5.BÖLÜM: ''MEKTUP''

424 15 1
                                    

''Korkma güzelim,'' dedi Evren, ''Benim.''

Korkmayım mı?

''Hadi gel. Geçti.''

Geçti mi gerçekten?

''Asayra!''

En son net bir şekilde duyduğum kendi adımdı. Evren endişeyle adımı bağırırken bilincimi açık tutabildiğim son dakikaları yaşıyordum. Daha fazla taşıyamadığım bedenim yer çekimine karşı koyamazken kendimi sert zemin yerine bir bedene çarparken buldum. Anımsayabildiğim kadarıyla Evren beni taşıyordu. Göz kapaklarıma söz geçirebildiğim kısacık anlarda onun yüzünü görüyordum. Dudakları açılıp kapanırken bana bir şey söylüyor olmalıydı. Ne kadar çabalasam da anlayamıyordum. Titremem şiddetlenirken artık bitsin istedim. Kasılan bedenimin verdiği acıya katlanamıyordum. Tamamen uykuya çekilip her şeyin geçmesini arzuluyordum.

''Ambulans, hemen ambulansı ara!''

Burnuma dolan hoş bir koku rüyada olduğumu düşündürüyordu. Siren seslerine karışan insan sesleri çoğalıyordu ya da birbirine girmişti, anlayamıyordum. Bir karmaşanın içindeydim sanki ve ne kadar süre geçti bilemiyordum. Zaman algımı çoktan yitirmiştim ve üşümeyi bırakmış artık titrediğimi hissetmiyordum. ''Abi kanama-...''

Boğukça gelen sesler yavaş yavaş kaybolurken her şey derinliğe karışıyordu. Artık hatırladığım tek şey burnuma dolan o güzel kokuydu.

&

''Bu işin arkasındaki Laçin şirket Evren,'' dedi sinirle tanımadığım bir ses. ''Bu çok net ama yine kanıt yok.''

Gözlerimi açamadan duyduğum sesler beni kilitlemiş gibi tepki verememiştim. Yutkunmak istedim ama yapamıyordum. Evren yanımda biriyle konuşuyordu, ne olduğunu anlamak için uyandığımı belli etmek istemedim.

''Abi nasıl olur?'' diyen Evren'di. ''Asayra'yla bağlantımı bilmeleri imkânsız.''

Bir bağlantımız olduğu doğruydu demek. Neler oluyordu kim bilir...

''İmkânsız değilmiş demek ki oğlum,'' dedi diğer adam. ''Takip edildiğine şüphe yok artık.''

''Bunu nasıl anlayamam,'' dedi Evren kendine kızar gibiydi. ''Ya benim yüzünden ona bir şey olsaydı...''

Yutkunamadığını sesinden anlamıştım. Sesi benim için endişeyle çıkıyordu. Ne düşüneceğimi bilemezken, içimdeki ses samimi olduğunu fısıldıyordu. O sese güvenmeli miydim? Bu iyice kafamı karıştırırken istemsizce kaşlarımı çattım.

''Çözeceğiz bu işi kardeşim, topla kendini,'' diyen adam Evren'in yakını olmalıydı diye düşündüm. ''Sanırım uyanıyor Evren.''

Yavaşça gözlerimi açmaya çalıştım.

''Sayra,'' dedi Evren hemen yanıma gelip. ''Beni duyabiliyor musun?''

Ona kafamı sallarken, ''Bana öyle seslenme demiştim,'' dedim pürüzlü çıkan sesimle. O ise gülümseyerek ''Nasıl hissediyorsun,'' diye sordu. Doğrulmak istedim ama başıma aniden giren acıyla başaramadan kafamı yastığa yeniden koydum.

''Hemen hareket etme,'' dedi endişeyle. ''İyi misin?''

''İ-iyim,'' derken zorlanmıştım. Karşımda Evrenle konuştuğunu düşündüğüm adam duruyordu. Polis üniformalı adama soru dolu gözlerle bakarken, ''Ben Ekin,'' dedi bana hitaben. ''Evren'in ağabeysiyim.''

''Asayra,'' derken sesim güçsüz çıkmıştı.

''Biliyorum,'' deyip hafifçe gülümsedi. Göz ucuyla Evren'e bakmıştı. ''Geçmiş olsun, Asayra.''

ASAYRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin