25.BÖLÜM : KARANLIKTA PARLAYANLAR

5.1K 251 101
                                    

Selamlar. Başlamadan önce bir önceki bölüme yine yazar ağzından kısa bir sahne ekledim. Dönüp onu okuyup öyle devam etmenizi tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar

Duncan Laurence - Arcade

Billie Eilish - Everything I Wanted

Yaşlı Amca - Ve Ben

🌺

Üç gün, bir saat, on iki dakika, elli bir saniye geçmişti gözleri kapandığından beri.

Doğuş Çekici tam o zaman diliminde asla yanında ayrılmamıştı. Bazı hastalarını ona zaman ayırmak için farklı doktorlara yönlendirmiş, yine de ona zaman ayırmıştı. Üç gündür hastanede, yoğun bakımda, onun başındaydı.

Arada başında uyukluyordu ama bu uyuklamalarda sadece bir iki saat sürüyordu. O bir saatlik uykularını süsleyen de bir adet Manolya'ydı. Üç gündür nadir uykularında ki rüyalarından çıkmayan kadın.

Üç gün sonra ilk kez anahtarını kapısının deliğine sokmuştu. Her dairenin beyaz kapısına inat gibi siyah renk olan kapısını aralayarak yorgun adımını içeri attı. Kapının arkasından kapanmasının sesi yankılandı ıssız evin içinde.

Kendine gelerek ihtiyaçlarını gidermek için evine gelmişti. Duş alıp, düzgünce üzerini değiştirmesi lazımdı. Boğazından geçer miydi bilmiyordum ama sağlığı için de bir şeyler atıştırması, öğününü yemesi lazımdı.

Yorgun adımlarını salonuna doğru attı. Erik yoktu. Eğer olsaydı şuan kapı ucundan kimin geldiğine bakmış, bunun babası olduğunu görünce hemen ayak ucuna kadar gelmiş olurdu. O şuan teyzesindeydi, Kar'la beraber.

Teyzesi Manolya'ya olanı, köpekleri emanet etmek istediği an öğrenmişti ve gerçekten üzülmüştü. Gelmek istemişti ama Doğuş ona zaten bilinçsiz bir şekilde yoğun bakımda olduğu haberini vermişti.

Üç gündür yoğun bakımda ha bire onu görmeye gelenler oluyordu. Esma resmen saat başı, Bayar hastaneye geldiğinde ve gideceği zamanlar, Gümüş'ü üç gün içerisinde sadece iki kere görmüştü, Burak'ın yanında otururken saçlarına dokunmaya çalıştığını anladığı an ziyareti sonlandırmıştı. Volkan'ın onun yanındaki varlığı bile onu rahatsız ettiği için dakika tutmuştu.

Çiçeğini kimseyle paylaşamıyordu.

Salondaki L koltuğun köşesine yavaşça kendini bıraktı. Sahi L koltukta onunla ne kadarda güzel anıları vardı. Doğum gününü kutladıkları zaman onun uyuya kalması ve Doğuş'un onu, uykusu gelen kadar gözlerini ayırmadan, başka bir şeyle odaklanmadan izlemesi. Onun Doğuş'a kırgın olduğu zamanlar mecburiyetten gelmişken yine uyuyakalması ve bu sefer sırf onu bir daha öyle izleyemeyeceği korkusuyla sabaha kadar sıkılmadan izlemesi.

Doğuş'un aklına o anlar istemsizce dolaşırken ellerini yüzüne çıkardı ve usulca yüzünü ovuşturdu. Kendine gelmek ister gibi beş saniye boyunca yüzünü ovuşturdu. Farklı yerlerde, farklı bedenlerde olabilirlerdi ama Doğuş'un kalbi onunla beraber atıyordu.

Ellerini usulca yüzünden çekti. Ruhsuz bakışları kalktı ve kararan havayla beraber karanlıklaşmış ama etrafı görebildiği salonunun içinde dolandı. Neden her bir köşede onunla özel bir anısı vardı ki?

Gözlerini birkaç kere kırpıştırdıktan sonra bakışları direkt masayı buldu. Masanın üstündeki eskiz defteri çarptı gözlerine. Şuan içinde o kadar çizim isteği olmasa da yapacak başka bir şeyi yoktu. Kafasını onu bırakmadan bir şekilde dağıtma yöntemi olabilirdi.

SON MANOLYA KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin