7.

231 30 2
                                    

Nayeon'u kovalamaktan yorulduğum için bahçedeki banklardan birine oturmuştum.

Kulaklığı çıkarıp telefona birleştirdim ve rastgele bir müzik açtım. Gözlerimi kapatarak vaktin uçup gitmesini bekledim.

Kollarımı göğüsümde çarpazlamış ayaklarımı öne doğru uzatmıştım.

•••

Yağmur damlalarının yüzüme düşmesiyle gözlerimi açıp gökyüzünü izlemeye başladım.

O an bir yağmur damlası olmak istemiştim sebebini bilmediğim bir şekilde.

İyi birimiyim ya kötü bunu bilmiyordum ama bir şeyi biliyordum kalbim hassastı.

Can yakardım ama can almazdım.

Hiç bir zaman ağlamazdım ağlamak güçsüzlüktü benim için. Kendi başıma ayakta durmaya çalışıyordum.

Çünkü herkesin bir gün gideceğini en iyi şekilde ben biliyordum. Hiç kimse kalıcı diğildi. Her kes gider bir gün er ya da geç her kes.

Yağmur şiddetlenince yeniden gözlerimi kapatmış, müziği dinlemeye koyulmuştum.

Yağmurun durması ve hissettiğim gölgeyle gözlerimi açarak başımın üzerinde duran bedene baktım.

Tabi ki elinde şemsiyeyle duran Jennie hocayı beklemiyordum. Kulaklığı çıkarıp ona baktım " Buyurun hocam bir şey mi oldu ? " Diye sordum.

Jennie"Zil çaldı,hadi sınıfa çık hasta olacaksın

Ayağa kalkarak teşekkür edip sınıfa doğru koşmaya başladım.

Bizimkiler oturmuş konuşuyorlardı.

"Yağmur yağıyor hadi sizi bırakayım" dedim onları bölerek.

••••
Momo"Ben şimdiye kadar Jennie hocayı konuştuğu için birini dışarı çıkardığını görmedim "

Jimin"Bende. Kızgındı aslında onun  birine kızdığını hiç görmedim "

Jungkook"Şimdi gördük "

Nayeon"Belki de kızmamış kıskanmıştır "

Lisa"Harbi lan belki kıskanmıştır "

"Belki de evlenme teklif edecek. Arkadaşlar siz ne konuşuyorsunuz ya ? O bir öğretmen, benden büyük "

Lisa"Öğretmen olması ve senden büyük olması onu sevmeyeceğin anlamını değişmez "

Jimin"Geçmiş olsun arkadaşımız aşık olmuş "

Jungkook" Ama haklı ben olsam bende aşık olurdum çok güzel bir kadın her kes -"  kafasına vurarak"oğlum o senin öğretmenin ,öğretmenindedim.

Momo"Öğretmen değil de yenge demeliydin canım"

••••
Bizimkileri evlerine bırakarak yorgun bir şekilde eve gelmiştim. Kafam allak bullaktı bana yabancı olan hisler yaşıyordum.

İlk defa böyle hisler yaşıyordum. Ellerimi başımın altında birleştirerek tavanı izlemeye başladım, gülümsemesi geldi aklıma.

O güldüğü an sanki kalbimde papatyalar yeşeriyordu. Bir insana gülümsemek anca bu kadar yakışıyordu.

"Neler oluyor bana böyle?" Diye sordum boş odada kendime.

İnkar ediyorsun ama ondan hoşlanıyorsunDedi iç sesim soruma cevap vererek.

"Napacağım peki şimdi ?

Kabul ettin anda savaşacaksın,onun için kendin için, sevgin için savaşacaksın.

"Peki Ji-Yun neden onunlayken böyle hissetmiyordum? "

Sevmek ve hoşlanmak tamamen ayrı bir kavram. O zaman daha çocuktun hoşlanmıştın ondan. Şimdi daha deneyimlisin.

"Umarım yarı yolda bırakılmam "

Pencerenin önünde durup karşıdaki eve baktım. Yine terasta oturmuş kaşları çatık bir şekilde kitap okuyordu.

Onu izledim bir süre yüzüne düşen saçlarını sinirli bir şekilde kulağının arkasına sıkıştırmasını, gülümseyerek okuduğu kitaba bakmasını.

O çok güzeldi.

Sensitive Hearts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin