2.6

73 8 2
                                    

Miray'ın ağzından.

Açık mavi kot şortumun üzerine giydiğim kiraz desenli sıfır kollu kıyafetimin son düğmesini iliklediğimde aynadaki yansımama gözlerim takıldı. Saçlarımın birazını hafifçe arkadan tutturmuş birkaç tutamını öne doğru sarkıtmıştım. Sade bir makyaj yapmayı tercih etmiştim, abartıya gerek duymamıştım.

Bu hazırlığım onun içindi.

Onunla yine buluşuyordum.

Beni almaya geleceğini söylemişti. Bu durumu anneme izah ederken, klasik uyarılarını yapmıştı. Dün o mesajdan sonra ona sadece konumu atmıştım. Tam o andan itibaren içimde durduramadığım bir heyecan vardı. Başa çıkması şimdiden zorken onun yanında nasıl olacaktı bilmiyorum.

Umarım kendimi rezil edecek bir şey yapmazdım.

Bugün 2. datemiz.

Dahası olur muydu bilmiyorum ama o hep geleceğe yönelik konuşan birisiydi. Bunların olacağını fazlaca dile getirmişti. Ona göre bu olacaktı, kesin inanıyordu. Bense dediğim gibi zamana bırakma kararı almıştım. Zaman bize her şeyi göstermişti.

Aynadaki bakışlarımı çekmemi sağlayan telefonuma gelen bildirim sesiydi. Yatağımın üzerindeki telefona ulaşarak mesajı açtığımda ondan gelen mesajla karşılaştım.

cagatykn: geldim, bekliyorum seni.

mirayalkn: tamam geliyorum ben.

Hala Instagram'dan konuşuyorduk. Bana burada yazmaya başlamış ve burada devam ettiriyorduk. Oyalanmayı bırakarak, çantamı alarak odadan çıktığımda dış kapıya doğru yöneldim. Ayakkabılarımı giydikten sonra anneme seslendim.

"Anne ben çıkıyorum, görüşürüz."

"Dikkat et kendine, o çocuğa da söyle neyle seni almaya gelecek bilmiyorum ama her türlü dikkat edin."

"Tamam anne."

Dış kapıyı kapattığımda bakışlarımla etrafa bakmaya gerek duymadan onu karşımda gördüm. Beyaz bir arabanın önünde beni bekliyordu. Siyah bir tişörtün altına yine aynı renkte bir pantolon giymişti. Arabaya doğru yaklaşırken, beni fark etti. Önünde birleştirdiği ellerini birbirinden ayırırken yanına ulaşmıştım.

"Çok güzelsin yine." dedi aniden. İşte bu an bismillah çektiğim andı. Daha yeni başlamıştık.

Sözleriyle birlikte yüzüme gülümseme yerleştiğinde, kapıyı benim için araladı.

"Teşekkür ederim, sen de çok şıksın siyahlar içinde."

Açtığı kapıdan görünen koltuğa gözüm kaydığında, kumaşın üzerindeki çiçeği gördüm. Yine bana bir demet gül almıştı. Beyaz renkteki gülü ellerimin arasına hapsettiğimde, içimde kelebekler uçuşuyordu.

"Bana böyle sürekli gül alamaya devam edersen, mutluluktan ağlarım haberin olsun."

"Sadece mutluktan ağlatmak istiyorum seni."

"Ben çok teşekkür ederim, çok güzel."

"Güzelliğinin şerefine." dediğinde koltuğa yerleştim. Bana kısaca baktıktan sonra arabanın önünden geçerek yanımdaki koltuğa kuruldu. Arabayı harekete geçirdiğinde, arakama yaslanmıştım.

"Araba senin mi?" diye sorduğumda, ana yola çıkmıştık. Hava bugün sıcaktı şansımızdan. O yüzden camları hafifçe aralamıştık.

"Evet."

"Güle güle kullan." diyerek saçmaladım. Yani ne denirdi ki? O da bu saçmalığımı anlamış olacak ki gülümsedi.

"Nereye gidiyoruz biz?"

"Sen aç mısın, ilk karnımızı doyuralım."

Sabah kahvaltı yapmıştım ama öyle kahvaltıyı deli dolu yapan birisi değildim. Canım çoğunlukla sabah bir şeyler istemiyordu. Hem zaten onu da kırmak istemezdim. Çabalıyordu, bir şeyler yapmak istiyordu ve ben bunu engellemek istemiyordum.

"Olur, sen ne istersen ben ona uyarım."

Trafikten dolayı kısa süreli bakışları bana değdiğinde gülümsemesini görebilmiştim.

"O zaman seni Burger yemeye götürüyorum. İlk datelerin vazgeçilmezi, bizim ilk değil ama olsun."


selamm

nasılsınız?

bölüm nasıldı?

karakterlerimizi beğeniyor musunuz?

Amor|TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin