavradı.
"Teşekkürler." dedi.
Anlamayarak ona baktım, Hermione çantayı Ron'un yanına adeta fırlattıktan sonra bana döndü.
"Kavukta senin ile zaman geçirmeyi özlediğini söyleyip duruyor."
Gülümseyerek Ron'a döndüm.
"Öyle bir şey yok." dedi Hermione'yi bir yandan dürterek.

Havada beliren Weasley arabasıyla hepimiz sustuk.
"Hepimiz nasıl sığıcağız?" dedi Hermione merakla bakarak.
O sırada süpürgeleri ile Dora ve Remus belirdi.
Yanımıza indiklerinde heyecanla Dora'ya sarıldım.
Bir yandan saçlarıyla oynarken "Yakışmış." dedim.
Remus omzumu okşayarak diğerlerinin yanına geçti.
Arabadan Arthur'un inmesini beklerken Bill indi.
"Sarı kafa!" diye haykırdı sevinçle.
Koşarak boynuna atıldım.
"Billy!"

Weasley ailesiyle birlikte büyüsem bile Percy ve Charlie'ye tam olarak abi gözü ile bakamıyordum ancak Bill her zaman benim için özel olmuştu.
Cedric ile çok iyi anlaşırlardı ve beni her zaman küçük kız kardeşi olarak görürdü.
Abimin ölümünden sonra birbirimize çok daha yakınlaştık.

Beni kaldırarak havada döndürdü.
"Kilo vermişsin." dedi beni yeniden yere bıraktığında.
"İştahın yerinde değil mi?" dedi yumuşak bir ses tonuyla.
Kıkırdadım.
"Endişelenme Billy aç kalmıyorum."
Gülümseyerek çenemi tuttu ardından Harry'nin çantasını almak için yanımdan ayrıldı.

Ben, Fred, George, Harry ve Ginny; Bill'in arabasına bindik.
Ron Tonks'un arkasına.
Hermione ise Remus'un arkasına bindi.

Araba'ya genişletme büyüsü yaptıklarından rahatça sığdık.
"Şarkı!" diye bağırdı Ginny.
"Hay hay!" diye yanıtladı Bill
Fred Cd çalara bastı.
Şarkı çalmaya başladığında Harry hariç hepimiz bağırarak söylemeye başladık.
Fred ön koltuktan arka tarafa tırmanarak geçti.
Harry'nin söylemediğini fark edip kolumu omzuna attım.
"Weasleylerle birlikteyiz Potter, şarkıyı söyle!"
Bize eşlik etmeye başladı.
Şarkının ortalarında sırayla birer satır, nakaratı ise bağırarak tek bir ağızdan söylüyorduk.

Fred delicesine kafasını sallamaya başladı.
Son kısım geldiğinde ise Bill direksiyona vurarak ritim tutuyor, ikizler ile ben camdan kafamızı uzatıp bağırarak şarkıyı söylemeye devam ediyorduk.
Şehir altımızda ufacık görünüyordu.
Remus süpürgesiyle yanımızdan geçerken gülerek bize baktı.

Yolculuk gün doğumuna kadar sürdü.

Uzun uzun konuştuk...
"Sonra Minevra bizi yakaladı üç hafta ceza verdi- Üç hafta!"
"Hayatımızın en iyi şakasıydı!"

Şarkılar söyledik...
"Mama...Ooooo...."

Tartışmalar yaşadık-
"Hayır, hayır! Çok net hatırlıyorum önce sen küfür etmiştin!"
"Sarı kafa haklı George! Ginny küfür ettiği için kavga başladı!"

Kavga ettik-
"Ranzaya üçümüz sığamayız aptal!"
"Abi ben ranzada yatmam, Bill bişey de!"
"Ginny kes sesini, hep uyuduğumuz gibi uyuruz."
"Evden gideceğiniz günü iple çekiyorum!"

Kavuğa vardığımızda arabadaki ben ve Bill dışındaki herkes uyumuştu.
Biz ise konuşup duruyorduk.
Çocukları hafifçe dürterek uyandırdım.
Araçtan indiğimizde bagajdaki çantamı aldım.

Kavuğa girdiğimizde babam ile annemi gördüğümde çantamı yere bırakarak onlara doğru koşar adımlarla gittim ve sıkıca sarıldım.
Annem bir yandan saçlarımı okşuyor, babam ise elimi öpüyordu.
"Yolculuk nasıldı?" diye sorarak Ginny'e sarıldı Arthur.
Molly ise elindeki kurabiye tepsisini masaya bırakıp
"Erkencisiniz!" diyerek yanımıza geldi.

"Yoldaşlığa tatilde niye gelmedin?" diye sordu babam merakla.
"Zihnim çok karışıktı, gelirsem karanlık lord olanları görebilirdi." diye yanıtladım.
Zihinbendde doğuştan yeteneğim vardı, Dumbledore bile zihnime giremezdi kolay kolay.
Bu nedenle Voldermort sürekli denerdi, yoldaşlığın kara kutusu olduğumu düşünürdü.

Fred ile göz göze geldik.
"Ben söyledim gelmemesini, iyi hissetmiyordu." dedi beni koruyarak.
Herkes ikna olmuştu.

"Üst kata çıkalım mı?" diye sordu Ron.
Çocuklar olarak yukarı çıkarken Dora'nın gelmediğini gördük.
"Çok tuhaf gelmiyor mu size de?" dedim merdivenlerden aşağı bakarken.
"Ne?" diye sordu Ginny.
"Dora'nın artık bizimle takılmaması." diye cevap verdim.
"Yakında Remus ile evlenecekler, o artık bizim gibi çocuk değil." diye yanıtladı George.
"Onlar gerçekten birbirlerini seviyorlar mı?" diye sordu Ginny yüzünü buruşturarak.
"Sanırım- baksanıza birlikte mutlular." dedi Fred.
"Bence sadece Sirius'un travmasına birlikte iyileştiriyorlar." dedim
"Andromeda hep sevmişti Remus'u, evlenmeleri zor olmayacak." dedi George.
"İyi de Remus onun arkadaşıydı." dedi Ron.
"Sahi arada epey bi yaş farkı yok mu?" dedi Hermione.
"Var!" dedik Ginny ile bir ağızdan.

Merdivenleri konuşurken tırmanmış üst kata, ikizlerin (ve ben geldiğimde benim de odam olan) odaya çıkmıştık.
Ranzaya tırmanan Fred ellerini başının arkasında birleştirdi ve derin bir oh çekti.
Ben yerdeki minderlerden birine bağdaş kurdum, George hemen kucağıma uzanarak bir şeyler anlatmaya başladı.
Ron Hermione'nin omzuna başını yaslamış Harry ile konuşuyordu bir yandan elindeki yastığın fermuarını açıp kaparken. Hepsi yan yana yere dizilmişti
Ginny ise Harry'nin arkasındaki tabureye oturmuş onun saçlarını okşuyordu.

"Bunu çok özlemiştim-." dedi Ron
"Şarkı söylesenize." dedi Ginny.
"Aa evet eskisi gibi..." dedi Ron heyecanla doğrularak.

Weasleylerde her yatıya kaldığımızda ikizlerle şarkılar söylerdik.
Evin en küçüğü bendim, onlar gibi afacan olduğumdan mı yoksa ufak tefek olduğumdan mı bilinmez ikizler beni hep çok sevmişlerdi.
Fred duvarda asılı olan ukuleleyi bana doğru uzattı.
Ben çalmaya başladım şarkıya ikizler eşlik ederken birden kapımız aralandı, kapının aralığından bizi dolu gözlerle izleyen Bill'i gördük.

Cedric ile Bill biz her şarkı söylediğimizde merakla yanımıza gelir bizi dinlerlerdi.
Artık abim yoktu, yalnızca Billy vardı.
Biz burda eskisi gibi kendi halimizde takılabilirken o yapayalnız kalmıştı.

Astronomi Kulesinde||Draco Malfoy-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin