7.

142 17 8
                                    

    selam! beklettiğim için üzgünüm.bölümü söz verdiğim zamanda yazamadım, çünkü motivasyonum çok aşağıydı doğrusu.bölümleri okuyan kişi sayısına oranla oy ve yorum çok çok az.bu beni fazlasıyla mutsuz ediyor :(
neyse..

bu bir geçiş bölümü, esas bölümle köprü yaratmak istedim sadece.
umarım beğenirsiniz.. 🌟

karanlık.
bilincim yavaş-yavaş açıldığında farklı bir ortamda olduğumu kavramaya başlıyorum.ne gözüm kararmadan önce gördüğüm beyaz duvarlar var, ne de gördüğüm diğer objeler.hâlâ tamamen göremiyorum etrafı, ama farklı bir yerde olduğumu fark etmek zor değil.
bilincim tamamen açılmaya başladıkça bir şeyler zihnime dolmaya başlıyor.anın getirisi ile ayaklarımı ve bileğimi kontrol ediyorum.
yara bantları.
ben yapıştırmamıştım, eminim.
ama o an onu sorgulayacak durumda değildim, tekrar odayı incelemeye koyulmuşum.
evet, kesinlikle başka bir yerdeyim.her şey net artık.diğer odadan tamamen farklı, siyahlar içinde bir oda burası.bir yatağın ortasında olduğumu da dakikalar sonra fark ediyorum.beni taşımışlar.
ne kadar süre uyudum bilmiyorum.belki birkaç saat.belki de birkaç gün.bilemiyorum.

yataktan kalkıyor, kapıyı açmaya yelteniyorum.ama kapı açılmıyor.bense bunu farketmiyormuş gibi çekmeye devam ediyor,her olumsuz sonuçtan sonra daha da hırslanıyorum.kapı açılmıyor.tekmeler savurmaya başlıyorum.
birden beynimde ampüller yanıyor.
jeongguk.
bayılmıştın.
bir odadasın.
kapı kilitli.
yaraların var.
bedenime elektrik verilmiş gibi hissediyorum, bir korku ve titreme esir alıyor beni tekrar.olayları şimdi kavrıyorum.deli gibi odada dolanmaya başlıyorum.hatırlamaya çalışıyorum.

ayna parçalarına bastığımı hatırlıyorum.o acı tekrar canlanıyor zihnimde.yüzümü buruşturuyorum.sonra yere yığılıyorum.
hayır, kendim düşmüyorum.birisi beni itiyor, ya da çekiyor.
ne kadar süre yerde kalmışımdır acaba?
tekrar zorluyorum zihnimi.
iki adam sesi var.bağırışıyorlar.ama ne konuştukları aklımda değil.
tekrar zorluyorum, zihnimin en ücra köşelerini çalıştırmaya çabalıyorum.
olmuyor, hatırladıklarım birkaç sisin ötesine geçemiyor.

perdelerine kadar siyah olan, tamamen koyu renklerle çevrili bir yatak, bir dolap ve halıdan ibaret bu oda ruhumu biraz da kasvete buluyor.kusma hissimi anbean iki katına çıkarıyor.
bunalmışım.yatakta oturmuş, saçlarımı çekiştiriyorum.ne yapacağım burada? birileri yok mu?
aklımda birçok soru var.önemsiz şeyler.sahi, önemsiz şeyler.hayatım önemsiz.

ailemi hatırlıyorum tekrar.neye inat bilmiyorum ama beynim bir şölen sunuyor bana, kahkalarımızdan oluşmuş.kız kardeşlerimin elini tutuyorum.annem beni uyutuyor.her şey kesitlerle canlanıyor aklımda.gözlerimi kapatıyorum.an'a yaklaşırsam ona dönecekmiş gibi hissediyorum.
sonra evi hatırlıyorum.
jimin'i, jin'i.
tanrım diyorum, ben nasıl bir aptalmışım.ne bencilmişim.ama daha fazla suç altında ezmiyorum kendimi.tüm saçlarımı yolsam da bir anlamı yok artık çünkü.ne olacak bilmiyorum.


zihnim bir savaş verirken adım sesleri duyuyorum.odaya doğru birileri geliyor.
tiz bir gıcırtı, sanki odanın kapısı en son birkaç yıl önce kullanılmış gibi.
tamamen açılıyor.

tanıdık bir yüz.

utopia, tkWhere stories live. Discover now