4.5

42 2 0
                                    

♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yanımdaki düzenli nefes alıp veren sevgilimi izliyordum. Saat kaçta kalkmıştım bakmamıştım. İlk uyandığımda yanımda onun varlığını bilerek ve hissederek uyanmak öyle güzeldi ki gülümsemeden yapamıyordum. Kendisi huzurlu bir uykudaydı. Sırt üstü uzanmış, bir kolunu arkaya doğru uzatarak yastığın altına sıkıştırmıştı. Ben de uyurken muhakkak elimi bir yere sıkıştırmadan uyuyamıyordum. 

Sanırım huylarımız benziyordu. 

Onun biraz daha uyuması için yatak odasında yalnız bıraktım. Dün o yorgunluğun üzerine bir de araba kullanmış epey efor sarf etmişti. İlk önce banyoya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra, üzerimi değiştirmiştim. Dün geceki nişan kıyafetlerimizle uykuya dalmıştık. Hiç de rahatsız olmamam büyük ihtimalle yerimin rahat olmasından kaynaklıydı. 

Sevgilimin kolları arsında umurumda olmamıştı, galiba. 

Mutfağa geçerek kahvaltı için yemek hazırlamaya başladım. Birkaç çeşit yemek hazırladıktan sonra bu süre içerisinde bahçedeki masayı da hazırlamıştım. Mis gibi hava eşliğinde kahvaltı yapmak ayrı bir güzel olacaktı. Koşa koşa yatak odasına girdiğimde yine aynı şekilde uyumaya devam ediyordu. Bu haline gülümseyerek yatağa adımladım. 

"Sevgilim." diyerek parmaklarını yüzünden gezdirerek saçlarının arasına dudaklarımı değdirdim.

 "Kalkacak mısın, kahvaltıyı hazırladım."

"Nişanlım kahvaltı soğuyacak."

Gözlerini yavaşça açtığında, bedenimi aniden kucağına çekti. Dudaklarımdan çıkan kısık çığlık gülerek ağzımdan çıkmıştı. Parmakları belime sarmaladığında bedenimi dikleştirdim. 

"Nişanlım mı dedin sen?"

Gözleri kısık bir şekilde bana bakmaya devam ederken nasıl sabah sabah bu kadar çekici görünüyor anlamamıştım. Parmaklarını iki yanımdan sarkan dalgalı saçlarıma doğru götürdü. 

"Dedim, ne olmuş yani?" Cilveli çıkan sesim onun kulaklarına da bu şekilde ulaşmış mıydı bilmiyorum ama bir an utanmama sebep oldu. 

"Kocam diyeceğin günler ne zaman?"

"Yalnız kaldığımızda söyleyebilirim."

"Hım, söyle bakayım."

"Kahvaltı hazır kocam."

Gülümsedi. Öyle gülümsedi ki deli gibi mutlu olduğunun anlamak çok da zor değildi. Dudaklarını dişlerinin arsına kıstırdıktan sonra serbest bıraktı. Başını yastıktan kaldırarak doğrulduğunda hala onun kucağında kalmaya devam ediyordum. Usulca yüzünü yüzüme yaklaştırmaya başladığında sıcak nefesini tenimin üzerinde hissediyordum.

"Evlendiğimizde sen hep böyle dersen, ben seni kendimden hiç uzaklaştıramam."

"Hı?" ses tonum şaşkın bir şekilde çıkmış, tam bir çocuk gibiydim. Söylediğini algıladığım an yüzümde kızarıklar oluşmaya başladı. Onun gözlerine daha fazla bakmama müsaade etmeden dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Benim karşılık vermemi bekledikten sonra ısrarcı bir yağmur gibi başlayan öpüşmemiz usul usul devam etmeye başladı. Dudaklarımız ayrıldıktan sonra çıkan sesin ardından birbirimizden uzaklaştık. Ta ki benimle birlikte yataktan çıktı ve banyoya adımladı. Beni lavabonun kenarına oturttuktan sonra hemen elini yüzünü yıkadı ve altındaki pantolon dışındaki üzerini çıkarıp bir kenara koydu. 

Üzeri çıplaktı. 

Bu hareketler hep aklım başka yere gitsin diye yapılıyordu.

"Hadi gidelim bakalım sevgilimin hazırladığı masaya."

"Götür beni sevgilim."

Hazırladığım masaya geldikten sonra sandalyeye oturdum. Aklıma gelen ayrıntıyla hemen dudaklarımı araladım. 

"Buzdolabında içecek olacaktı onu getirmeyi unutmuşum, getirebilir misin?"

"Getirim yavrum."

Birkaç saniye için de o da gelip sandalyeye oturdu. Masaya uzun bir süre bakarak gülümsedi. Hevesle ona bakmaya başladım, düşüncelerini merak ediyordum.

"Yavrum hatırlat bunları hazırlayan parmaklarını teker teker öpeceğim."

Yaa, ben bu adama daha ne kadar aşık olacaktım?

"Afiyet olsun." diye mırıldandım ve kahvaltımızı yapmaya başladık. Yemek boyunca nişan hakkında konuşmuştuk, o kadar güzel bir geceydi ki uzun bir süre de dilimizden düşecek gibi durmuyordu. Daha sonra buraları toplamış ve hazırlanmak için odaya geçmiştik. Birkaç gün buradaydık o yüzden ne var ne yok gezecektik. 

"Kızlar bavulu öyle güzel hazırlamış ki, tam burada giyebileceğim kıyafetler." Tişörtünü başından geçirdikten sonra bana doğru döndü. "Onlara söyledim nereye gideceğimizi, sağ olsunlar hazırlamışlar."

Üzerime mavi renkte bir elbise geçirdikten sonra makyajıma başladım. Çok abartılı bir makyaj yapmadım. Sonra zaten saçımı tepeden at kuyruğu yapmıştım. Çantamı aldıktan sonra evden ayrılmış arabaya binmiştik. Buralarda bilindik yerleri gezmiş fotoğraf çekilmiştik. Gün boyunca gülümsemekten ağzım ağrımaya başlamıştı. Beni o kadar mutlu ediyordu ki, aklım hiç başka türlüsünü düşünmüyordu. Böyle naif ve düşünceli bir adamla birlikte olduğum için çok şanslıydım. 

Onun yanında hep şanslı bir kadın olarak kalmak istiyordum.

nasılızzz?

kurguyu seviyor musunuz?

az kaldıı, finale son 5.

Amor|TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin