°°°
"Jisung, Taehyung'un doğum gününe altı gün kaldı. Ne yapacağım?"
"Jungkook iki gündür Taehyung'un doğum gününden başka bir şey düşünmüyorsun. Kafan o kadar o günle doldu ki üç gündür Taehyung'u görmediğini unuttun. Normalde olsa üç gündür görmedim diye dolanırdın."
"Tabii ki unutmadım ama nasıl görebilirim ki? Hiç karşılaşmadık, parka gittim orda da yoktu. Aslında Hoseok hyungun yanına gidip onu görbilirim."
"Şu bahsettiğin çizikleri çiziyor mu hâlâ?"
"Evet kontrol ettim bugün de çizerse altı çizik kalacak. Hergün çizdiğine göre kesin altı çizik kaldı yani."
Dikkatim önümdeki kitapta takılı kalmışken yerinden bi' anda fırlayan Jisung'la korkuyla sıçradım. Büyük bir gürültü çıkartmamızla kütüphanedeki çoğu kişi bize döndüğünde Jisung tekrar yerine oturdu.
"Jisung rezil olduk ne yapıyorsun?"
Heyecanla çok önemli bir şey anlamış gibi sandalyesini bana doğru yaklaştırdığında tam konuşacakken Jimin geldi. Dikkatim dağılmış, Jimin'in gelmesiyle Jisung ona dönerek büyük bir sır anlatır gibi konuşmaya başladı.
"Jimin bak şimdi acayip bir şey fark ettim ama ondan önce her şeyi bilmen lazım. Değil mi Jungkook."
Yüzünü bana çevirip onaylamamı beklediğinde Jimine dönerek konuşmaya devam etti. Jimin Taehyung'u bir kere görmüştü fakat aramızdaki şeyleri bilmiyordu. Gerçi aramızda pek bir şey olmamıştı ama işte...
Jimin'e anlatmasında sorun yoktu. Son zamanlarda Jimin'de bizim yanımızda oluyor beraber vakit geçiriyorduk.
"...sonra Jungkook iki kere evinde kaldı falan, ama anlattıklarına göre Taehyung çok tatlı birisiymiş fakat bu olabilecek bir şey mi? Tabii ki hayır. Her neyse.." dedikleriyle derin bir nefes vererek gülümsedim. jisung cidden ne anlatıyordu.
"Bak şimdi Jimin asıl önemli yere geliyorum. jungkook ayakta uyuyor resmen!"
Jimin pür dikkat kesilmiş Jisung'u dinliyor, arada bir şaşırıp arada Jisung'a gülüyordu. "Bu Taehyung her gün çizik atıyor ve son altı çizik kaldı buraya kadar her şey tamam ama önemli bir şey var ki altı gün sonra Taehyung'un doğum günü."
Jimin ve ben Jisung'a hiçbir tepki vermeden bakmaya devam ederken kendini tutamamış iki elinide masaya vurarak ayağa kalkıp bütün kütüphaneyide beraberinde ayaklandırmıştı.
"Ya arkadaşlar anlamıyormusunuz aynı güne denk geliyor!"
"Sessiz olur musunuz?"
Jimin sinirlendiği belli olan insanlardan özür dileyip Jisung'u yerine oturtmaya çalışıp kendiside yerine oturdu. Ben ise hiçbirini duymadan sadece düşünüyordum.
Ne olacaktı şimdi.
"Arkadaşlar ben hiçbir şey anlamadım. Adam doğum günü için çizik mi çiziyo amına koyayım."
"Hayır çok saçma kesin bir şey var bu işte. Jungkook sen sürekli onun yanındasın ne olabilir?"
Kafamı masaya gömüp ellerimle saçlarımı karıştıp dağıttım. "Off bilmiyorum." Yüzümü masadan kaldırıp karşımda durup düşünen Jimin ve Jisung'a baktım. "Ya saçım çok dağıldı mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hüznün otuzuncu günü
Fanfiction° Sana beslediğim güzel duygular tarafından terk edildiğim bu an, içimdeki çaresizlik ve hüzün. Mutlu olmak isterken kalbimde hissettiğim kırıklık, üzerime yağan kar ve ben. Birde duvardaki senin hüzünlü çiziklerin. "Acısını hissetmiyorum. Elimden a...