23.Bölüm

840 46 31
                                    


Arabadaydık ve ben yaklaşık 10 dakikadır cırlıyordum. "Baba saçmalama ne özel dersi!" diye bağırdım babam bana bakıp "Kızım ne güzel ders alacaksın hem geçen diyordun matematik zor diye" dediğinde saçımı sinirle çektim "Baba Çağan hoca manyak saykopat psikopat şizofren delinin teki adamın tek derdi X Y" dediğimde babam kaşlarını çattı "Öğretmenin hakkında düzgün konuş hem ben çok sevdim üsluplu kibar bir beyefendiydi" dediğinde gözlerimi pörtlettim.

Kibar ve Çağan Hoca

Üslup ve Çağan hoca

Beyefendilik ve Çağan Hoca!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

"Baba Allah aşkına adam deli diyorum sana niye 18 yıllık kızına değil ona inanıyorsun!" babam kaşlarını çatı "Damla şuan neye itiraz ediyorsun anlamadın o derse gidilecek nokta"

"Babağğğğğğğğğ"

"Hayır, Damla bu yaptığım iyiliği daha sonra anlayacaksın!" Ulan adam ne iyiliği

"Of baba konuşmayacam ben seninle." Diyerek kapüşonumu kapatarak camdan dışarıyı seyretmeye başladım. Aptal trafik yüzünden normalde 10 dakikalık yolu yarım saate gidiyorduk. Birde nerdeyse 10 metrede bir trafik lambası vardı ve o aptal kırmızı ışığa denk gelip duruyorduk.

Yine bir kırmızı ışığa denk geldiğimizde yanımızda duran motor korna çaldı. Şaşkınlıkla kasklı gence baktığımda tanıdık bir siması –Motordan tanıdı- olan kişiyi hemen tanıdım.

Furkan!

Yanımda babam olduğu için çok fazla bakamamıştım ama emindim oydu.

Keşke numarasını alsaydım diye düşünsem de artık çok geçti çünkü sarı ışığın yanmasıyla Furkan yanımızdan adeta bir arı gibi geçti.

Çağan Hoca: Yarınki dersimiz 19.50 de.

Siz: Ok.

Çağan Hoca: Özdemir!

Siz: Tm.

Çağan Hoca: ...

Siz: ?

Çağan Hoca: Dersler 30 dakika olacak haftada 4 ders yaparız.

Siz: Oha abart istersen 2 saat yapalım ama tek gün.

Çağan Hoca: Özdemir öğretmenim ben saygılı konuş.

Siz: Sizin üstün rütbenize sığınarak ağzımdan çıkacak o argo kelimenin affı için şimdiden özür diliyorum ve oha diyorum majesteleri, lakin ben fani kulunuz yarım saatlik Çin işkencesini haftada dört defa görmek yerine Allahlın emri peygamberin kavliyle 2 saat olarak almak ister ve arz ederim saygılarla.

Çağan Hoca: Çin işkencesi?

Siz: Klavyem yanlış yazmış Çağan Hoca Efendi Hazretleri matematik dersi demeyi istemiştim arz ederim saygılar.

Çağan Hoca: Ahahahahahahahaha

Siz: Buna şimdi- ay yani bu kullanmaya layık gördüğünüz iki harfle ne yapmaya çalıştınız acaba merak eder ve sormak isterim arz ederi saygılar.

Çağan Hoca: Güldüm işte random gibi?

Siz: Iyy vizyonsuz random iğrenç demek isterim arz ederim saygılar.

Sinirle sohbetten çıktım bu adamı büyütürken ne yedirdiler ne içirdiler de böyle bir şey oldu börtü böcekle falan mı beslediler bunu?

Çağan Hoca: Böyle devam et Özdemir aynen bu şekilde devam et ki alacağım intikam beni tatmin etsin.

Hay sıçayım.

***

Elimde tutuğum kalemle soruyu bir kez daha okudum "P(x)=(x-3).Q(x)+4 eşitliği veriliyor buna göre P(X) Polinomunun (x-4) ile bölümünden kalan 7 olduğuna göre Q(x) polinomunun (X-4) ile bölümünden elde edilen kalan kaçtır?" soruya bakarak derin bir iç çektim "Lanet 10.sınıf konuları" dememle Çağan hoca kaşlarını çattı "Polinom en basit konulardan biri Özdemir şimdi sen binom ve fonksiyonu da yapamazsın!" dedi azarlar bir şekilde "Allah aşkına matematik öğretmenin kim!"

Alaylı gözlerle ona baktım" Siz-" diyemeden "Benden önceki ve okulda ki!"

"Farah hoca"

"Hocan sana hiç mi bir şey öğretemedi!" dediğinde sinirle "Of beni azarlayacağına soruyu çözelim hocam" dedim.

"Acaba senle 9. Sınıftan mı başlasak Özdemir böyle olmayacak." Bu aptal adamla 2 saat geçireceğim düşüncesi!

"Hocam ilk derste bu kadar yormasanız mı beni?" dememle kırmızı pilot kalemiyle defterine not tutmaya başladı "Anaokulu çocuğu musun sen Özdemir 12. Sınıfsın."

"Hocam"

"Hmm"

"Siz gerçekten tıp mı okuyunuz?" dememle gözlerini bana çevirdi "Neden?"

"Merak ettim." Durdu ve tekrar deftere not tutarak "Her şeyi merak etme Özdemir kediyi merak öldürür."

"Ben kedi değilim zaten."

"Doğru emin ol benim kedim senden daha zeki ona bir şey dediğimde anlıyor."

"Hocam..."

"Ne var Özdemir."

"Sevgilinizde kedileri seviyor mu?" bu soruyu sormamla yazı yazan elleri durdu bakışlarını ağır ağır bana çevirdi "Ne dedin?"

Korkuyla "Sevgili kedinizi seviyor musunuz dedim hocam." Dediğimde kalemi masaya bıraktı "Yalan söylemek çok ayıp Özdemir diline biber sürerim bak şimdi doğru cümleyi söyle"

"Sevgiliniz de kedi seviyor mu dedim."

"Sevgilim yok." Şokla "Ayrıldınız mı?!" dedim sesim fazlasıyla neşeli çıkmıştı. Bu beni neden mutlu etmişti ki?

"Hayır, en son 4 yıl önce bir ilişkim oldu." Nasıl yani o zaman telefondan konuştuğu ve aşkım dediği kişi kimdi?

Lan acaba ben kendi kendime mi kurdum!

"Sevgilimin olmaması seni niye mutlu etti Özdemir bende gözün mü var yoksa" diyerek gülen Çağan hocayla utanarak bakışlarımı kaçırdım.

***

Ulan diyorum ben bunları sevgili yapayım sonra diyorum daha erken biraz daha sürünsünler sonra süründürmek için kurgu fikri bulamıyorum eıhqpşvehcıpoce 

Neyse gençler bugünde zar zor bölüm attım ben normalde bölüm atan bir yazar değilim herkes şaşkın ıofndcfıocıoc

İyi ve tatlı geceler :) öpüldünüz... 

Aşk-ı Etüt.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin