°°°
Taehyung ile yıldızları izledikten sonra uykumun geldiğini düşünerek yaklaşık bir saat sonrasında eve gitti. Fakat o gittiğinden beri bütün uykum kaçmıştı ve şuan boş odada açık olan televizyona bakıyordum. Yarın okulum vardı fakat saat geç olduğu halde hâlâ yatamamıştım.
Onunla çok güzel vakit geçirmiştik. Onunla yıldızlarımı izlemiştik. Benimle yalnız olan yıldızlar artık ikimizindi ve yalnız değildik. Yani ben öyle umuyordum... yalnız değildik.
Daha fazla zaman geçmeden ayaklandım ve odama ilerledim. Sabah erken kalkacaktım ve bu yüzden uyumalıydım. Hem Taehyung gitmeden önce hemen yatmamı söylemişti.
Küçük odama girip lambayı kapatarak yatağımın içine girip hızla uykuya daldım. Bugün gerçekten güzel geçmişti. Onun sayesindeydi.
°
Başımda çok büyük bir ağrı varken çalan telefon sesiyle gözlerimi açtım. Bu kaçıncı çalışıydı bilmiyordum ama defalarca çalmıştı ve başımın ağrısına katkı sağlıyordu. Hızla yatakta doğrulup çıplak ayaklarımı parkeye bastırıp yatakta oturdum. Jisung'ın aradığını görerek hemen telefonu açtım."Jungkook nerdesin sen? Hemen evden çık kapıdayım ve yanımda Jimin var beraber gidelim hadi. Sen hala uyanmadın mı?"
Hızla telefonu kulağımdan uzaklaştırarak saate baktım. Normalde evden çıkma saatim gelmişti ve ben yeni uyanmıştım.
"Jisung eyvah! Ben şimdi uyandım lütfen beni bekleyin hemencicik hazırlanırım."
"Kapıyı aç girelim eve tabii bekleriz bir şey olmaz. Hem benim gireceğim ilk ders sevmediğim hoca vardı. Hadi hadi."
Hızla cevaplayarak odadan çıktım. Kapıya ilerleyerek açtım. Karşımda Jisung ve turuncu saçlarıyla Jimin vardı. Onunla pek konuşmamıştım, Minho'nun arkadaşıydı ama çok tatlı birisiydi.
Elimi kaldırıp salladım. "Merhaba Jimin." O da bana el sallayıp gülümsedi. "Selam."
"Of hadi sizin selamlaşmanızı bekleyemem ben çok acıktım, hava çok soğuk ya. Jungkook evde yemek var mı? Sabah hiçbir şey yiyemedim ya!"
Kapıda beni itip hızla içeri girdiğinde mutfağa doğru ilerledi Jisung. Onun böyle benimle yakın ve rahat olmasını çok seviyordum. Gözümü içeri giren Jisung'dan çekip Jimine yönelttim. "Hadi gel beraber yemek yiyelim." Başını sallayıp ayakkabılarını çıkardı ve Jisung'ı takip etti.
"Yah! Jisung banada bir şey bırak bende açım!"
Jimin arkasından bağırarak ilerlediğinde bende hızla tekrar odama ilerledim. Altımda pembe koyunlu kalın bir pijama, üzerimde ise yine pembe bir kazak vardı. Normalde değiştirmezdim ama okul için hemen giyinmeliydim. Kısa sürede üzerimi değiştirip odamdaki aynaya doğru ilerledim. Masamın üzerinde duran vanilyalı dudak nemlendiricisinden biraz sürdüm.
"Jungkook hadi."
"Geldim."
Elimle dudağımdaki nemlendiriciyi yayıp odadan hızla çıktım. Sadece beş dakika onları mutfakta yalnız bırakmıştım ve şuan karşımdaki manzara ağzımı açıp şaşırmama neden olmuştu. Kapının kenarında şaşkınlıkla onlara bakıyordum. Jisung hala yemek yiyor Jimin ise bana gülümseyerek bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hüznün otuzuncu günü
Fanfiction° Sana beslediğim güzel duygular tarafından terk edildiğim bu an, içimdeki çaresizlik ve hüzün. Mutlu olmak isterken kalbimde hissettiğim kırıklık, üzerime yağan kar ve ben. Birde duvardaki senin hüzünlü çiziklerin. "Acısını hissetmiyorum. Elimden a...