22. Bölüm

268 8 6
                                    

Doktor son kurşunu çıkardığında yaşam fonksiyonlarına baktı. Durumu çok kritikti iki defa kalbi durmuştu sanki yaşamla arasında hiçbir bağ olsun istemiyordu. Kalbi tekrar durduğunda "defibilatörü hazır edin" Dedi doktor.

"Hazır hocam" Dediğinde kaşıkları eline aldı "çekilin! "

İlk denemede hala ekranda düz çizgi vardı. "Tekrar şarj edin"

"Hocam kalbi kaldırmaz artık" Dedi hemşire.

"Size şarj edin dedim"

Hemşire tekrardan şarj edip doktora baktı "çekilin" Dediğinde herkes geri çekildi. İkinci denemede başarısızdı kalbi durmuştu genç kadının.

Doktor kaşıkları yerine koydu ve maskesini çıkardı.

"Hastanın ölüm saati 17:34" Dedi doktor, hemşire başını olumlu anlamda salladı.

Doktor ameliyathaneden çıkacakken hemşirenin sesini duydu "hocam hala yaşıyor" Dediğinde hemşireye döndü sonrasında ekrana baktı. Elif hayata geri dönmüştü.

1 saat sonra;

Ameliyathaneden önce doktor çıkmıştı, Büşra koşarak doktorun yanına gitti.

"Durumu nasıl"

"Ameliyat zorlu geçti, kalbi durmuştu ama sonrasında yaşam belirtisi verdi. Şuanlık yoğun bakıma alacağız. Geçmiş olsun"

Büşra biraz olsun rahatlamış ve yanında duran Kuzey'in koluna tutunmuştu.

"Sağolun doktor bey, peki ne zaman görebiliriz" Dedi Bora

"Enfeksiyon riskine karşı kimseyi yanına alamayız, normal odaya alınca görebilirsiniz" Dedi ve yanlarından ayrıldı. Doktor gittikten sonra Elif'i çıkarmışlardı, yüzü solmuştu genç kadının. Dudakları kurumuştu, Bora yaklaştı içinden 'gözlerini aç lütfen' dedi.

Yoğun bakıma alındığında Savaş ve Oğuz pencereden ayrılmamışlardı, onu yalnız bırakmanın pişmanlığını yaşıyorlardı hala.

"Uyandığında kocaman bir meyveli kek yapacam ona" Dedi Büşra. Bora Büşra'ya baktı "meyveli pasta çok sever de"

"Sevdiği bir çiçek var mı? " Büşra Bora'ya baktı Bora sonrasında tekrar konuştu "bir soru sadece"

"Kırmızı güle bayılır, buket de çok sever ama en çok bahçede ekilmiş güllere bayılır. Hatta biliyor musun evindeyken bir sürü gül ekmişti bakıyordu onlara. Şimdiki evine de gül ekmek istediğini tahmin etmek zor değil"

Büşra gözünden akan yaşları tekrardan sildi "Büşra artık üzme kendini" Dedi Bora teselli ederek, Büşranın aklına tekrardan olanlar geldiğinde ağlaması artmıştı. Bora omzuna dokundu "buna sen engel olamazdın, elinden geleni yaptın. Şimdi üzülmek bir fayda sağlamayacak"

"Bilmiyorum Bora, ben engel olamadım çok pişmanım" Büşra başını Bora'nın omzuna koymuştu Bora da biraz yaklaşıp sarılmıştı Büşra daha da ağlamaya başlamıştı. Çok geçmeden doktor yanlarına gelmişti "durumu gayet iyi. Kurşunu çıkardık. Şuan yoğun bakıma aldık hepinize geçmiş olsun" dedi ve hepsine gülümseyip yanlarından ayrılacakken Bora'nın kolundan tuttu ve yürümeye devam etti. Bora hiçbir şey demeden doktorun peşinden gitmişti.

Doktor odasının kapısını açıp odasına girdi Bora da peşinden girdiğinde kapıyı kapatıp doktor Boranın boğazına yapıştı.

"Kim bu kız? Ve neden bu halde? Ne diye bana getirdin Bora?!" Adam konuşurken gözlerinden ateş çıkıyordu resmen. Bora hiçbir şey yapmayıp genç doktora baktı.

Sıcak ŞarapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin