°°°Üzerimde hissettiğim ağırlıkla gözlerimi açtım. Neredeyse nefessiz kalmıştım ve Jisung üzerimde uyuyordu. Dün gece fazlasıyla moralim bozuk olduğundan Jisung beni bırakmak istememişti. Sonrasında da uykum geldiğinden beraber uyumuştuk.
Eğer Jisung olmasaydı büyük ihtimal bütün gece çok kötü olurdum. iyi ki o yanımdaydı ve benimle beraberdi. Fakat şuan üzerimde olması beni nefessiz bırakıyordu.
"Jisung."
Elimle üzerimdeki bedeni kenara itmeye çalışırken o bana daha çok sarılıyordu.
"Ay Jisung ölüyorum."
Üzerimde bana sımsıkı sarılmış ağzını açarak büyükçe esnerken, bende onun bu görüntüsüne gülüyordum. Saçları birbirine girmiş gözleri kapalı tekrar tekrar esniyordu. "Jisung uyan hadi üzerimden kalk, bak yataktan atarım seni." Gözlerini hafif aralamış yüzünü kaldırıp üzerimden bana baktı.
"Sessiz ol uyuyorum."
"Ama çok ağırsın."
"Cok ayıp ben hafif bir insanım. Minho bana çok hafifsin diyor."
"Ne alaka Jisung ölüyorum."
"Sus bakim. Küstüm sana biraz daha üstünde yatacağım."
Üzerimde kollarını açarak esnedikten sonra daha sıkı sarılıp gözlerini kapadığında artık ölmek için gözlerimi kapattım. İnat etmişti ve kalkmıyordu ve bu hali çok komikti.
"O zaman ölüyorum ben." Hızla yüzünü kaldırıp bana baktı. Sinirli gibi kaşlarını çatarak eliyle dudağıma hafifçe vurdu.
"Sus bakim deme öyle." Çatılmış kaşlarıyla bana bakarken dayanamayıp gülümsedim. O da üzerimden kalkıp yatakta oturdu. Bende kendimi kaldırarak yanında oturur hale geldiğimde kollarımı açarak esnedim.
"Ayy çok acıktım ben Jisung."
"Bende acıktım. Ben aşağı mutfağa iniyorum, sende gel tamam mı?" Başımla hızla onayladıktan sonra ikimizde yataktan kalktık. O mutfağa giderken bende hızla yüzümü yıkamaya gittim.
Dün moralim bozuk olduğundan Jisung bugün okula gitmeme kararı almıştı. Benimde bugün bazı derlerim boş olduğundan kabul etmiştim. Aslında onun bugün dersleri fazlaydı fakat ne dersem diyeyim yanımda durmak istemişti.
Hızla yüzümü yıkayarak aynada şişmiş gözlerime baktım. Yüzüme biraz krem sürdükten sonra odaya girdim. Yatağı ve odayı topladıktan sonra cama doğru ilerledim. Her taraf kar olmuştu ve hava fazlasıyla kapalıydı. Hâlâ kar yağması beni mutlu etmişti. Beklediğim kar zamanı gelmişti. Eğer bir sorun olmazsa bugün akşam saatlerinde dolaşmaya çıkacaktım.
Bu biraz beni mutlu ederken hızla aşağı indim. Jisung yine mutfağı sadece birkaç dakikada fazlasıyla dağıtmıştı. Yanına ilerleyerek ona yardımcı olmaya çalışırken bir yandan da onun dağıttıklarını topluyordum.
"Bugün dışarı çıkacak mısın?"
Hızla başımı olumlu anlamda sallarken elimdeki yumurtayı karıştırıyordum. "Evet akşam olunca karda dolaşmaya çıkabilirim. Yaz boyu kışın gelmesini ve kar yağmasını bekliyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hüznün otuzuncu günü
Fanfiction° Sana beslediğim güzel duygular tarafından terk edildiğim bu an, içimdeki çaresizlik ve hüzün. Mutlu olmak isterken kalbimde hissettiğim kırıklık, üzerime yağan kar ve ben. Birde duvardaki senin hüzünlü çiziklerin. "Acısını hissetmiyorum. Elimden a...