Dayanılmaz olan yaşam değilmiş, insanlarmış aslında.
F. Kafka.••••••
"Seni kırdıysam özür dilerim, böyle olsun istemedim.Ama mecburum. Affet beni"
Çok merak ediyorum neye mecburdu? Kafamın içinde farklı farklı düşüncelere dolaşıp duruyordu.
Uyuyamıyordum, kafamın içindeki o soru işaretleri cevap arıyordu.
••••••
Jennie"Hadi bakalım,kalkın uykucular kahvaltı vakti"Vay be böyle günleri de mi görecektik .
Sabaha karşı uyuduğum için kendimi yorgun ve halsiz hissediyordum.
Başım dönüyordu uykusuzluktan. Yataktan kalkıp kendi odama gideceğim sırada kolumdaki el durmamı sağlamıştı.
Jennie"İyi misin? Solgun görünüyorsun? Yine mi hasta oldun?" Diyerek sorular sormuştu.
Birşey dememe izin vermeden kiraz kırmızısındaki dudakları alnıma temas etmişti.
Size yemin ederim ki, kalbim durmuştu o an az kalsın.
Jennie"E ateşin de yok?"
"Merak etmeyin, sadece yorgunum bir az " Dedim iyi olduğuma ikna etmek için.
Aslında hiç iyi değildim. Neden bilmiyorum ama içimde bir burukluk vardı, sanki kötü bir şey olacak gibi.
On beş dakika sonra hepimiz kahvaltı masasındaydık.
"Günaydınlar Kim ailesi hepinize" dedim enerjik olmaya çalışarak.
Telefonum çalınca bıkkın bir şekilde açılmıştım.
"Efendim Jeong"
Jeongyeon"Telefonlarımı neden açmıyorsun? Arıyorum açmıyorsun, mesaj yazıyorum bakmıyorsun "
"Tamam ne çok konuştun be "
Jeongyeon"Ya yarın uluslararası defileye katılman gerek,bu defile bizim için gerekli. Hazır ol iki saat sonra Japonya'ya uçacaksın"
••••••
Bir hafta sonra:Önümde oturmuş olan kadına baktım,bunu ona nasıl söyleyecektim, ya üzülürse ? O taze bir güldü nasıl kıyardım ben ona ?
Jennie"Evet Jisoo ne söyleyecektin ? Konuşmak istediğini söyledin"
"H-hocam b-ben bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum " lanet olsun bunu söylemek neden bu kadar zordu.