BÖLÜM4:ELİMİZDEN ARTIK BİR ŞEY GELMEZ...

707 30 6
                                    

"Arkadaşlar tadında bırakıyım dedim o yüzden kısa ama en kısa sürede yazıcam"

Aşağı indiğimde herkes koltuklara oturmuş konuşuyorlardı. Yanlarına tüm cesaretimi toplayıp gittim. Beni görünce Benjamin yerinden kalktı ve bana yer verdi.

Çekine çekine oturduğumda Andrey beni baştan aşağıya süzüp “Dün kendini keşke bu kadar zorlamasaydın şimdi ellerindeki yaralar olmazdı” eliyle elerimi işaret etti. Daha önce hiç dikkatimi çekmemişti -zaten dün olanlardan sonra yaşadığıma dua etsem iyidir- ellerimde küçük yaralar ve morarıklıklar vardı.

Başımı kaldırdığımda Andrey arkasına yaslanıp “Merak etme birazdan hepsi geçecek, hem fazla canın yanmayacak” dedi “Ne” diyebildim sadece arkamdan bir ses “Çok özür dilerim, beni affet”. Ben daha ne olduğunu anlamadan boynumda dayanılmaz bir acı hissettim…

(JAMES)

Emily  Andrey’le konuşmaya dalmıştı, arkasından ona yaklaştım ve aramızdaki mesafeyi kapattım. Artık tek yapmam gereken işareti beklemekti. Birkaç Dakka sonra Andrey’den işaret geldi. Yavaşça boynuna eğildim “Çok üzgünüm beni affet” o daha ne olduğunu anlamadan saçlarını çekip damarına yapıştım. Kanına sadece zehrimi verecektim ama kanı o kadar güzel ve tatlıydı ki daha önce içtiğim hiçbir kana benzemiyordu o yüzden içtim.

Kanının damarlarından çekildiğini hissediyordum. Kendimi o kadar kaptırmıştım ki Andrey, Ken, Benjamin beni ondan ayırmaya çalışıyorlardı ve sonunda beni duvara yapıştırdılar. Erkekler benle ilgilenirken kızlarda Emily’i buradan uzaklaştırıyordu. Andrey bana bir tane geçirip “Kendine gel hemen! O kız senin sevdiğin kız. Şimdi o kanın tadını unut” diyip beni sarsmaya başladı.

Birkaç Dakka sonra kendime geldiğimi hissettim artık vampir dişlerimin o kadar uzun olmadığını gözlerimin kırmızıdan eski buz mavisi rengine dönmüştü. Olduğum yerden doğrulup “Ben biraz önce ne yaptım. Ben böyle olsun istemedim ki” panikten dört dönerken ben Andrey beni kolumdan tutup “Sakin ol şimdi onun yanına gidiyorum ve sende benimle geliyorsun” dedi sertçe.

Merdivenlerden yukarı çıkarken ona bir şey olmamasını umuyordum. Odanın kapısını açtığında Andrey bana acırcasına bakıyordu. Bu da neydi şimdi bilmediğim bir duygu beni bu hale nasıl getirmişti. İlk defa hayatımda böyle bir şey oluyordu daha doğrusu içimde. İçeriye girdiğimizde            Emily’nin boynunda ısırdığım yerden kan akıyordu. Ölmek üzereydi kalp atışları çok yavaşlamıştı.

Yanına koşup bileğimi ısırdım ve bileğimi onun dudaklarına bastırdım. Akan kanımın onun boğazından geçtiğini biliyordum. Birden o yavaşlamış kalp atışları da durdu. Ben Andrey’e bakıyordum bir cevap vermesi için ama o sadece bakıyordu bana. Sonra bana yaklaşıp elini omzuma koydu “Artık bekleyeceğiz elimizden başka bir şey gelmez çünkü” odadan çıkacakken “Hepsi benim suçum onu ben öldürdüm ben öldürdüm, eğer ki ben onu hiç görmeseydim ona bu içimde anlam veremediğim duyguyu beslemeseydim o şuan yaşıyor olacaktı” dedim ya da sadece fısıldadım.

Kendimi artık tutamadım ve ağlamaya başladım hem de bağırarak, hıçkırarak en önemlisi de içimdeki bütün kini kusarak. Bunu ona ben yaptım ve geri dönüşü yoktu. Keşke onu hiç görmeseydim.   Saatlerce ağladıktan sonra onun ölümüne lanetler ediyordum kendimce.

Birden bire gözlerini kırpmaya başladı ve birkaç saniye sonra olduğu yerden fırladı. İnanmıyorum o. O artık bizden biri. Şimdi en zorlu kısmı atlattık derken ona bunu nasıl açıklayacağımı düşünmeye başladım. Ona doğru bir adım attım ki…

AŞK BENİ ÇAĞIRDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin