Minho ve Chan, mavi saçlının yanından ayrıldıktan sonra arka bahçeye gitmişti. İkisi de konuşmaktan çekinerek ne diyeceklerini düşünüyorlardı. Chan olayın hala ne olduğunu anlayamamıştı ancak Sana'nın da bu işin içinde olması ile ister istemez Jisung'a kızmıştı. Her ne olursa olsun ikisinin de Sana ile konuşmasını istemiyordu.
"Hyung..." Sonunda Minho'nun konuşmasıyla Chan kardeşine dönmüş, ne diyeceğini merak eden gözlerle ona bakmaya başlamıştı.
Minho abisinin ona olan ilgisini seviyordu. Her nerede olurlarsa olsunlar Chan, küçük olan ona seslendiğinde hızla ona dönüyor ve ciddi bir şekilde kardeşini dinleyerek sorun ne ise hemen hallediyordu.
"Efendim Min?"
"Bugün sınıfa gittiğimde Jisung'un Sana ile oturup gülüştüğünü gördüm. Onların yanına gidip günaydın dedim ama o... Sana onları rahatsız etmemem gerektiğini söyleyerek beni yanlarından kovdu. Gitmeyip Jisung'un bir şeyler demesini bekledim ama o da bana defolmam gerektiğini söyledi. Ben de hemen senin yanına geldim hyung çünkü ne Jeongin ne de Felix gelmişti. Yoksa seni soru çözerken rahatsız etmeyeceğimi biliyorsun..."
Chan kardeşinin anlattıklarıyla Jisung'a bir hayli sinirlenmişti. Ne oluyordu bu çocuğa anlamıyordu. Birkaç haftadır ilişkileri hiç iyi ilerlemiyordu. Hem ailesi hem de sevgilisi çok üzerine gidiyordu küçük kardeşinin.
"Beni asla rahatsız etmezsin bebeğim. Her ne olursa olsun benim yanıma gelmekten çekinme, senin için her zaman vakit bulabilirim. Birkaç gün onunla konuşma. Aklı başına gelsin beyefendinin. Ne demek 'defol' ya?"
Chan sinirlendiğinde diğerlerine göre fazla korkunç oluyor olabilirdi ancak Minho'ya göre o fazla şirinleşiyordu. Büzüp durduğu dudakları ve kalın çıkarmaya çalıştığı ama bir türlü beceremediği sesiyle söylenmesi onu şirin yapmıyordu da ne yapıyordu? Tamam belki sinirlenince her şeyi yapma potansiyeli vardı, kavga bile edebilirdi ama bu onun şirin olduğu gerçeğini değiştirmezdi.
"Peki hyung... Seni öpebilir miyim lütfen?"
Minho abisinin tatlılığına daha fazla dayanamayarak ama kibar olmaya çalışarak sorduğunda Chan şaşırmış, yine de bir şey söylemeden kafasını sallayarak onu onaylamıştı. Minho küçük ama tatlı bir öpücüğü abisine hediye ettiğinde Chan da gülümsemiş bir anda giden siniriyle Minho'nun bir büyücü olduğunu düşünmeye başlamıştı.
"Abi seni de çok uzun tuttum, sen sınıfına git ben de Jeongin ve Felix gelmiş mi diye bir bakacağım."
Chan kardeşinin heyecanlı suratına baktı. Onu kafasını sallayarak onayladığında Minho gülerek okulun ön bahçesine gitti. Kendisi de sınıfta onun soruyu anlatmasını bekleyen çocuğu daha fazla bekletmek istemediği için hızla onun arkasından okula doğru ilerledi.
"FELİX!"
Felix'in geldiğini gören mor saçlı beden okuldan çıkarak ona doğru koşan kahve saçlıya sarıldı.
Felix koca bir kahkaha atarak kollarını onun beline doladı ve yanlarında onlara kıskanç bakışlar atan Jeongin'e dil çıkardı.
"Neden bana değil de ona sarılıyorsun?" çantasını tek koluna takmış bir eli onu tutarken diğer eli de pantalonunun cebinde duran siyah saçlı beden konuştuğunda Minho kahveliden ayrılıp ona sarıldı.
"Seni de çok seviyorum tilkim benim, kıskanma sakın!"
"Kıskanmadım bir kere."
Jeongin kıskandığını reddetmeye devam ederken Minho'dan ayrıldı ve okula doğru ilerlemeye başladı. Yaklaşık beş dakika kalmıştı ve okulun önünde ikiliyle beraber takılarak geç kalmak istemiyordu.
Üçlü birlikte okula girdiğinde Felix ve Jeongin mor saçlıya yavşıyor, o da onlara kızarak geç kalacaklarını söylüyordu.
"Peki peki." dedi Jeongin sınıftan içeri gülerek girerken. Minho içeri girdiği gibi Jisung'un gerçekten Sana'nın yanına oturduğunu gördü.
Felix, Minho'nun baktığı yere baktığında mavilinin o kızla beraber oturduğunu hatta Minho'nun oturduğu yerin yanında olması gereken çantasının da yanında olduğunu görmüştü.
Jeongin bu durumu önemsese de bunu belli etmeden Minho'nun yanına koymuştu çantasını. Minho gözlerinin dolmaması için elinden geleni yaparak kendi yerine geçti. Bugün bu çocuğa bir şey olmuştu. Hatta son bir haftadır vardı bu şey ama ne olduğunu bir türlü anlayamıyordu.
"Jeongin Felix'in yanına geç sen. Biliyorsun derste çok sıkılıyor."
Felix sorun olmadığını söylediğinde Minho kabul etmek zorunda kalmıştı.
"Hemen arkanızda oturuyorum zaten."
Jeongin, Felix'e bakıp gülümsediğinde kahve saçlı olan da aynısını yaparak yerine oturdu. Şu an büyük bir olay olmuyor değildi çünkü Felix derste delicesine sıkılıyordu. Bu yüzden illaki birinin onun yanına oturması gerekiyordu. Tabii ki bu şanssız kişi Jeongin oluyordu çünkü Felix'in dinlediği ilk kişiydi. İkincisi Minho'ydu ancak Jisung onunla birlikte oturmak istediği için bir şey diyemiyor, sadece piç diyerek geçiştiriyordu.
"Ah, Felix sen Minho'nun yanına gel istersen daha iyi olur."
Jeongin tam çantasını alacağı sırada Felix'in bileğine dolanan parmaklarını hissederek durdu.
"Kafasını dağıtması gerekiyor. Onu rahatsız etmek istemiyorum. Sen onun yanında oturmaya devam et bebeğim."
Jeongin utanarak kafasını çevirdiğinde Minho'nun suratında bir sırıtma oluşmuştu. İki arkadaşını sevgili yapacaktı, bu kesindi.
Birkaç dakika sonra öğretmen içeri girince bütün sınıf saygı amacıyla ayağa kalkmış ve günaydın-sağol faslından sonra hepsi yerlerine geri oturmuştu. Ders boyunca Sana ve Jisung'un kısık kahkahalarını çekmek zorunda olan sınıf hiç de memnun sayılmazdı. Özellikle de Minho. Nefret ettiği kızla olan sevgilisi yüzünden şu an ne olduğunu anlayamıyordu. Sözsüz ayrılmanın bir yolu muydu bu?
Abisi onunla konuşmazsa aklının başına geleceğini düşünüyordu ama şu an öyle bir şey olmayacağı kesinleşmişti. Teneffüs zili çaldığında üçlü cam kenarındaki sıralarından kalkıp sınıftan çıkmak için hareketlenmişlerdi. Tam sınıftan çıkacakları sırada Jisung'un sesini duyan üçlü arkalarını dönüp ona baktılar. Ne diyeceğini merak etmiyor değillerdi ki Sana'nın da onun yanında olduğunu gördükten sonra meraklı bakışlarının yerine sinir dolu olan bakışlarını yerleştirerek onları delip geçmek ister gibi bakmaya başlamışlardı.
"Minho ile yalnız konuşmak istiyorum."
Sana hemen mavi saçlıya döndü. Konuştukları konu hakkında konuşacaklarından emindi.
"O konu hakkında mı?"
Minho ne olduğunu anlamazken Jisung kafasını sallayarak Sana'yı onayladı.
"Evet."
Jisung'un kendilerine baktığını fark eden ikili Minho'ya dönerek onu okul kantininde bekleyeceklerini söylemiş ve sınıftan çıkmıştı.
Sana ise Jisung'un dudaklarına bir öpücük kondurmuş "Görüşürüz sevgilim." diyerek Minho'ya son bir bakış atıp sınıftan çıkmıştı.
"Ne?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby Boy
RomantikaKüçük ve sevimli Lee Minho ve sevgilisi Han Jisung'un ilişkilerinde son zamanlarda pürüzler çıkmaya başladı. MinSung UkeMin SemeSung İlk Bölüm: 07.05.23 Son Bölüm: