Sabah sarpın üstümde zıplaması ile uyandım "oyş yerim seni gel bir öpeyim" yanıma geldi bana sarıldı bende onu öptüm kapıda bize bakan aras vardı bize bakıp gülümsedi yanımda ki uzay hala uyuyordu sarpı yere bıraktım uzayda sarıldım ve öptüm "canımm uyan hadi" "beş dakika daha annem" "lan bana anne demeye alıştınız herhalde uyan lan ayı" "artık annem olmadığını anladım canımın içi " "böyle diyerek beni yumuşatıyosun lan" bana bakıp gülümsedi sarp hala bizi izliyodu sacı dağılmış maviş gözleri bize kocaman açılmış ayrıntılı bir şekilde bizi izliyordu yerim lan ağzını yüzünü "lan açlıktan ölüyorum inelim özgür" başımı salladım sarp önümüzde penguen gibi yürüyordu koridordan yürüken tuvalet nerde acaba diye düşündüm aşağı da sorarım artık tipim nasıl acaba üzerimde şort var utanmıyorum birde çok ayıp özgür bunları düşünürken aşağı inmiştik yeşim mutfakta bize birşeyler hazırlıyordu yanına gittim "yeşim tuvalet nerde acaba" "yukarıda koridorun sonunda" "teşekkürler" gülümsedi ona sarılmak istiyorum anne kokusunu özledim gidip ona sarıldım "kusura bakma sarılmaya ihtiyacım var annemi özledim ben 13 yaşımdayken öldüler de" gözümden bir damla yaş aktı bana sarıldı "geçti güzelim ne zaman istersen gelebilirsin canım" "teşekkürler" ondan ayrıldım bizi izleyen rüzgar amca duygulandım olmalı ki yüzünü bende saklamaya çalıştı çok iyi biri yukarı koşarak çıktım hemen tuvalete girdim elimi yüzümü yıkadım üstüme ceki düzen verdim ve aşağı indim masaya oturdum tam karşımda aras vardı benim yanımda uzay onun yanında evrim baya iyi anlaşmışlar yakışıyorlar da hımm ne diyosun özgür kendine gel yemeğimi yemeğe başladım.
"Her şey için teşekkürler biz artık e gidelim " dedim ve eve gittim aslında gittik uzay 'ı unutmayalım. Üstümü giyindim uzaya verip evden çıktım sahile doğru yürürken aras geliyordu beni gördü yanıma geldi elini belime doladı beni kendine çekti
" selam güzelim nereye böyle " " hiç öyle yürüycektim " " tamam kendine dikkat et ya da ben geliyorum senle hadi yürüyelim " belaya başımı salladım elini beli den cekti omuzuna koydu kolunun altında ilerliyorum gelen gecen bize bakıyordu karşıdan ton ton teyze geldi tam karşımızda durdu elimi tutup etrafımda döndürdü " hay maşallah allah nazarlardan saklasın ne güzel kız boya posa bak" "teşekkürler teyze" "kızım benim bir oğlum çok yakışılı--" devamını getiremedi aras lafını böldü "hey hey ben varım burada o sümsük oğlunu döverim senin biz nişanlıyız hadi teyze" oha lan ne kıskandı be "kıskandın" dedim sesiz bir şekilde hiç tepki vermedi ve sessizliğe doğru yürümeye başladık dalgaların sesi martıların çığlıkları şehirden uzakta bir koy herşeye değer benim için sessizlik "sesizlik" "evet güzelim aklıma bir şey geldi buraya bir kulübe yapıcaz birlikte her santimine senin ve benim elim olucak bizim olucak orda kalırız sıkılınca" "tamam" aras denize doğru yürüdü yerden bir taş aldı denize fırlattı sonra üstünü cıkardı "boşunamı geldik ben denize giriyorum" "tamam ben girmiycem" başını salladı ve denize girdi bende kumların üstüne oturdum onu izlerken düşüncelerim beni yanlız bırakmıyodu tek bir düşünce başımı ağrıtıyor du "ben arası seviyordum hemde çok...."
Medyada arasın denize girerken ki tipi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kağıttan hayaller
Nezařaditelnéhayaller hic kagittan olurmu ? Gercek aşk diye bir şey var mı ? Peki hiç aşık olmamış biri aşkık olabilir mi ? Hasta bir kız ile Aras'ın hikayesi