15. Bölüm

4.3K 268 42
                                    

Ben geldim! Özledim, buraya bir şeyler yazmayı, yine aynı heyecan tarafından sarmalanmayı deli gibi özledim.

Oy verdiysek ve yorum yapma konusunda anlaştıysak başlayalım mı?

Keyifle okumanız dileğiyle.

⛓️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

⛓️


Kendimi hiç bu kadar güçlü hissettim mi, hatırlayamıyordum. Şimdi etrafımdaki onca insanın ortasında dururken, Yiğit hemen arkamda yerini korurken sanki güç bedenimin etrafında bir kalkan gibi kol geziyordu. Bu gücün temeli elbette arkamda duran adamın varlığıydı fakat, hiç şüphesiz diğer sebebi inancımdı.

Babamın katil olmadığına olan inancım.

Yiğit bir sözüyle dize getirmişti herkesi ve sevseler de sövseler de beni dinlemek için hepsi el pençeydi şimdi.

"O akşam gördükleriniz bir yanılsama," diyerek başladım konuşmaya. Kimse çıt çıkarmadan sözlerimi dinlemek için buradaydı ve ben elime geçen bu fırsatı kaçırmadan kullanmak için devam ettim. "Kahraman amca kan kaybından vefat etti. Babamın yanına gelmeden öncesinde belki de, henüz bilmiyoruz ancak içiniz rahat olsun zira biz durmuyoruz. Bu cinayetin arkasında her kim varsa onu bulmadan da durmayacağımızı bizi tanıyan herkes bilir." Kalabalığın üzerinde gezdirdim gözlerimi. "Beni seversiniz veya sevmezsiniz tercih sizin. Abimi, seversiniz veya sevmezsiniz. Umurumda olmaz. Bir şartla," diyerek işaret parmağımı kaldırdım yukarıya. Çenem her zaman olduğu gibi yukarıda, başım dikti. "Saygısızlığa tahammülüm hiç olmadı, hiç olmayacak. Yerinizden yurdunuzdan olmamak için üç maymunu oynayacaksanız ona da eyvallah."

Erdem çöküp kaldığı yerde elindeki çerçeve ile beni dinliyordu, bunu gördüm.

"Gördüklerinizin doğru olduğunu düşündüğünüzü biliyorum. Buna itirazım da yok. Ancak madalyonun daima iki yüzü vardır. Size gördüğünüz şeyleri savunmak haksa, bize görmediğimiz şeylerin peşine düşmek haktır."

"Sana neden inanalım?" diyen kişi Yalçın abiydi. Elbette ben de bana hemen körü körüne inanmalarını beklemiyordum. Zaten öyle olsaydı asıl absürt olan da bu olurdu. Ben sadece at gözlüklerini çıkarmalarını istiyordum. Gördüğüne inanmakta problem yoktu. Mesele, görmediğini araştırmaktaydı, sorgulamaktaydı.

"Babamın, iddia edildiği gibi Kahraman amcayı bıçakladığını aranızda gören var mı?" diye sordum. Herkes yanındakine döndüğünde gerçekten bu anı gören birisinin olup olmadığını sorguluyorlardı.

"Ben bıçağı göğsünden çekerken gördüm!" dedi Hakkı abi. Bizim bir üst jenerasyonumuzdandı. Babamı da Kahraman amcayı da buradaki herkes gibi çok sever, sayardı. Sevdiği kadına kavuşmasına babamlar vesile olmuştu. "Kahraman baba yere yığıldı gözlerimin önünde."

HÜKÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin