13. Bölüm

496 15 1
                                    

                                              İyi okumalar~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                              İyi okumalar~

✨✨✨✨✨✨ Toygar Işıklı-Hayat Gibi

Odama çıkıp hemen dolaba yöneldim. Siyah pantalon, siyah crop ve siyah ceketimi giyip saçlarımı taradım. Makyajımı yapıp dolapta duran siyah çantalardan birini aldım ve aşağıya indim. Sehpada duran telefonumu da alıp dışarıya çıktım. Korumalardan biri yanıma geldiğinde ben etrafa bakınıyordum "Elif hanım, Tuna bey duyarsa bizi yaşatmaz" Dediğinde ona baktım, anına bakışlarını çekmişti.

"Tuna'ya bir şey söylemeyeceksiniz. İşlerimi halledip geleceğim zaten"

"Sizi yalnız gönderemem bende geliyorum"

"İyi o halde gidelim" Dediğimde beni arabaya yönlendirdi.

Burhan'ın adamı arabanın önünde bizi bekliyordu "Elif hanım buyrun" Dedi ve kendi arabasının kapısını açtı.

"Siz kendi arabanızla önden gidin, ben sizi takip edeceğim" Dedim ve arabama bindim. Direksiyonun başına geçtiğimde koruma da yan koltuğa geçti.

Burhan'ın adamı önden gittiğinde onu takip ettim.

Telefonum çaldığında arka koltuktaki çantama baktım.

"Efendim isterseniz telrfonuzu size uzatayım"

"Olur telefonu aç ve hoparlöre ver bakim" Dediğimde şaşırmıştı.

"Ne oldu? "

"Önemli bir şey yok efendim, açıyorum" Dedi ve telefonu açtı.

"Elif nerdesin sen? " Bu ses Kuzey'in sesiydi. Uzun zaman olmuştu sesini duymayalı. Elbette sesi eskisi gibi sıcak değildi. Soğuk, yabancı gibi.

"Araba kullanıyorum sonra konuşalım" Dediğimde telefonu kapatmıştı.

"Bu arada adın neydi? " Dediğimde koruma telefonu çantama koyuyordu ve şaşkın gözlerle bana tekrardan baktı.

"Ben Oğuz efendim"

"Sonunda birinizin ismini biliyorum" Dedim ve gülümsedim. Önümüzdeki araba bir kapının önünde durmuştu. Kapı açılmıştı ve bizde arabayı takip edip girmiştik. Bizim evimiz kadar olmasa da büyük bir eve gelmiştik. Arabadan indiğimizde bir adam önüme geçince Oğuz araya girdi.

"Ne oluyor? " Dedi sinirle.

"Arama yapmamız lazım, bu şekilde giremez" Dediğinde Oğuz'un omzuna dokundum ve kenara çekilmesi için bakış attım.

"Buraya patronuna bakmaya geldim. Öldürecek değilim şimdi çekil önümden" Dediğimde gözlerini ayrımadan bana baktı.

"Hasan, çekil de Elif Sancakbey içeriye geçsin" Dedi bizi getiren adam. Önümdeki koruma ismimi duyduğu an başını eğip çekilmişti. Başımı dikleştirip açık olan kapıya doğru ilerledim. Adam beni yönlendirip merdiven çıktı, sağdan üçüncü kapıyı açıp girmemi bekledi.

Sıcak ŞarapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin