Astronomi Kulesinde||Draco Malfoy-

Tanıştığımız Gece

*1.Kişi Anlatımı (yn)*

Quidditch maçının ardından neşeyle Gryffindor ortak odasına dönen insanları oturduğum yerden izliyordum.

Abimi kaybedeli neredeyse 2 yıl olmuştu buna rağmen hala quidditch maçlarına katılamıyordum. Ne zaman katılsam gözlerim hemen -bulamayacaklarını bildikleri halde- abimi arıyorlardı.
Bu nedenle quidditch maçlarına gitmeyi uzun zaman önce bıraktım...

Birden birinin omzuma dokunması ile irkildim, arkamı döndüğümde George'u karşımda buldum.

'Kazandık sarışın!' dedi gülümseyerek.

'Tebrikler Georgie' dedim ellerim ile saçlarını karıştırarak.

Fred yanıma oturdu ve ciddiyetle
'Seni anlıyorum ama...'
bir süre söyleyeceği şeyden emin olamayarak suskun kaldı.
'ama- anlarsın ya sadece...'
yeniden duraksadı.

'Söyleyebilirsin Fred' dedim yatıştırıcı bir edayla

'Sadece en yakın arkadaşımızı maçlarımızda bizi desteklerken görmeyi çok özledik.' dedi tek solukta.

Kafamı omzuna yaslayıp kolunu okşadım.

'Bir dahaki maçınızda yanınızda olacağım- en azından deneyeceğim.'

George o güzel gülümsemesini saklayamayarak beni sıkıca kavradı.

'İşte bizim sarışınımız.' dedi ve ardından ekledi
'Kendini ilk seferde zorlamana gerek yok yn, gelemezsen anlarız.'
Birden tüm gülümsemesi yüzünden çekilmişti.

'Sence o surat ifadesini yaparsan ben gelememezlik yapabilir miyim?' dedim ve gülümseyerek ekledim;
'Sizi seviyorum çocuklar...'

Saat geç olduğundan beni Hufflepuff ortak odasına kadar götürdüler ardından kutlama için kendi ortak odalarına geri döndüler.

Yatakhaneme çıktığımda uyumak için hazırlandım ve yatağıma girdim.
Ama bir sorun vardı.
Uyuyamıyordum, her gözümü kapattığımda gözümün önünde abimin cesedi beliriyordu.
Bu nedenle daha fazla dayanamayarak yatakhanemden çıktım.

Adımımı ortak odadan dışarı atar atmaz soğuk havayı iliklerime kadar hissettiğim için geri döndüm ve üzerime abimden kalan kazağı geçirdim.

Yeniden dışarı çıktığımda bir süre durdum.
Ne yapacaktım?

Bir kaç dakika boyunca bunu düşündükten sonra en iyi fikrin astronomi kulesinde yıldızları izlemek olacağını anladım.
Ne zaman bir şeylerden uzaklaşmak istesem yıldızları izlerdim, komiktir ki en berbat olduğum ders de Astronomidir.

Astronomi kulesine vardığımda parmaklıklara dayanmış olan sarışın birini gördüm.

Eğer o an bana o gördüğüm kişinin hayatımı sadece dakikalar içinde tamamen değiştireceğini söyleseydiniz sizinle günlerce dalga geçerdim...

Gördüğüm kişinin. ne yaptığının tam farkına varmamıştım ta ki parmaklıkların üzerine tırmanmaya başlayana kadar.

'Dur!' dedim panik içinde kalmış bir şekilde

Benim orda olduğumu fark etmemiş olucak ki sesim onu ürküttü, hızlıca dönüp kim olduğumu anlamak için bana baktı.

'Git buradan!' dedi sesi titreyerek.

Bir kaç adım daha yaklaştım şimdi yüzünü seçebiliyordum.

'Draco, değil mi? Seni tanıyorum benim bir üst dönemimdensin.' ne dediğimin farkında bile değildim ellerim ve bacaklarım deli gibi titriyordu.

'YAKLAŞMA!' dedi bir basamak daha yukarı tırmanarak

'Yapma!' dedim elimi sanki atlasa tutabilecekmişimcesine uzatarak.

Benim gibi o da titriyordu ve durmaksızın göz yaşı döküyordu.

'Bunu görmek istemezsin sarışın' dedi

Asamı çıkartarak onun geriye doğru düşmesini sağladım.
Düşütüğü gibi yanına koştum ve onu yerden kaldırıp kendine zarar vermesin diye sımsıkı sarıldım.
Başlarda beni itmeye çalışsada en sonunda pes etti. Ağlaması daha da artmıştı ve bana daha da sıkı sarılmaya başlamıştı.

Bacağıma damlayan sıcak şeyi hissettiğimde kendimi biraz geriye çektim.

'Aman tanrım! Draco kanıyorsun!'
Kanın geldiği yer sol koluydu, ceketinin kolunu çekip kanın nerden geldiğini anlamaya çalıştım.

Bir ölüm yiyen sembolü vardı fakat  artık zar zor görülüyordu, belli ki Draco onu tırnakları ile kazımaya çalışmıştı.

Birden sinirle kolunu çekti.
'Bunu görmemeliydin!'
Ayağa kalktı ve gitmek için birkaç adım attı

Donakalmıştım ama o çok uzaklaşamadan ardından bağırdım.

'Sorun yok, bırak sana yardım edeyim'
Söylerken sesimin titremesinden korktuğumu anlayan Draco arkasını dönüp bana baktı.

'Seni korkutmak istemiyorum'
ağlamaktan sesi kısılmıştı bu nedenle kelimeler ağzından zorla çıkıyordu.

Ayağa kalkıp ona yaklaştım.
'Korktuğum tek şey senin kendine zarar vermiş olman' dedim yaş ve kan içinde kalmış yüzünü okşayarak.

Bir süre sonra onu tamamen sakinleştirmiştim, Astronomi kulesinde oturmuş onun yarasını sarmaya çalışıyordum.
Ben onunla ilgilenirken o bana her şeyi anlattı
Babasını, ailesini, nasıl ölüm yiyen olduğunu, neden kendini öldürmeye çalıştığını...

Beni bir süre inceledikten sonra
'Sen Yn'sin, Cedric Diggory'nin kardeşi' dedi ve ekledi;
'Değil mi?'

Kolunu iyice sardıktan sonra kafamı kaldırıp gülümsedim.
'Evet, öyle'

'Abin için üzgünüm' dedi

'Üzülme' dedim kafamı yeniden önüme eğerek

'Kazağından anladım'

Kafamı ne dediğini anlamaya çalışırcasına kaldırdım

'Yn olduğunu- kazağından anladım'
'Seni okulda hep bunla dolaşırken görüyorum, ne yalan söyleyeyim uzun süre üzerinde çuval gibi duran bir kazakla neden dolaştığını anlamamıştım sonra Pansy anlattı.' dedi

'Çuval gibi durmasını seviyorum, beni güvende hissettiriyor' dedim

'Hayır, hayır yanlış anlama çok yakışıyor- ah aptal kafam!' dedi ve ekledi
'Sadece- ben sadece...'

Güldüm ve elini tuttum
'Draco kötü anlamda söylemediğini biliyorum, sakinleş.' dedim

'Beni gerçekten anlıyorsun' dedi kısık bir ses tonuyla.

'efendim?'

'boşver.'

Bulunduğumuz yere ay ışığı vurdu, heyecanla ayağa kalkıp ayı görebilceğim bir yere geçtim.

'Bugün dolunay var!'
Gülümsememi durduramıyordum.

Draco sakin sakin yanıma geldi.

'Neye bu kadar heyecanlandın sarışın?' dedi gülümseyerek.

'Dolunay çok güzeldir şuna bir baksana!'
'Teknik olarak kurtadamlar için güzel değildir ama baksana- yani demek istediğimi anlıyor musun? Ah tanrım bak bu senin adını aldığın yıldız;Draco yıldızı ve sonraaa bu Regulus yıldızı buu... ah bu neydi-'

Birden Draco'nun beni öpmesi ile sustum, bir süre devam ettikten sonra Draco geri çekildi

'Benden çok kötü bir şey istediler yn'
Bunu dediği gibi yere çöktü

Kafam karışmıştı dizlerimin üstüne çöküp ona doğru eğildim.

'Ne gibi..?'

'Dumbledore'u öldürmeliyim.' dedi durgun bir şekilde.