YiğKüb hikayesidir...
Bir erkek bir kadın birbirlerine ait olduklarını daha ilk görüşte anlamışlardı. Onca kalabalığın içinden birbirlerini seçmişlerdi...
Aşk ile başlayan ilişkileri ailelerin araya girmesiyle zarar görsede asla sevmekten vazgeçmezl...
Karakterlerin tanıtımı... Yiğit Kılıç : Ayvalıkta yaşayan bir ailenin büyük oğluydu. Annesi Zeliha ev hanımı babası Hasa'nın ufak bir bakkal dükkanı vardı. Kendisinden iki yaş küçük Emir adında bir erkek kardeşi vardı. Liseye kadar okumuş hayta bir delikanlıydı. Yeşil gözleri kumral turuncu karışımı saçları olan yakışıklı biriydi. Gittiği her ortamda dikkatleri üzerine çekmeyi başaran son derece karizmatik bir erkekti. Kübra : Bir evin tek kızıydı. Annesi onu doğuruken ölmüştü. Annesizliğin verdiği acı gözlerimden belli olurdu.. 20 yaşında masum ,narin ,ürkek ,utangaç bir kişiliğe sahipti. İnsanları karşılıksız seven temiz kapli bir genç kızdı. Masmavi gözleri sarıya çalan saçları beyaz teniyle çok güzeldi. Gösterişten uzak sade giyinmeyi seven makyaj yapmayan su gibi berrak biriydi. Babası Sadullah'la bitlikte yaşıyordu. Babası tefecilik yapmaktaydı. Sert baskıcı bir kişiliğe sahipti. Kızına hor davranan, hırpalayıp döven, gaddar birisiydi. Emir : Kılıç ailesinin küçük oğluydu. Esmer uzun boylu yakışıklı mimarlık ikinci sınıf öğrencisiydi. Derya: Kübra'nın en yakın arkadaşıydı. Anne babası ve küçük kız kardeşiyle beraber yaşıyorlardı. Bir mağazada satış elamanıydı. Sibel : Kendinden başka kimseye değer vermeyen para delisi bir kişiliğe sahipti. Babası ölmüş annesi Neriman'la yaşamaktaydı. Üçüncü sınıf bir manken bozuntusuydu. Gül: Zeliha'nın amcasının kızıdır. Selim: Araba tamircisi sıradan biridir. Ender: Barlarda barmenlik yapan biridir. Hakkı Bey: Çok zengin bir iş adamıydı.. Aylin: Hakkı Beyin şmarık hoppa kızıdır. Kenan: Son derece yakışıklı bir erkekti. Çocukluğundan beri Kübra'ya aşıktı.
Kılıç ailesi Ayvalıkta yaşayan orta halli sıradan bir ailedir. Zeliha istanbul da büyümüş olmasından dolayı, yıllar geçmesine rağmen yaşadığı yere bir türlü alışamamıştı. Hep birgün ailesinden miras kalan Balatta'ki evlerine dönmenin hayalini kurardı. Hasan eşinin aksine bulunduğu yerden ve yaşadığı hayattan oldukça memnundu. Hırsları olmayan mülâyim bir kişiliğe sahipti. Hasan ve Zeliha'nin iki oğulları vardı. Büyük oğlu kardeşinin yanı sıra hırçın, asi ele avuca siğmayan bir delikanliydı. Liseyi zarzor bitirmiş zamanını hovardalık yaparak geçirirdi. Mert, delikanlı, sözünün eri, cesur bir adamdı.. Emir Yiğit'in tersine sakin ağırbaşlı bir mizaca sahipti. İstanbul da mimarlık okumaktaydı. Her yaz tatilini yapmak için ailesinin yanına giderdi... ——————————————— GİRİŞ Zeliha yıllardır verdiği savaşı sonunda kazanmıştı. Hasan'ı İstanbul'a gitmeleri konusunda ikna etmeyi başarmıştı. Bir gün bütün eşyaları kendilerine ait olan küçük kamyonete yükleyerek istanbula doğru yola çıkarlar. Uzun yolculuğun ardından istanbul'a Bakatta ki evlerinin önüne gelirler.
Zeliha'nın akrabası olan Gül onları karşılar. Geldiklerinde zorlanmasınlar diye evi önceden elden geçirip, derleyip toplamıştı. Yiğit ve Emir arabadan indiklerinde üç güzel kızın onlara baktığını görür. Yiğit karşısında güzel kızları görünce gülümser. Ağzını açmadan mırıldanarak.
"Cennete geldik galiba birader."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
