♡
"Bebeğim bugün gelmeyi düşünüyor musun?"
"Geliyorum." diye bağırdım. Bikinimin iplerini sıkıca bağladığımda hazırdım. Bugün tatilde üçüncü ve son günümüzdü. İki gün buraları gezmiş, son günde evde takılmak istemiştik. E malum havuz da olduğuna göre tadını çıkarmak lazımdı.
Bahçeye çıktığımda onun suyun içerisinde yüzerken gördüm. Havuzun kenarına geçip oturduğumda onun sudan çıkmasını bekledim. Birkaç saniye sonra bedeni benim yanıma kadar ulaştı. Kafasını sudan çıkardığı an başından aşağıya sular akmaya başladı. Gözleri kapalı saçlarını geriye doğru taradığında bu çekici görüntüsü karşısında dilim tutuldu. Bazen bilerek yaptığını düşünsem de şimdi bilerek yapmıyordu galiba.
"Yavrum sonunda, sensiz havuza mı girilir ya."
"Girmişsin hatta keyifli bir şekilde yüzüyordun." dedim imalı imalı.
"Aa külliyen yalan, sen gel bak buraya keyif nasıl oluyormuş göstereyim."
Belimden tutarak yavaşça suya çekildim. Beni serbest bırakmadan kucağında tutmaya devam etti. Kollarımı zevkle boynuna dolamış anın tadını çıkarmaya başlamıştım. Bu tatil o kadar iyi gelmişti ki nişan hazırlığında çok yorulmuştum. Aslında çok da fazla yorulacak bir şey yoktu ben kendi kendime yapmıştım. Stres beni epey yormuştu.
Yani kim stres yapmazdı ki?
Çağatay da benim gibiydi, tabi ben ondan bir tık fazlaydım. Daha çok o belli etmeyen taraftı. Hele kız istenirken ki hali hala aklımda. Bu halleri de kayıtta olduğu için açıp açıp gülerdik. Kameraman hala fotoğrafları atmamıştı, söylediğine göre bugün göndermesi gerekti. Tabi biz arkadaşlarımızın çektiği fotoları falan sosyal medyadan paylaşmıştık. Yalnızca hikayede. Diğerleri geldiğinde post atardık artık.
"Nefesini tut yavrum."
Dediğini yaptığımda birlikte suya dalmıştık. Gözlerimi açtığımda benden önce açmış olduğu kahverengi gözleriyle karşılaştım. Bakışlarındaki yoğunluğa bakma çok sürmedi. Dudaklarımı dudaklarıma bastırdı ve kirpiklerim kıvrılarak kapandı. Yavaş yavaş süren öpüşmemiz suyun yüzeyine çıkmamızla hızlı bir hal aldı. Ayaklarım bedenine dolanmış bir şekilde kalmaya devam ediyordum. Bedenimize yapışmış kıyafetler yüzünden vücut hatlarını hissedebiliyordum. Bu da zaten heyecanlanmama yetiyordu.
Suyun içerisinde hareket eden bedenimiz benim sırtımın duvara yaslanmasıyla son buldu. Dudaklarımdan ayrıldığında sesli nefes alışverişlerimiz birbirine çarpıyordu.
"Seni seviyorum."
Kısık bakan gözlerine bakarak gülümsedim. "Seni seviyorum."
Tekrar dudaklarımız birleştiğinde uzun bir öpüşmenin ardından beraber yüzmeye başlamıştık. Yüzmeyi küçük yaşlarımda öğrenmiştim. O zamanlar öyle sitem ediyordum ki kendime çocuklar çok güzel yüzerken ben neden yapamıyorum diye. Zaman gerekiyormuş meğerse. Zamanla ben de onlar gibi oldum. İyi ki de öğrenmişim diyorum, şimdi yanımdaki adamla yüzüyordum. Yine günümü eğlenerek geçirdim, burada çoğu enerjimizi harcadık. Acıkmaya başladığımızda hah dedik artık çıkalım.
Zaten öğlene doğru uyanmıştık. Öğleden sonra havuza girmiş akşamı etmiştik. Çağatay benden önce havuzdan çıkmış bana ellerini uzatmıştı. Onun yardımıyla havuzdan çıktım.
"Yavrum koş duşa, ben kıyafetlerini ayarlarım."
Ya, yerim yer.
Dudağına kısa bir öpücük bırakıp duşa geçtim. Kısa sürede havuz suyundan arınmış ve havluya sarınarak odaya geçmiştim. Dediği gibi de kıyafetlerimi ayarlamış yatağın üzerine bırakmıştı. Yatağa doğru adımlarken o da kendi kıyafetlerini ayarlıyordu. Çağatay da gireceği için suyu kapatmamıştım.
"Teşekkür ederim sevgilim."
Asker selamı vererek "Görevimiz." diye mırıldandı. Gülümseyerek banyoya geçti. Havluyla bedenimi kuruladıktan sonra çıkardığı eşyaları giymeye başladım. Saçlarımın nemini aldıktan sonra topuz yaptım. Ferahlayan bedenimle derin bir soluğu içime çektim. Telefonumu elime alarak sosyal medyaya baktım. Bizi kutlayan kişileri hikayem eklemeye başladığımda sırıtarak işimi bitirmiştim.
Çok tatlıydık.
"Ne yapıyorsun yavrum?"
"Fotoğraflarımıza bakıyorum. Çok güzeliz."
"Geldi mi fotoğraflar?"
"Yok daha gelmedi."
Arkasını bana dönerek giyinmeye başladığını gördüğümde bakışlarımı telefona kaydırdım. O giyinene kadar yakınlarımın mesajlarına cevap verdim. Üzerine sıfır kollu siyah bir tişört altına da şort giymişti. Saçlarının kısacık nemini aldıktan sonra yataktaki bedenime adımladı. Bana uzattığı avucuna ellerimi yaslayarak ayağa kalktım.
"Mutfakta ne var ne yok bakalım, yemek yiyelim sevgilim."
"Olur vallahi çok acıktım."
Mutafa geçtiğimizde buzdolabını kurcaladı. Daha sonra tavuk çıkardığında bana bakıp göz kırptı. "Et sote, pilav nasıl?" benim onaylamamı beklerken onu yanıtladım.
"Sen mi yapıyorsun?"
"Evet bebeğim, parmaklarını yiyeceğin bir yemek hazırlayacağım sana."
"Gözüm arkada kalmaz, göster marifetini."
"Hay hay hanımefendi."
Güldük eğlendik, yemeğimizi hazırladık. Sohbet eşliğinde yaptıklarını yediğimizde gerçekten de çok güzel yapmıştı. Eli maharetli bir sevgilim vardı. Ne kadar şanslı bir kadındım. Çoğu konuda bana yardımcı olacağını böyle konularda anlayabiliyordum. Bu adamı çok seviyordum ben, hem de çok.
huh
nasılız?
bölümü nasıl bulduk?
finale son 4 bölümm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amor|Texting
Teen Fictioncagatykn: +1 öndeyim yani mirayalkn: o anlamda düşünmedim, ama mantıklıymış. cagatykn: senin için bu kadar önemli mi? mirayalkn: öyleymiş cagatykn: iyi bari mirayalkn: neden? cagatykn: hanımın gözüne girdik, dahası var mı?