İKİ YIL ÖNCE, EVREN'DEN
Kapıyı hışımla çarpıp içeriye girerken beraberimde büyük bir gürültü de koparmıştım. Her şeyi devirip ilerlerken öfkem dinecek gibi değildi. Sırtımdaki çantayı hızla fırlatıp duvara yumruk attım. Hırsımı alamamış olacaktım ki adamların yapamadığını ben kendime yapıyordum. Saçma sapan kavgalara girip durmak, düşünmemek için yaptığım en iyi yoldu. Ama abim sonunda beni hapse tıkacaktı, bu durumum onun pek hoşuna gitmiyordu.
Aslında onu delirtmiştim.
Odama geçip kapıyı öfkeyle çarptım. Her yer dağınıktı. Asla toplamadığım gibi kimseyi de sokmuyordum. Kız kardeşimden başkası da toplamak için girmezdi zaten. Yatağıma geçip oturdum. Dirseklerim dizlerimde, yüzümü sıvazlarken gözüme yerdeki kağıtlar takıldı. Bir sürü evrak zırvalıkları vardı. Hay böyle işin diye söylenip kağıtlara uzandım. Yerden hepsini alıp çöpe atacakken gözüme adımın yazılı olduğu zarf takılınca diğerlerini bırakıp onu elime aldım. Bana gönderilen bu zarfı haftalardır açmamıştım. Evrakların arasında kaybolacaktı ama merak bile etmiyordum. Diğerleriyle birlikte çöpe attım ve duşa girmek için kalktım.
Aynada yüzümü incelediğimde bana çok zarar veremedikleri ortadaydı yine de yüzümde kavga ettiğime şahit izler kendini belli etmeye başlamıştı. Duştan sonra hala gözüme takılan zarfa gözlerimi devirdim. En azından ne yazdığını okuyup öyle atabilirdim. Diğer kağıtlar arasında biraz yıpranmış olan zarfı elime alır almaz kenarından yırttım ve içindeki kâğıdı zarftan çıkardım.
GÜNÜMÜZ, 2015
''Yani posta aracılığıyla geldi öyle mi?'' diye merakla sordum. Mektupta yazanlar yeterince karışık değilmiş gibi kimden geldiğini bilmemek beni iyice allak bullak etmişti.
''Evet,'' dedi kafasını sallayarak. ''Haftalar sonra okumuştum ve mektuptan önce de sonra da pek bir şey olmadı.''
''Ya sonra,'' dedim hemen. ''Mektuptan sonra ne yaptın?''
''Bunu,'' dedi. ''Seni buldum.''
Ona kaşlarım çatık bakmayı sürdürüyorken, ''Neden ilk gördüğünde anlatmadın?'' diye sordum saf merakla.
''Ne bildiğini bilmem gerekiyordu.''
''İyi de hiçbir şey bilmiyorum ki.''
''Bunu bilemezdim Asayra,'' dedi ciddiyetle. ''Mektupta sana güvenmem gerektiği yazıyor, kim olduğunu bilmeden bunu nasıl yapabilirim?''
''Mektupta benim de sana güvenmem gerektiği yazıyor Evren,'' dedim. ''Ama ben bunu hala nasıl yapacağımı bilmiyorum.''
''Bana güvenmiyor musun?'' diye sorarken cevabımdan tereddüt eder gibiydi.
''Ben,'' dedim ve duraksadım.
Gözümün önüne gelen benim için endişelenen Evren'di. Hastanede gözümü açtığımda ailemin yanında gördüğüm kişiydi. Ormanda kendimden geçerken beni kurtaran adamdı. Onu çok yeni tanıyordum ama içimdeki Asayra benden önce ona güvenmeyi seçmişti.
''Bilmiyorum,'' derken gözlerimi kaçırıp ayağa kalktım. Volta atmaya başlarken, ''Yani tüm bu olanlar,'' dedim. ''Karman çorman oldum gerçekten.''
Evrende kalkıp yanıma geldi. ''Sana bildiklerimi anlatacağım,'' dedi. Gözleri bana inan der gibi bakıyordu. ''Önce sakin olmaya çalış.''
''Katil diyor Evren,'' dedim anlayamıyordum bir türlü. ''Yani beni kaçıranlar mıydı?''
Kaşlarımı çatmaktan artık başım ağrımaya başlamıştı. ''Ama niye o adam yardım etti ki...''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASAYRA
Novela JuvenilAsayra babasının ölümünden sonra kendi içine kapanır. Sevdiklerinden ve kendinden uzaklaşan Asayra'yı yeni tanıştığı bir adam bilmediği gerçeklere maruz bıraktığında hayatı artık tehlikeye girmiştir. Ölümün peşini bırakmadığı bu zamanda aşk kalbini...