7

525 55 31
                                    

Chan ve Minho eve gidebilmek için annelerinin onlara ayarladığı özel şoförü bekliyorlardı. Chan kardeşinin neden sinirli ve bir o kadar da mutsuz olduğunu anlayamıyordu.

"Bebeğim bir sorun mu var?"

Minho dolu gözleriyle ona döndüğü zaman büyük olan şaşkınlıkla kardeşini göğsüne çekip sıkıca sarılmıştı.

"Miniğim neden ağlıyorsun? Sen gülerken daha güzelsin ama!"

Minho abisinin dediğine kısaca gülerken Chan onu ufacık da olsa güldürebildiği için mutluydu.

"Hyung! Han ile ayrıldık... Çünkü Sana ile sevgili olmuştu ve gözümün önünde öpüştüler! Sonra, sonra bir de flört ettiler biliyor musun?"

Chan duyduklarıyla büyük bir şok geçirmişti. Ne yani o Jisung aptalı kardeşini aldatmış mıydı?

"Ne?"

"Benim iyiliğim için yaptığını söyledi. Bütün okul sevgili olduğumuzu söylemeye başlamış. Sana da onlardan biriymiş. Jisung bana bunu anlatmadan Sana denilen aptalla sevgili olmuş!"

Chan şok üstüne şok yaşıyordu resmen. Nasıl böyle bir şey olabilirdi ki?

"Annemlerin kulağına gitmesin diye yapmıştır bebeğim."

Chan her ne kadar o gerizekalıya sinirli olsa da bir yandan da minnet duyuyordu çünkü annesi Minho'nun gay olduğunu öğrenseydi çok kötü olurdu.

"Ama hyung, ona inanmadığım için bana acı çekmeye hazır ol deyip Sana ile gözümün önünde flört etti."

Minho hatırladığı sahnelerle abisine daha sıkı sarılırken sarı saçlı olan işte bu konuda Jisung'un haksız olduğunu biliyordu.

"Bir daha senin yanına yaklaşırsa benim sınıfıma geliyorsun."

Minho kafasını sallayıp abisinden ayrılınca yanlarına gelen ve onları izleyen üç bedeni fark edebilmişti.

Kocaman bir gülümseme yüzünü işgal ederken karşısındakiler de onun gülümsemesine karışıklık vererek sarı saçlıya anlamaz gözlerle bakıyorlardı.

"Merhaba çocuklar! Bu sarışın benim abim Chan, hyung bunlar da arkadaşlarım."

"Çok ayrıntılı tanıttın Minho ya."

Minho kendisiyle alay eden bedene kıkırdayıp abisine döndü.

"Bu Changbin, arkasındaki ikili de Seungmin ve Hyunjin."

Jisung'un yanından ayrılıp Changbin'in arkadaşlarıyla tanışan Minho ikiliyi hiç garipsememişti. Aynı şekilde diğer ikili de ona sıcacık bir ilişki sunmuşlardı.

"Merhaba." diyerek ona sırıtan kırmızı saçlının sabah kavga ettiği çocuk olduğunu gören Chan sinirle kaşlarını çattı.

"Sen sabahki deve değil misin?" diyerek dalga geçti.

"Sen de sabahki cüce mi oluyorsun o halde?"

Olaya Fransız kalan üçlü ikilinin kavgasını izlerken Seungmin, Changbin'i belinden tutarak onu kendine doğru çekti. Changbin'in kendisinden bir adım bile uzak durmasını istemiyordu.

"Ne oluyor hyung?"

Minho'nun olayı anlamadığı bariz belli olan sesiyle konuşması üzerine ikili birbirlerinde olan gözlerini iki saniye de olsa çekip miniğe odakladı.

"Sabah kantin sırasındayken boy avantajını kullanarak benim sıramı aldı."

"Bebeğim bazen uzun olmak işe yarıyor, denemelisin diyeceğim de bu saatten sonra biraz zor gibi."

Hyunjin'in kendisine bebeğim demesi her ne kadar onu utandırsa da bir şey belli etmeyerek çattığı kaşlarıyla ona bakmaya devam etti.

"Bebeğimmiş, hah!"

Hyunjin, Chan'ın tepkisine her ne kadar gülmek istese de gıcıklık onun göbek adı olunca iş biraz karışıyordu.

"Utanma, bebeğim. Senden başka kimseyle bu şekilde konuşmuyorum ben."

Chan sinirle Hyunjin'in üzerine yürümeye başlayınca geride kalan üçlü hemen onu durdurmaya çalıştı.

"Sikerim seni."

Söylenen cümleye karşı alayla kahkaha atan uzun bedenin kahkahaları karşısındakinin daha da sinirlenmesini sağlamaktan başka bir işe yaramıyordu.

"Tartışılır."

Minho abisinin bu kadar sinirli olmasını beklemiyordu. Changbin ise ikilinin arasındaki gerginliğin daha fazla artırmasını istemediğinden konuyu dağıtmaya çalıştı.

"Hyung, kaçıncı sınıfsın?"

Tatlı mimikleriyle konuşan kısa boyluya bakmak için Hyunjin'in üzerinde olan sinirli gözlerini çekti.

"On ikinci sınıfım güzelim."

Hyunjin, Changbin'e güzelim diyerek hitap eden Chan'a karşı gözlerini devirdiğinde bunu fark eden sarı saçlı yumruklarını sıktı.

"Senin derdin ne amına koyayım?"

Chan'ın kendisine karşı kullandığı ikinci küfürle tekrar bir tepki vermemişti.

"Bir derdim yok bebeğim. Sadece daha iki dakika önce tanıştığın birine güzelim diyecek kadar gevşek biri olduğunu düşünmemiştim."

"Daha iki dakika önce tanıştığın birine bebeğim diyorsan benim dediğim kelimeleri eleştirmemelisin bence."

Seungmin, kaşlarını kaldırarak arkadaşına cevap veren Chan'a gülüp yanına gitti ve elini omzuna atarak kulağına yaklaştı.

"Changbin'e güzelim demeseydin belki anlaşabilirdik yenge."

Kendisine yenge denmesine sinir olmuştu Chan. Daha iki dakika önce konuşmaya başlamışlardı. Ortada hiçbir şey yokken böyle seslenilmesi onu sinir etmişti.

Omzundaki eli itip kardeşinin belini sardı.

"Arkadaşlarından sadece kısa olanı sevdim."

"Hey!"

Changbin kendinden bahsedildiğini anladığında sinirle bir tepki koymuştu ortaya.

"Sen bir de benim kaslarımı gör hyung." diyerek kolunu kaldırdı.

"Aynısından bende de var."

Chan'ın aynı zamanda göz kırpmasıyla Changbin'in yanakları al al olmuştu.

Minho ikiliye bakıp kaşlarını çattı. Abisini ondan başka kimse gülümsetemezdi.

"Hyung, Changbin kötü biri sevme onu."

Minho'nun bir anda abisine sarılarak dediği şeylerle Changbin kaşlarını çatıp minik arkadaşına baktı.

"Minho ayıp oluyor."

"Sen de abime yavşadın ama!"

Changbin daha da kızardığında Seungmin araya girdi.

"Changbin değil de Hyunjin birazcık yavşadı güzellik."

Chan şokla uzun boyluya çevirdi bakışlarını. Kardeşine söylemeseydi bari.

"Öyle bir şey yok."

"Sabahtan beri kavga ediyorlar, nasıl yavşamış olabilir ki?" diyen Minho'ya cevap Changbin'den gelmişti.

"Herkesin yavşama stili farklıdır."



Baby BoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin