•26•

192 35 3
                                    

"...Bunların hiçbiri elimde olmadan olan şeyler. Ancak yine de senden özür dilerim Park Seonghwa. Senin mutsuzluğunun sebebi benim."

Tam karşısında kızarmış ve şişmiş dudaklardan çıkan özür cümlesi kalbine resmen bir ok misali saplanıp kalmıştı.

Sanki hatalı taraf oymuş gibi Seonghwa'dan özür diliyordu. Suçlu hissediyordu.

'Benim yüzümden...'

Ağladığı için yüzü şişmişti. Gözlerindeki her zaman olan ışıltı sönmüş yerini yorgunluk almıştı. Yanakları kıpkırmızıydı. Sesi çatallaşmıştı.

'Hepsi benim aptalca söylediğim şeyler yüzündendi.'

Şu an karşında duran bu adamı incittiği için deli gibi ağlamak istiyordu. İçi parçalanıyordu.

Derin bir soluk aldı ciğerlerini dolduran.
Elini yavaşça kenarda duran Hongjoong'un elinin üstüne koydu ve sımsıkı tuttu. Kuruyan boğazı hafifçe temizledi. Kalbi oluşan gerginlikten dolayı ritmini bozarak saçma sapan bir şekilde atarken konuşmak için ağzıaraladı.

Ancak işittiği kapı zili ile birlikte konuşamamış, tek bir kelime bile edemeden dudakları öylece aralık kalmıştı.

'Kim bu gelen?'

Ağzı geri kapattığı esnada kaşları merakla çatılmıştı. Hongjoong da çalan zil ile birlikte başta şaşırmış sonrasında elini çekerek ayağa kalkmıştı.

Elinin sıcaklığı ellerinden gittiği anda o zilin hiç çalmamış olmasını dilerken bulmuştu kendini Seonghwa.

Adımları kapıya doğru ilerleyen Hongjoong'u takip etti gözleriyle. Ayaklarını sürüyerek salonun tam karşısında net bir şekilde görünen dış kapıya yöneldi. Parmak uçlarında hafifçe yükseldikten sonra kapı deliğinden dışarıya bakmış bir kaç saniye sonra ise şaşkın ve gergin yüzünü Seonghwa'ya doğru çevirmişti.

'Gelen Beatrice miydi yoksa?'
'Gerçi Beatrice kapı çalarak gelmezdi? İstese anında burada olurdu?'

"Sanırım misafirlerimiz var."

~•~

Tataaaam yeni mini bir bölüm!
İyi okumalar~

Yazım konusunda da umarım kafanız karışmıyordur. (Karışıyor biliyorum çünkü iğrenç yazıyorum)

Her neyse öpüldünüz!! 😭

Two Bodies | Seongjoong Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin