•14•

211 38 9
                                    

Her şey o kadar hızlı olup bitmişti ki, genç ikili, son üç hafta içerisinde yaşadıkları şeyleri takip edemiyorlardı artık.

Seonghwa ile Hongjoong'un hastaneden çıkması, aynı evde yaşamaya başlaması, içerisinde bulundukları ilginç duruma adapte olmaları, artık sorgulamayıp sadece uyguladıkları ve akışına bıraktıkları bir tutumla devam etmeleri...

Hepsi çok hızlıydı!

Hızlıydı ama bir yandan da keyifliydi ikisine göre de. İçinde oldukları bedenlerin onlara kazandırdığı yeni kimliğe alışmışlardı.

Hastaneden çıkmaları Hongjoong'un düşündüğü gibi olmamış, abisi hiç bir zorluk yaşatmadan çıkış işlemlerine izin vermişti.
Bu işin tuhaf yanı ise beden değişimden bir kaç gün önce Hongjoong, hastaneden çıkmak istediğini belirttiğinde abisinin bunu kesin bir dille reddetmesiydi. Ne değişmişti de izin vermişti anlamamış genç adam ama çok da sorgulamamıştı bunu.

Hasta çıkış işlemleri tamamlanmadan hemen önce oldukça hararetli bir diyaloğa girmiş, hastaneden sonra ne yapacaklarını konuşmaya başlamışlardı.

Hongjoong'un içinde, Seonghwa'yı bırakmak istemeyen bir taraf vardı ve o taraf o kadar ağır basıyordu ki!
Gitmiyordu ve gitmek de istemiyordu hiç bir yere. Zaten kalması her açıdan daha iyi oluyordu. İkisi de olması gerekenin bir arada kalmak olduğunun bilincindeydi. Bir şekilde bilmedikleri bir düzenin içerisine sürüklenmişlerdi ve birbirlerinin desteği olmadan buna ayak uyduramazlardı. Bu yüzdendir ki birlikte yaşama kararı almışlardı.

Hastane ortamında çıkacağı için gayet memnun olan Seonghwa'ya, aniden hastaneden çıkmak istemesinin nedenini pek çok defa sormuş; her seferinde de farklı cevaplar almıştı Hongjoong.

İlk soruşunda hastaneleri sevmediğini dile getirmişti. İkincisinde ise abisine karşı öfkelendiğini, onunla aynı ortamda olmak istemediğini söylemişti. Üçüncüsünde de hastaneden çıkmanın, ikisine de iyi geleceğini düşündüğünü belirtmiş, dördüncü ve son soruşunda ise Hongjoong bir kez daha ona bu soruyu sorarsa çok fena şeyler olacağını söyleyip tehdit etmişti.
Hongjoong da susmuş ve daha da bir şey sormamıştı Seonghwa'ya.

Çıkış işlemleri sona erdiğinde, kalacakları eve gitmek için yola koyulmuşlardı. Kimin evinde kalmalı sorusunun cevabı hangisinin evi, bulundukları yere daha yakınsa o ev olsun şeklinde karar vermişlerdi.

Yakın olan ev Seonghwa'nın eviydi.

Paspasın altında duran anahtarı kullanarak içeri girdiklerinde -ki bu oldukça zor olmuştu çünkü kucağında taşıdığı beden ile eğilip kalkmak Hongjoong için bir hayli güç bir durumdu- Seonghwa'nın suratında kocaman bir gülümseme oluşmuştu. Kollarını boynuna doladığı, bedene bakıp iç çekmişti.
"Evimi özlemişim." diye mırıldandığını duyduğunda onun bu haline gülmeden edememişti küçük olan. Taksiden indiklerinden beri kucağında olan büyüğüne bakıp anladığını belirtircesine başını sallamıştı bir şey demeden.

İkilimiz, eve yerleştikten sonra tekrardan bir konuşma içerisine girmiş, birbirlerinin hayatını yaşamakla ilgili şeyleri konuşmuşlardı detaylıca.Konuştuktan bir kaç gün sonra da uygulamaya geçmişlerdi en nihayetinde.

Hongjoong; 'Park Seonghwa' olarak sabahları evden ayrılıyor, çalışmak için işe gidiyordu.
Hiç bir fikrinin olmadığı organizatörlük mesleğini öğrenmeyi deniyor, tanımadığı insanlarla birlikte duruyor, takıldığı noktalarda sürekli evde kendisini bekleyen gerçek Park Seonghwa'yı arayarak yardım istiyordu.
Onu elinden geldiğince yönlendiriyor ve gerekli uyarılarda bulunuyordu büyüğü.

Açık söylemek gerekirse, işleri batırdığı zamanlar oluyordu. İnsanın; alanı olmadığı bir mesleği yapması, bambaşka bir işe girişmesi cidden çok zordu.

Zordu ama bir şekilde aşıyordu.

Hızlı bir atılım denilebilirdi bütün bunlara ancak kim inanırdı ki onların beden değiştirdiğine? Önlerine sunulan yeni hayatı yaşamak dışında başka seçenekleri var mıydı?

Özellikle de Hongjoong için Seonghwa olmak dışında seçenek diye bir şey yoktu.

~•~

BU YAZDIĞIM EN BERBAT BÖLÜMDÜ! (Düzenlemeden önce bu bölüm için bu yorumda bulunmuşum hala aynı fikirde olmak içler acısı)
Ama olsun yahu
En azından kötü olduğunu biliyorum insanın kendini bilmesi de önemli? (He he canım aynen)
Bunu bir geçiş bölümü gibi düşünün daha fazla hastane bölümü uzasın istemedim.
Öpüldünüz~

Two Bodies | Seongjoong Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin