1.9

94 9 0
                                    

Miray'ın ağzından.

Büyük bir mekanda şarkı söyleyerek hayalimi gerçekleştiriyordum. Çok fazla büyük hayaller kuran birisi değildim. Herkes gibi ben de istiyordum gerçekleşmesini. Bu sanırım hayatımda gerçekleştirdiğim en güzel şeydi. Şu anlık...

Üniversite son sınıf öğrencisiydim. Konservatuar okuyordum. Yani ben olmak istediğim yerdeydim. Yani istediğim bölümde. Birçok öğrenci istemediği bölümde okumak zorunda kalıyordu, ya da istediği bölümde okuyup bir yerlere gelemiyordu. Bu zamana kadar normal meslek dışında bir şeylerle ilgilenmek istemiştim, yerinde durmak bana göre değildi. Şarkılar bana iyi geliyordu. Şarkı söylerken sözlerin ritmine kapılıp dans etmek...

Gündüz vakti okula gidiyordum, akşam ise bu mekanda arkadaşlarımla şarkı söylüyordum. Ne kadar para karşılığında bu işi yapsam da en önemlisi zevk için yapıyordum. Ailem orta gelirli bir aileye sahipti. O yüzden kendimi bu konularda çok sık boğaz etmiyordum. Paranın değeri benim için çok önemli değildi. Ben bu hayatta zevk alamadıktan sonra bir önemi yoktu.

Bir akşam ansızın şuan karşımda duran adamın mesajı telefonuma düştü. Bana uygulamadan birkaç şarkı sözü içeren bir mesaj yollamıştı. Böyle mesajlar çok geliyordu, çoğu kızın başına gelen bir şeydi. Bizim için ilişki önemliyse erkeklerin çoğu önemsemezdi. İnsan niye birkaç kıza yazmak isterdi ki? Daha neler neler...

Beni sevdiğini söylemişti. Sevmek, basit bir eylem değildi. Bu durumu böyle bilerek bana yazdığını düşünürken ona nedensiz bir şekilde şans vermiştim. İlk defa bir erkeğe şans veriyordum. Ama o diğerlerinden farklı görünüyordu. Diğerleri karşıma gevşek gevşek geçip konuşuyordu. Ama onun sanki bana çiçeği uzatırken bile elleri titremişti. Benim bir çiçek olduğumu ima etmişti.

Beni, çiçek gibi gören adam.

Olur muydu ondan?

Adı Çağatay. Uzun boya sahipti. Kahverengi saçları ve aynı renkte gözleri vardı. Birkaç tutamı alnına doğru düşmüştü. Ayrıca dolgun dudakları vardı. Evet, onun dudaklarına kadar bakışlarım kaymıştı. O da bunu fark ediyordu sanırım çünkü öyle dikkatli bakıyordu ki geldiğinden beri bakışlarını benden başka bir yere taşımamıştı. Çok dikkatli bakıyordu ve ben diken üzerinde oturuyormuş gibi hissediyordum. Sonra aklıma beni diğer geceler de böyle izlemiş olabileceği geldi. Şu zamana kadar çok rahat bir şekilde sahneye çıkmıştım. Sanki karşımda insanlar tanıdıkmış gibi rahat oluyordum. Ama bundan sonra olamayacaktım galiba. Yani o böyle bakarken rahat olmakta güçlük çekecektim. 

O, 4-5 aydır benden hoşlanıyordu. Gerçekten başka birisine bakmamış mıydı? Yani bu inanması güç bir şeydi. Bu şansı da öylesine vermedim tabi. Bu zaman içerisinde ona ısınmam karşılık vermem zamanla olacaktı. 

"Sen," dedim bakışlarım ona dalmışken. "Aralıksız her akşam buraya mı geldin?" 

İç çektikten sonra gülümsedi ve masaya doğru eğildi. 

"Senin söylediğin her akşam buradaydım. Oturduğum yer belki değişiyordu ama sana karşı hissettiklerim hiç değişmiyordu."

Belki oturduğum yer değişiyordu

ama

sana karşı hissettiklerim hiç değişmiyordu. 

"Bana karşı bir şeyler hissettiğini nerden anladın?" 

"Her akşam kendimi burada bulmam, senin için yeterli bir sebep mi?" Ben dudaklarımı aralamadan konuşmasına kaldığı yerden devam etti. "Biliyorum inanmak öyle kolay olan bir şey değil. Zaten senden hem kabul etmeni de beklemiyorum. Hatta ben senden bir şans vermeni bile beklemiyordum. Bu benim için de beklenmedik oldu. O yüzden ilk önce bana verdiğin şans için teşekkür ederim. Seninle böyle karşı karşıya gelip konuşmak bana güzel hissettiriyor ve hep güzel hissetmek için seninle karşı karşıya gelmek istiyorum. Eğer kabul edersen bu süreçte mesajlaşmaya devam edelim, seni rahatsız etmeyecekse ben seni izlemeye ve dinlemeye buraya geleyim. Kısa bir süre de olsa mekan çıkışı konuşalım. Olur mu?"


olur mu acaba?

Amor|TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin