Yeni bölümüzün geldii
Çook iyi okumalar..
Tek bir pencere vardı. O ise sadece bir gün açılmıştı. Öldüreleceğim gün..
Babamın gönderdiği mektuplar bir kızın psikolojisini yerle bir edecek mektuplardı. Benim ise sessizliği dinlemekten başka çağrem yoktu.
Maskeli Adam 1 haftadır yoktu. Bakıcım babamdan gizli bana bir kaç şey öğretiyordu. Ama oda gelmedi. Sanırım babam onuda öldürmüştü. Sırf lanetim bulaşmasın diye..
Kapı açılınca sevincim gözlerimi ışıldattı. Kendimi toparlayıp. Ona böyle bakmamı en az 100 kez içimde tekrarladım.
"Gün ışığı? Neden tepki vermeden yere bakıyorsun"
Yere mi bakıyordum? Evet yere bakıyordum. Lanet olsun tekrardan! Şu lanet kelimesinden nefret ediyorum. Ama lanet olsun kelimesi hoşuma gidiyor.
"Neden gelmedin yanıma?"
"Bune sorgulama gün ışığı" Evet Dora sanane adam belki bazı kızlarla yattı. Bazı kızlarla öpüştü.. Yeter bu kadar! Abartma
"Sen hiç erik yedin mi?" Diye sordum merakla eriği bakıcım bana söylemişti. Ama hiç yememiştim. Güzel tadı varmış. Yani öyle söyledi bakıcım.
"Canın mı çekti" dedi
"Yani.. hiç yemedim nası bir tadı var bilmiyorum ölmeden eriğin tadına bakmak istiyorum getirebilir misin"
"Sen bunları düşünme uyu gece oldu" dudaklarımı büzdüm. Getirmeyecekti ve ben hiç bir zaman erik yemeyecektim.
Maskeli adam gitmişti. Ben ise çokta üstelemeden yatağıma yatıp uyumaya çalışmıştım. Ama babamın neden beni sevmediği yüzünden kaç uykum bölünmüştü bilmiyorum.
Belkide onları üzmüştüm. Bu yüzden lanetli diyorlardı. Ama onları bu kadar ne yaptım ki beni bebekliğimden beri bu eve hapsettiler?
Bu beni sadece şüpheyle kaplamıştı.
Sabah son kalan yemeklerimle karnımı doyurmuştum. En azından bir kaç yemek yemiştim. Oda bir şeydi.
Maskeli adam hala gelmemişti. Yoksa benden iğreniyor muydu? Mutfaktan peçete almak için tekrar gittiğimde iki kasa dolusu eriğin olduğunu gördüm.
Sırf ben istiyorum diye iki kasa erik mi getirmişti. Erikten bir tane alıp yıkamaya başladım. İyice yıkayıp ağzıma attım. Tadı çok güzeldi. Ama çekirdeği olmasa daha iyi olurdu.
Sanırım yerken çekirdeği çıkarmamız gerekti. Erik yemeninde kuralları vardı.
Kapı açılınca sevinçle güldüm. Beni fark edip yanıma geldi.
"Erikler.. çok güzel tadı daha önce hiç böyle bir şey yememiştim" Diye mırıldandım. O ise eline bir erik alıp yıkamaya başladı. Çekmecedeki tuzu alıp eriğe döktü.
"Eriği çok sevdim ama çekirdeği çok sert" bana tam uzatacağı eriği tezgaha koydu. Eline bıçak alıp eriğin çekirdeğini çıkardı. Sonra tekrar eriği bana uzattı.
"Eğer eriğin çekirdeğini sevmiyorsan hepsini teker teker ayırabilirim" dedi ben ise maskeli adamın verdiği tuzlu erikle şaşkına onu izliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKALA
RomanceKaçıyorduk arkamıza bakmadan dimdik korkarak arkamızda bıraktığımız kişiler bize bağırıyordu umursamıyorduk takmıyorduk Sadece kaçıyorduk duramıyorduk yürümüyorduk durmuyorduk sadece koşuyorduk Yaptığımız şeylerden kötülüklerden iyiliklere kadar hep...