"Hocam bir kere matematik kahpelik dolu bir ders bir problemi çözmek için X'i bulmamız gerekiyor ve X'i bulmak için Y'yi kullanıyoruz ama Y'nin problemle hiç alakası yok onu sadece X'i bulmak için kullanıyoruz ve X'i bulunca ona verdiğimiz değeri yok sayarak probleme devam ediyoruz biz niye Y'yi kullanıyoruz bir derdiniz varsa X'ile face to face halledelim yani şimdi niye üçüncü harfi olaya katıyorsak kahpe miyiz biz a dostlar şerefsiz miyiz neyiz biz ha ben Y'nin kullanılmasına karşıyım açıkçası o yüzüden matematik ile de bu aralar aramız pek iyi değil-"
"Evet Damla sorunun cavabı?" Diyerek biraz önce yaptığım felsefeyi yok sayan Çağan hocayı öldürmek istedim.
"Hocam siz beni dinlemiyor musunuz?"
"Damla diyeceğim şeyi yadırgama ama sana sorduğum soruda X ve Y yok" dediğinde hiç bakmadığım soruya baktım.
"Şey hocam ben-" derken Çağan hoca hafifçe güldü. Üçgenler bu vakitten sonra baş düşmanımsınız!
"Teneffüste odama gel" diyerek benden sonraki soruyu çözecek olan kişiye döndü ama ben bu sefer "Hocam!" Diyerek dikattleri yine üzerime topladım.
"Özdemir?" Derin bir nefes aldım.
"Hocam benim niye her teneffüsüm sizin odanızda geçiyor ya bende artık teneffüs yaşamak istiyorum yazık bana ya heştek damlalarda vardır!" dediğimde Çağan hoca suratında sert bir ifade oluşturdu
Ah yine azar time...
"Sence ben bundan zevk mi alıyorum Özdemir ha bütün gün 'Özdemir bie hata yapsada bende onu odama çağırıp azarlarsam mı' diye mi bekliyorum benim işim gücüm yokta senin hatalarını mı örtmekle uğraşıyorum ha söyle" hiç bir şey demeden dümdüz suratına baktım.
Bana kalsa öyle bana ses tonunuz yanıldığımı düşünmemi sağlıyor. Çağan Hoca benim tepkisizliğimin üzerine "İki dakika kalmış gençler serbestsiniz" diyerek sınıftan hızlı hızlı çıktı.
Şimdi odaya gidecek miydim, gitmeyecek miydim?
"Olum sende bu cesaret nerden geliyor lan ben tırstım olum hoca öyle bakınca" diyerek yanına gelen Ömerin kafasına bir tane geçirdim o kafasını ovalarken Neva gülerek "Abi derste gülmeyeceğim diye ne kadar zorlandım haberiniz var mı?" Diyerek kahkahalarına devam etti Uras aniden bana sarıldı ve "Yazık lan sana dalga mı geçiyorlar senle ha üzülme lan ben varım Urisin var senin" dediğinde Urası ittirmeye çalıştım.
"Lan olum bıraksana" dediğimde Uras güldü.
"Bırakmam kadın" diyen Urasala ben dahil hepimiz gülmeye başladık.
Neva kahkahaları arasında zar zor da olsa bir cümle kurmuştu "Uras sen lütfen wattpad okuma"
Uras hala bana sarılır bir vaziyette "Tamam abla büyüksün" diyerek beni alnımdan öptü biz gülüşürken sınıfın kapısı aniden sert bir şekilde açıldı ve Çağan hoca bağırarak "ODAMA !" Dediğinde sanki onu duymamış gibi yaptım.
Uras kafama bir tane geçirip benden uzaklaştındığında Çağan Hoca ile göz göze geldim.
Artık ne kadar sinirlendiyse adamın yüzü kıpkırmızı kesilmiş alımındaki damlarlar da âdeta ben burdayım diye bağırıyordu nefes alış verişleri hızlı ve keskindi.
"Odama!" Dedi daha yumuşak bir tavırla ama yumuşak ses tonu bile askeriyede ki albaylara benziyordu. Bu sefer çantamı da alarak sınıftan çıktım.
Bununla konuştuktan sonra moral mı kalır eve gider hatim ettiğim The Vampire Diaries
Son sezonunu izleyerek kendimi motive edecektim.
İsmi lazım değil birinin odasının önüne gelince durdum ve birazdan yaşayacağım sinir krizleri için kendimi hazırlayarak kapıyı tık tıkladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Etüt.
Humor"O kadar işlem yaptıktan sonra sıfır çıkan X Allah senin de belanı versin" diye mırıldandım ve önümde ki deneme kitapçığına boş boş bakmaya başladım. "Kitapçığı gözlerimizle öldürmek yerine soruyu çözemeye çalışmak daha mantıklı bir hareket olur Da...
