"Evet, şimdiden önlemimi almak istiyorum çünkü video başladığı an kalkıp gidemezsiniz." Gözlerimi Jin hyung'dan alıp bizi kendince uyaran, iş arkadaşı yoongi hyung'a çevirdiğimde kesinlikle bir deli gibi gülmeye devam ediyordum. Kimse onu dinlemediğinden olacak ki gözlerini kıstı ve bir süre gülüşlerimin arasından bakıştık. Pekala, buraya geleli iki saat olmuştu. Video çekimine başlama saatimizi geçeli ise bir buçuk saat oluyordu.
Dün hazırladığım şeyleri giymiştim uyanır uyanmaz, neden bu kadar heyecan yapmıştım bilmiyordum ama düzgün bir şeyler yiyememiştim bile bu yüzden taehyung buraya gelirken bir yerde durmuş ve bana atıştıracak şeyler almıştı. Şu an bile ara ara ağzıma atıyordum.
Ve yemin ederim ki videoya başlamama nedenimizde benim ve taehyung'un hiçbir bir suçu yoktu. Jin hyung o kadar özlemiş ki bizi susmadan duramadı. Bir sürü şey konuştuk, yeni esprilerim var dedi bir sürü şey söyledi. Deliriyorduk adeta. Hala daha gülüyorum mesela,yoongi hyung ciddiyken ona baka baka gülüyordum özellikle. Az çok tanıyordum onu, bundan nefret ederdi çok iyi biliyordum ama gülmeden duramıyordum çünkü bundan beş dakika önce Jin hyung üstüne atlayan böcek yüzünden iki dakikalığına baygınlık geçirmişti, tüm stüdyoyu birbirine katmıştı sonrada hiçbir şey olmamış gibi gidip oturmuştu. Bense hala buna gülüyordum, taehyung pek mimik göstermiyordu, hatta bana güldüğüm için kızıyordu çünkü böcek onu ısırsaymış hyungu ölebilirmiş... Ben de ona aynen taehyung diyip daha çok gülüyordum.
Ama artık durmam gerekiyordu.
"Tekrarlıyorum, caymak yok."
"Tamam." Ve "Tamam."
Kameralar ayarlanmıştı, oturacağım yeri iyice halletmiştik, sahne ışıkları, yakamızda ki mikrofonların ayarları, makyaj... Birçok şeyin kontrolü başladığında biraz gergindim çünkü sorular, kişisel hayatımızı da kapsıyordu ve konsept gereği cevaplamak zorundaydık.
Cevaplamamız gerekiyor değil, cevaplamak zorundaydık...Ben Jin hyung'un video konseptlerinin böyle olacağını bilseydim sanırım kabul etmezdim. Bizi zorlayacaktı, gelirken yolda anlamıştım bunu. Herkesi zorluyordu ya sa gözümde büyütüyordum.
"Sorular hazır. İsterseniz ben okuyayım direkt olarak ya da siz kendiniz kavonazdan çekin?"
Dudaklarım üzüldü, hangisi daha iyiydi bilmiyorum. Taehyung'a baktığımda o da beni izliyordu. Eğer kötü bir soru gelirse ve onu içimizden biri okursa bu bizi nasıl hissettirir diye düşünüyordum gözlerimi kısarak. Hiç iyi olmazdı. Ah, gerçekten çok ikilemde kalmıştım. Taehyung'un mimiklerinden onunda benim gibi olduğunu anlıyordum bu yüzden kameranın arkasında bizden cevap bekleyen jin hyung'a sen oku dedim ve böylece çekime başladık.
Soruların nasıl olduğunu o hariç kimsenin bilmediği uyarısını da yapmıştı bize. Ekibinin merak ettiği şeyler ve tanıtım üstüne çıkan sorularmış bunlar bir de namjoon hyung'un çevresinden bulmuş falan filan, eh yayınımı izleyen hayranlarımı da es geçmemişler,özel hayata çok girebilirlermiş.
"Basit bir soruyla başlıyorum... Nasıl tanıştınız?"
Gerçekten de basitmiş. Gözlerim, yanımda ki dünya yakışıklısı adama kaydığında istemeden gülmüştüm, kaç kere cevaplamıştım bu soruyu kendi içimde ya da yayınlarımda bilmiyordum ama tekrar tekrar anlatır, hiç sıkılmazdım. Derin bir nefes alıp aralamıştım dudaklarımı basit bir cevap için.
"Lisedeydik, ilk günümdü ve oldukça gergindim, korkuyordum. Büyümüştüm. bu yüzden sınıfa girerken, kendimi her şeye hazırlamıştım. İstenmeyen bir çocuk olduğumdan," dudaklarım büzüldü, yetim olduğumu ima ediyordum ama yanımda ki adam dışında kimse anlamadı bunu, o da anladığı için elimi tutmuştu." dışlanırım ya da bana kötü kötü bakarlar diye düşünüyordum ama hayır, kimse birbirini tanımıyordu ve öyle hisseden tek ben değildim. Eh, sonra taehyung'u gördüm. Film içerisinde işlenen konuyla aynı tanışmamız, o hala benden 2 yaş büyük, o zamanda büyüktü. Onun yanına oturdum." Elimi sıktı. "Bahçede kedileri besledik, ördüğüm şeylerle ilgilendi." ve daha bir sürü şey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. perfectly fine ✓
FanfictionJungkook, açtığı canlı yayında gösterdiği eski arkadaşının kore'nin aranan bir numaralı seri katili olduğunu bilmiyordu. -- /2021