Cenaze ve Hortkuluklar

438 22 2
                                    

Mektubu göz yaşlarıyla ıslanmıştı Draco'nun.
İçeri Severus girdiğinde hıçkırarak ağlıyordu sarı oğlan.
Göğüsüne sıkıca bastırdığı kağıt parçasına baktığında anladı Severus, daha da üstüne gitmek istemediğinden yumuşak bir edayla "Bugün kendini zorla bizimle yemeğe otur, gülümseyerek. Yarın cenazeye gitmen için onları oyalarım, bir aksilik olursa sana haber veririm." dedi.
Draco başını onaylar anlamda sallarken göz yaşları hala ıslatıyordu yanaklarını.

Dediği gibi yaptılar; Akşam yemeğini diğer ölüm yiyenlerle birlikte yiyen Draco oldukça neşeli gözüküyordu.
Ertesi gün olduğunda Severus, yalan bir haber ortaya atarak ölüm yiyenleri Londra'ya yolladı.
Bu sayede Draco cenazeye katıldı.

Cenaze çok kalabalık değildi; Weasleyler, Yn'nin anne babası ve Harry'ler vardı.
Draco cenazeye geldiğinde ağlamaktan harap olmuş ikizlere sarıldı.
Onlardan ayrıldığında sevgilisinin mezarının dibine çöküp ağladı sarışın çocuk.
Mezar taşındaki fotoğrafı defalarca öptü, bu halini gören Diggory ailesi yavaş yavaş yaklaştılar bu çaresiz oğlana.
İkisi de sanki kendi kızlarına sarılırmışçasına sarıldılar Draco'ya.
İki çocuk kaybetmişlerdi ama bir oğul kazanmışlardı.
Draco hayatı boyunca hiç bu kadar güvende hissettiği bir sarılma yaşadı.
İçindeki yara sızlarken bir yandan bu yabancı sıcaklığı kucakladı.
"Özür dilerim, koruyamadım- Onu koruyamadım." dedikten sonra hıçkırıklara boğuldu.
"Suçlama kendini oğlum." dedi Amos Diggory.
İlk defa oğlum kelimesini soğuk bir ses tonu yerine samimiyetle duydu Draco.

Cenaze bitiminde herkes dağıldı, mezar başında yalnızca iki kızıl ve bir sarışın oğlan kaldığında sessizliği Fred bozdu.
Yn'nin mektubunda bahsettiği hortkuluk meselesini kısaca anlattı.
"Yn söylediyse bir bildiği vardır, ucunda ölüm de olsa peşine düşeceğiz." dedi Draco gözünü sevgilisinin fotoğrafından ayırmadan.
"Nerden, nasıl başlayacağımızı bilmiyoruz." dedi George burnunu çekerek.
"Harry ile konuşup bir şeyler bulabiliriz." dedi Fred.

O gün mezarın başından zar zor ayrıldılar ve okula; Harry'nin yanına döndüler.
Hermione, Ron ve Harry ile konuşmaları sonrasında kararlarını verdiler.
7 hortkuluk olduğu biliniyordu.
Dağılacak ve bunları arayacaklardı.

*Haftalar Sonra.
"Kendi yıldızını mı arıyorsun sarışın?" diye sordu Fred elindeki soğumuş çorbayı Draco'ya uzatırken.
"Yn'mden işaret bekliyorum." dedi gözlerini yıldızlardan ayırmayarak.
Fred'in uzattığı çorbayı elleri arasına aldı.
"Sadece Hufflepuff'ın kupasını bulabildik, nerdeyse ölüyorduk. Nasıl yok edeceğimizi de bilmiyoruz." dedi Draco. Sinirlerinin bozulduğu her halinden anlaşılıyordu.
"Sabır be oğlum, bitecek her şey eninde sonunda." diye cevapladı onu Fred.
"Harryler ne durumda acaba?" diye sordu George çadırdan çıkıp kardeşlerinin yanına oturduğunda.
"Yarın öğreniriz." dedi Draco iç çekerek.

Planlarına göre 1,5 ay hortkulukları arayacaklar ardından Harry'nin eski evinde buluşarak ne bulduklarını öğreneceklerdi.
Yarın buluşma günüydü.
Yalnızca bir hortkuluk bulmuş olmaları üç oğlanın canını sıksa da ellerinden bir şey gelmiyordu.

Ertesi gün olduğunda Harry'nin evine vardılar.
Draco hala bu buluşma yerinin uygun olmadığını düşünüyordu.
Gerçi Severus işleri çok iyi idare ediyordu, ölüm yiyenler bir sorun çıkartacak olsa Severus uyarırdı.
Kapı açıldığında Harry başta olmak üzere Hermione ile Ron arkadan girdi.
Draco hemen yan odada saklandı.
Gelenler eğer Harryler değil başkalarıysa Draco'yu görmemelilerdi.

Fred asasını doğrultu "Weasleylerin kaç çocuğu var?" diye sordu kısaca.
"9" diye cevapladılar hep bir ağızdan.
Cedric ile Yn'i başkalarının Weasleyden saymayacağını gayet iyi biliyorlardı.
"Hoşgeldiniz." diyerek sarıldı üç gence.
Draco odadan çıkarak diğerlerine sarıldı.

Gece boyu ne yaptıklarından konuştu 6 genç.
Hortkulukları kılıç ve basilisk dişi ile yok edebileceklerini anlamışlardı.
Oracıkta Ron'un tuttuğu kılıç ile yok ettiler Hufflepuff'ın kupasını.
Şimdi yeniden Hogwarts'a dönüp kalan hortkulukların ne olabileceğini düşünmeleri gerekiyordu.
Bir gece Harry'nin eski evinde kaldılar.
Sabah olduğunda ilk iş olarak Hogwarts yakınlarına cisimlenerek Hogwarts'a doğru ilerlemeye başladılar.

Hogwarts'da geride kalan arkadaşları gelen yeni yönetime karşı birlik olmuş, ihtiyaç odasında kendilerince bir 'dernek' oluşturmuşlardı.

Yönetime karşı çıkamayacaklarını biliyorlardı belki ama Harry geldiğinde onunla sonuna kadar savaşacaklarını da biliyorlardı.
Öyle de oldu Harryler içeri adım attığında herkes birbirini özlemle kucakladı.
Kalan üç hortkuluktan birinin Rowena Ravenclaw'ın diademi olduğunu düşündüler.
Bunun için Harry ile Draco eşya odasına gittiler.
Diademi ararken Draco'nun ölüm yiyen arkadaşları Goyle ile Blaise, Harry'i merdivenlerden çıkarken gördüklerinden onun peşine takıldılar.
Ancak karşılarında Draco'yu görmeyi beklemiyorlardı.
Draco kendini açıklayamayacağını biliyordu.
Goyle'ın Draco'yu öldürmek için attığı büyünün yanlışlıkla başlattığı yangının içinde kaldıklarında hepsi dehşete düştü.
"Diademi buldum burdan nasıl çıkıcaz?" diye fısıldadı Harry Draco'ya.
Draco, Harry'nin kolundan tutup çıkışa doğru koşmaya başladı.
Kenarda gözüne çarpan süpürgeleri görünce istemsizce "Aha!" diye bağırdı.
Süpürgelere binden iki oğlan ellerinde diadem ile çıkmayı başardılar.
Ancak Draco'nun yıllarını geçirdiği iki arkadaşı içeride kalmıştı.
Harry yere indiklerinde elindeki diademi basilisk dişi ile parçalayarak ateşlerin içine fırlatarak yok etti.
Püsküren alevlerin arasında Blaise ile Goyle'ın çığlıkları kaybolup gitti.

Draco dolu gözlerini Harry'e çevirdi.
Harry ardı ardına özür dilerken Draco "Onlar bizi öldürmeye kalkıştılar Harry, özür dileme." dedi
George ile Hermione nefes nefese merdivenlerden çıktıklarında yerde oturan iki çocuğu ve arkadaki alevleri görünce şoka uğrayarak hızlıca yanlarına gittiler.
"Diadem de yok oldu." dedi Harry kısaca bir yandan derin nefesler alırken.
"Savaş resmen başladı, Voldermort ve ölüm yiyenler burada..." dedi Hermione usulca.

(Buraya olan kadar kısımları hızlı hızlı geçtim usanmayasınız diye, bundan sonraki bölüm final olacak. Sizi seviyorum ♥️)

Astronomi Kulesinde||Draco Malfoy-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin